Giriş
(4)

Kavuşulamayan aşkla bir ilişki sürdürülür mü?

dolantindr
Aşklarımıza kavuşabiliyoruz, ama sonu genelde hep hüsran değil mi. Çok sevdiği ya da aşık olduğu insanla bir şeyler yine bitecek korkusuyla çok yakın olmak istemeyen, ya da ilişkiyi hep bu flört aşamasında sürdüren var mı. Hani böyle aranızdaki çekim evrenden bile güçlü, belki evren bile kavuşmanızı
Aşklarımıza kavuşabiliyoruz, ama sonu genelde hep hüsran değil mi. Çok sevdiği ya da aşık olduğu insanla bir şeyler yine bitecek korkusuyla çok yakın olmak istemeyen, ya da ilişkiyi hep bu flört aşamasında sürdüren var mı. Hani böyle aranızdaki çekim evrenden bile güçlü, belki evren bile kavuşmanızı istiyor ama siz daha fazlasına gidersem yine ayrılabiliriz diye ileriye çok gitmek istemiyorsunuz. Böyle bir ilişki bu şekilde sürdürülebilir mi? iki mıknatısın birbine çok yakın durup, biribirini çekmesi gibi, ama mıknatıslar birbirine hiç yapışmıyor.
-1
dolantindr
(19.11.25)
tersten beni anlatmışsın valla. aşık olduğum bir kız var. tam kafa dengim. birbirimizle de çok iyi anlaşıyorduk. sanki benim diğer yarım gibiydi. ilk teşebbüs başarısız olunca aylar sonra geçen hafta tekrar şansımı denedim. kız "seninle çok iyi vakit geçireceğimize, anlaşacağımıza eminim. ama daha çok zaman geçirip denedikçe benim sevgim daha romantik bir hal almayacak. sonunu bildiğim bir maceraya atılmak istemiyorum" diye yine reddetti. :( anlaşılan bir kalp yarası almış. bu durumda ilişkiyi sürdürmek zor sanki.
-1
efreet sultan
(19.11.25)
seviyosan git konuş bence
0
Sadece soruyorum
(19.11.25)
Başka bir mıknatıs yapıştırınca aklın başına gelir. Hayat böyle fanteziler için çok kısa. Seviyorsan konuşacaksın. Korkarak yaşayamazsın.
0
arbre
(19.11.25)
bunu 1,5 yıl yaptık ama bol kavgalı. ben adı konsun istedim. sonra sabrımın nihayet sonuna geldim ve bıraktım kendisini. 4 ay falan konuşmadık. sonra o geldi sevgili olmak için.

adı konmayınca aşık mıyız, fb miyiz fwb miyiz ne bok olduğu belli olmuyor. çok rahatsız edici strese sokucu bir şey.

tavsiyem bizim gibi 1,5 yıl süründürmeyin. zira duygularımı baya sömürdü azalttı bu belirsizlik ve güvensizlik. o eski aşık değilim. tek istediğim adının konmasıydı, bu kadar zor olmamalıydı. şimdi ise eskisi gibi değilim işte ve bu beni mutsuz ediyor. hevesim geçtikten sonra gelmiş oldu resmen. anlamı kalmadı.

nasılsa bu da terk edecek bitecek gidecek kafasından çıkın. eski sevgililerinizle aranızda geçenleri yeni kişiye yükleyemezsiniz. belki önceki 10 kişi aynı haltı yedi ama bu 11. kiş yapmayacak belki???

bu yeni kişinin terk edeceğini düşünüyorsunuz, yine biteceğini vs. düşünüyorsunuz ve ister istemez de ona göre davranıyorsunuz. (bkz: kendini gerçekleştiren kehanet) Pygmalion etkisi

siz mesafeli soğuk itici ilgisiz ve sorumsuz davranınca karşıdaki de e bir süre sonra cidden gidiyor çünkü bağınızı hissetmiyor bu ilişkiden bana fayda yok diyor ve gidiyor. sonra siz de bak biliyordum gideceğini diye kendinizce üste çıkıyorsunuz. ama ilgili davransaydınız o kişiyle sağlam bağlar kurabilirdiniz belki de.

benimkine ben deli gibi aşıktım. bana baştan bağlı davransaydı adını koysaydı kimsenin hiçbir şeyin bizi bozamayacağı güçlü bir ilişkimiz olurdu. şimdi ise bolca kalp kırıklığı, hayal kırıklığı yaşadığım bir şeyin adını koyduk ve devam ediyorum ama hevesim kalmadı. adını koyabilmemiz için ila terk etmem mi gerekiyordu? illa kalbimin defalarca kırılması mı gerekiyordu? bu nasıl bir sabır ve bağlılık testi? günlerce ağladım, defalarca... istemiyorum dediği için kendimi soğutmaya çalıştım ve soğuttum, şimdi onsuz da yaşayabilirim derken yanına geri istemesi... ben kendimi ısıtmaya çalışıyorum. o aşkımın alevi tamamen sönmüş değil. onun da çabasıyla kendim de çabalayarak o eski aşık beni geri getirmeye çalışıyorum. ancak herkes bunu yapamayabilir, yapmak istemeyebilir.

saçmalık arkadaşlar. yapmayın. ıssız adamcılık oynamayın. cool değil, avrupai değil, modernlik bu değil. böyle davranırsanız yalnızlığa ve güvensiz ilişkilere mahkum kalırsınız.
0
art cat chocolate
(19.11.25)
(9)

zehirlenen aile

exlibris
öncelikle çok üzücü bir durum, çekirdek aile hayatını kaybetti, ülkece üzüldük.bu tarz zehirlenme durumunda acilde ne gibi girişimde bulunulur? zehirlenme olduğu tespit edilseydi, serum iğne panzehir gibi bir tedavi mi uygulanıyor? ne yapılıyor acilde?
öncelikle çok üzücü bir durum, çekirdek aile hayatını kaybetti, ülkece üzüldük.

bu tarz zehirlenme durumunda acilde ne gibi girişimde bulunulur? zehirlenme olduğu tespit edilseydi, serum iğne panzehir gibi bir tedavi mi uygulanıyor? ne yapılıyor acilde?
+1
exlibris
(18.11.25)
Sarı serum basıp gönderiyorlar
0
artıküyeolmakistiyorum
(18.11.25)
bir kaç defa zehirlenme şüphesiyle gittim. her defasında iğne yaptılar ama böyle nasıl bir rahatlama anlatamam. şıp diye kesmişti.

lan iğne yapmışlardı ve anında mide bulantım gitmişti yalan mı söylüyorum o. çocukları 3 ünüz birden abanmışsımız cevabıma.
-5
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.11.25)
serum, mide yıkama vs. yapılıyor büyük oranda.
0
tchuck
(18.11.25)
ne zehirlenmesi olduguna bagli olarak degisir. gida zehirlenmesinde serum falan veriyorlar.
ilac zehirlenmesinde kömür veriyorlar, serum bagliyorlar.
karbonmonoksit zehirlenmesinde saf oksijen ya da hiperbarik oksijen tedavisi uyguluyorlar.
bu aileyi zehirleyen böcek ilacinin panzehri yokmus bu arada. hekim de bir sey yapamazmis. okudugumun yalancisiyim.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
Dogru mu bilmiyorum ama soyle bir yorum gordum. Belki de hastaneye gittiklerinde durumlari cok da kotu degildi, ama otelden bulasan birsey oldugu icin (belki), tekrar zehire maruz kalmis oldular ve artik olay bu noktaya kadar geldi.
+1
mbond
(18.11.25)
doktor ya da sağlık personeli değilim. bu gibi durumlarda bildiğim kadarıyla özellikle zehirlenme olduğu bilinmiyorsa belirtilere uygun en yaygın hastalık neyse onun tedavisi uygulanıyor. youtubeda chubbyemu kanalında buna benzer videolar var.
0
inheritance
(19.11.25)
Herkes tedaviye odaklanıyor ama burada esas sıkıntı oteldeki durumun yaşanmaması gerektiği. Tedavi denilen şey bir mucize değil çünkü. Panzehiri olan bir şey olsa bile panzehirin sizi kurtaracağının garantisi yok. Oteldeki durum ne ise, buduruma yola açan nedene dair daha sıkı tedbirlerin alınması gerekiyor.
0
dolantindr
(19.11.25)
otelde kaldıkları oda böceklere karşı ilaçlanmış, ondan olduğu düşünülüyormuş şu anda ve o böcek ilacının panzehiri yokmuş. ondan olduğu bilinse de sadece destek tedavi uygulanabilirmiş doğrudan bir çözümü yokmuş anladığım kadarı ile.
0
Sadece soruyorum
(19.11.25)
Doktor ve yakınları savunmaya geçmiş. Adalet olsa neler neler olurda iste. Adam muayene bile etmeden göz ucuyla bakıp x serum yapın x iğneyi vurun diye sallayıp geçiyor sonra da böyle oluyor işte.
0
artıküyeolmakistiyorum
(19.11.25)
(5)

Sütün bir türlü kesilmememesi.

Mirket
Sirke, limon, yoğurt kombini bile yaptım. Hala tık yok. Nedir, Niyedir, Bir çare bulun. Bir kazan süt ziyan olmak üzere.
Sirke, limon, yoğurt kombini bile yaptım. Hala tık yok. Nedir, Niyedir, Bir çare bulun. Bir kazan süt ziyan olmak üzere.
0
Mirket
(17.11.25)
Sütün sıcaklığı nasıl? Oda sıcaklığında duruyorsa biraz ısıtın, 42-45C civarına çıkarın, bir de öyle bakın.
0
kobuzchu kiz
(17.11.25)
Kaynama noktasındayken, sirke veya limon suyu veya yoğurdu koyunca iki dakikada kesilip yeşil suyunun ve tortunun ayrışması lazım. Kaynarken hepsini birden ve fazla fazla koydum. Birşey olmadı.
Şimdi soğumaya bıraktım. Tekrar kaynatıp bir daha deneyeceğim. Daha asidiktir diye beyaz sirke de koyacağım bu kez.
0
🌸Mirket
(17.11.25)
sanirim hayvana verilen antibiyotik vs süte geçmekte,

biraz kaynatin lora doner heral.
0
designer
(17.11.25)
bazen böyle oluyor ya kesilmeyince kesilmiyor maalesef. bence artık içinde herhangi bir besin değeri de kalmamıştır kaynamaktan, o yüzden çöp.. beyaz sirkeyi gıdada kullanmak önerilmiyor diye biliyorum bi de
0
mezzosprite
(18.11.25)
bizimkiler sütçüden süt alınca süt kesilmezse iade ediyolar hatta sütçü ile kavga ediyolardı ne ilaç koydun da bu süt böyle bozuk ve kesilmiyo diye. kesilmeyen sütü kullanmayın ve atın.
0
Sadece soruyorum
(19.11.25)
(12)

Kişisel Sınır İhlali

parcaliham
Gece gece aklıma takıldı.10 kişinin 2-3 hafta kaldığı yurtdışında bir yerdeyim. Bu kişiler birbirini tanımıyordu. Neyse, pazar günü ortak yemek yapmak durumunda kaldık. Ben erkek kişisiyim. Mutfaktaki tezgahta 3 kişi yemek yapmaya çalışırken ben de tezgahın hemen üstündeki baharatlık bölümüne erişme
Gece gece aklıma takıldı.

10 kişinin 2-3 hafta kaldığı yurtdışında bir yerdeyim. Bu kişiler birbirini tanımıyordu. Neyse, pazar günü ortak yemek yapmak durumunda kaldık. Ben erkek kişisiyim. Mutfaktaki tezgahta 3 kişi yemek yapmaya çalışırken ben de tezgahın hemen üstündeki baharatlık bölümüne erişmem gerekiyordu. Bir süre bekledim. Sırtı dönük çalışan üç kişi vardı önümde, araya sıkışıp baharatlığa uzandım. O sırada 'bir sn' falan dedim ve elimle bana çarpmamaları için kendisini trans birey olarak tanımlayan erkek kişisinin omzuna hafifçe dokundum.

Benim temasımla birlikte hemen kendisini geriye attı ve garip bir şekilde titredi. Ona döndüm, özür diledim. İyi misin? dedim. İyiyim, kusura bakma gibi bişey dedi. Ben de çok uzatmadan baharatımı aldım, ayrıldım. Herkes mutfakta yemek yerken bu arkadaşımız salona geçti ve tek başına salondaki koltukta bir süre oturdu. Biraz yalnız kalmak istiyorum dedi yanındaki kişiye. Ben de giderken uzaktan iyi geceler diledim. O da iyi geceler dedi ve çıkıp gittim ortak alandan.

Aklıma takıldı. Dokunarak sınırını mı ihlal etmiş oldum? Hata bende mi? Gidip konuşayım mı yoksa olayı büyütmeyeyim mi?
0
parcaliham
(17.11.25)
hic bulaşma
+4
oscar
(17.11.25)
Trans diyorsunuz, büyüdüğü/yaşadığı yere göre değişir elbette ama geçmişinde fiziksel şiddetle karşılaşmış olma ihtimali yüksek. Tepkisinin ardında bir travma olabilir. Neden öyle tepki verdiğini kesinlikle sorgulamadan, fazla büyütmeden kısaca tekrar özür dileyip bundan sonra daha dikkatli olacağınızı söyleyebilirsiniz bence.
+2
kobuzchu kiz
(17.11.25)
konuşursan büyüyecek gibi.
+1
antihero
(17.11.25)
kişisel geçmişi nedeniyle tetiklenmiştir +1
"Bulaşma" diyenlere bakmayın, onlara göre 'anaakım olmayan insan=arıza' ve duyguları önemsiz. Buna takıldığınıza göre siz öyle değilsiniz. Uygun bi zamanda konuşun bence, "seni rahatsız ettiğimi hissettim, niyetim bu değildi düşünemedim özür dilerim" gibi sade bi şekilde
Edit: Özür dilemişsiniz gerçi zaten. Bu durumda çekimserliği devam etmezse bi şey yapmaya gerek yok bence. Devam ederse konuşulabilir "bi sorun varmış gibi hissediyorum, bu da beni üzüyor" gibi
+1
mezzosprite
(17.11.25)
Erkek kişisiyim ve temastan hiç hoşlanmam

Erkek kadın farketmiyor

Sınır ihlalini geçmiş, temas etmişsiniz. Sınır ihlali, yakınlaşmada başlar.

Bence kendinizi şu aşamada açıklamanız daha da kötü bir duruma sokabilir durumu.

- ben erkeğim kadınlar hoşlanıyorum derseniz, net şekilde karşınızdakini tercihine göre yargılamak olur.

- özür dilerim derseniz, net şekilde 2.kez olması dikkat çeker ve ilgi uyandırır.

Suyu bulandırmayın, iletişim kurulursa özür dileyerek ve niyetinizi açıklayarak anlatın. Şahsen ben 'kız arkadaşıma da anlattım ve o da sizden tekrar özür dilemem gerektiğini söyledi. Bu fısatı bulabildiğim için sevindim, yakında evleneceğimiz için herkesin güzel dilekleri ve iyi bakışlı kalpleri bizim için önemli' gibisinden birşey derdim ki red flag olduğum anlaşılsın.
-4
baldan kaymak
(17.11.25)
hiç bulaşma. belliki sorunlu bir kişilik. Geçmişte kafasındaki bir şey tetiklenmiştir. yaptıgınız hareketin olumsuz hiç bir tarafı yok. üstüne üstlük özür de dilemişsiniz.
siz işinize bakın
-1
limonlu eksi
(17.11.25)
uyarı seslenme amaçlı omuza dokunmak ihlal anlamına gelmez.
-1
ground
(17.11.25)
tam bir drama queen, uzak dur diyaloğa girme.

yemek yapılan ve dip dibe olan bir ortamda bir insanın omzuna nazikçe dokunmak rahatsız etmez. etse de tepkisi bu olmaz. bu tavırlar kurban rölüne bürünüp alttan alttan ilgi bekleyen birine işaret ediyor.
-1
orpheus
(17.11.25)
bir şey yapmanıza gerek yok bence de, zaten o anda özür dilemişsiniz ve bilerek özellikle yaptığınız bir şey değil, konuşursanız o kişinin bunu yeniden düşünmesi ve olayı tekrar yaşamasına neden olabilirsiniz gibime geldi. bence eşelemeye gerek yok, o kişi travması varsa bile bunu kendi kendine düşünerek ego savunma mekanizmalarını harekete geçirerek atlatacaktır.
0
Sadece soruyorum
(17.11.25)
bu kadar hassas olmaya gerek varmı gerçekten. salla gitsin. kendi travması ile yaşasın.
0
gercekdunya
(17.11.25)
Genel olarak bir şey yapmamaya ve onun davranışlarını gözlemlemeye karar verdim.

Açıkçası 'bana izinsiz dokundu' cümlesiyle karşılaşacağım diye çekindim. Ayrıca travmasını tetiklediysem de üzülürüm yani.
0
🌸parcaliham
(17.11.25)
"temas yakınlaşmada başlar." yorumunu gordukten sonra 40 yasina kadar sansa yasamisiz diyorum. :D sanki ortadogu degil isvec'te yasiyoruz.

yaw salla gitsin, "herkesi mutlu edemezsin, cunku pizza degilsin"
0
cooperr
(17.11.25)
(6)

Kedi sahiplenme hakkında kafadaki deli sorular…

yankee jumping
Merhaba. Kedileri seven bir insanım. Sokakta gördüğüm kedileri eğer acelem, işim, vb. yoksa durup severim. Daha önce (git: https://eksisozluk.com/entry/175370439) şöyle bir şey yazmıştım.Geçen 2-3 hafta önce sokakta dolaşırken 4 tane kedi yavrusu gördüm. Biraz onlara sokulunca anneleri çıktı geldi k
Merhaba. Kedileri seven bir insanım. Sokakta gördüğüm kedileri eğer acelem, işim, vb. yoksa durup severim. Daha önce (git: eksisozluk.com) şöyle bir şey yazmıştım.

Geçen 2-3 hafta önce sokakta dolaşırken 4 tane kedi yavrusu gördüm. Biraz onlara sokulunca anneleri çıktı geldi karşıma koruma içgüdüsüyle. Ben de korkmasınlar diye hamle yapmadım. Dışarda besleniyor bu kediler ve muhtemelen sokak kedisi. Bu 4 yavrudan birisi tortoiseshell cat dedikleri bir tip :) şerefsize bayıldım..

Şimdi öğrenmek istediğim bazı şeyler var.. hayvanları seven birisiyim ama büyük sorumluluk gerektiren bir durum var ortada. Sahiplenip sonra bakamamaktan da tırsıyorum… vicdan azabı çekmekten korkuyorum.

1- eğer ben o kediyi sahiplenmek istesem ne zaman annesinden ayrılmalı? Nedir bunun zamanı? Emzirme olayı bitmiş gibi görünüyor çünkü önlerinde mama vardı.

2- genel olarak ev içinde beslemeye uygunlar mı yoksa tamamen rastlantısal bir durum mu söz konusu?

3- sokak kedisi olduğundan ev içindeki hayata nasıl adapte edebilirim?
0
yankee jumping
(17.11.25)
bende sokaktan aldım, sokak hastası sürekli kaçmak istiyen bir kediydi hala arada kaçma niyetleri oluyor,(asla bırakmıyorum dışarı) ben durupta sevemeyen bir insandım(çocukken karından kuduz yedikten sonra bıraktım sevmeyi), hiç bir zorluğu yok evde kumu ve otomatik mama kabı varsa suyunuda verdin mi kendi halinde yaşıyor.
tek sorun 1 haftalık tatiller, bıraksam evde yalnız durur ama içim el vermediğinden bakacak biri bulmak sorun oluyor biraz. her kedinin huyu farklı bazısı 1 gün bile yanlız duramıyor, bazısı çok korkak oluyor çeştli problemler illa çıkacak ama bir sorun olacak diye böyle bir güzelliği hayatınıza sokmamazlık etmeyin, kedi çok çok çok güzel bir bağlılık.
+4
eja
(17.11.25)
Hastalandığında bakabilecek maddi gücünüz varsa, perdeleri, koltukları tırnaklayıp, elektronik aletleri dişleyip mahvettiğinde, akşam geldiğinizde halıda veya yatağınızda çiş ve kaka bulmak sevginizi azaltmayacaksa, evden uzun süre ayrı kaldığınızda ona bakabilecek biri olacaksa; bunlar olduğunda sokağa atmayacaksanız, yani çocuğunuz gibi sevebilecekseniz alın derim. Yoksa bence hayatına müdahale etmek daha kötü.
+4
cosmicstring
(17.11.25)
1,5 yıllık kedi bakıcısıyım. kedi bakmak bayağ zor iş. öncelikle ilk 1 yıl epey masraflıydı. 2 karma 2 lösemi aşısı 1 kuduz ve çip işlemi yapıldı, 1 defa da hasta oldu tahlil ve özel gastro mama alınması şu bu baya paramız gitti. ksırlaştrma işine falan da baya paramız gitti. şu anda 2 yaşına yakın masrafımız aşırı değil ama yine de bir bütçe istiyor. maddi durumunuzu değerlendirip uygunsa bu işe girmeniz lazım diğer türlüsü zorlar.

ben sokaktan almadım bakamayan birinin kedisini aldım ama sokaktan alan komşum var zor değil. kum kabı ve kum alıyosun pet shoptan. kutunun içine kumu koy. kediyi de kum kabının içine koy o zaten oranın tuvalet olduğunu anlıyo. eve ilk geldiğinde ürkek oluyo da sonra alışıyo birkaç gün içinde. pet shoptan olta oyuncağı alırsan zaten bebek kediler oyun delisi olduğu için kolaysa sevdirirsin kendini.

youtube da volipet diye bi kanal var, o adam kumu nasıl kullanacaksın, kediyi ısırmamaya falan nasıl alıştıracaksın vs hepsini anlatmış ben kedi aldığımda onun videollarını izlemiştim aynı onun dediği gibi yapıyorum kum kullanımını falan. bi de bir şey olduğunda buraya soruyorum herkes yardımcı oluyo.

emme işi bittiyse istediğin zaman alıp eve götürebilirsin 2-3 aylık olmuştur. dediğim gibi ev yaşamına adapte etmene gerek yok kendisi adepte oluyo, hatta o ev onunmuş da sen misafirsin gibi oluyo.

ENNN ZOR TARAFI BIRAKIP BİR YERE GİDEMEMEK. BU SENE 6 GÜNLÜĞÜNE TATİLE GİTTİM VE KEDİYE KOMŞU BAKTI. AMA AKLIM HEP EVDEYDİ. siz tatile veya birkaç günlüğüne bir yerlere gittiğinizde kediye bakabilecek çevreniz aileniz akrabanız vs yoksa bu işe hiç girmeyin diğer türlüsü hem size zor hem kediye zor.
+1
Sadece soruyorum
(17.11.25)
2 kedim var, ikisi de 5 yaşındalar. hiç kolay değil. köpek kadar zor değil evet ama kolay değil.

şimdi ben oğlumu sokaktan aldım. ha öyle tutup eve getirmekle olmuyor o iş. öncesinden ben kedi sahiplenmeye hazır mıyım diye 4-5 ay düşündüm, maddiyatımı düşündüm... sonra karar verdim ve evi hazırlamaya başladım. kırılabilecek ve kesici olabilecek her şeyi ortadan kaldırdım. kedi tuvaletini satın aldım getirdim eve koydum. sonra kumunu aldım. sonra mama aldım. sonra tırmanma evini aldım. sonra birkaç oyuncak aldım. bunlar da maddi yük olacaktı, önceden halletmek istemiştim. sonra da gittim kediyi almaya, istediğim kediyi başası almış ben de ne bulduysam onu alırım dedim ve gittim oğluşumu aldım.

ilk önce veterinere götürdüm. 6 aylık olduğunu öğrendim. sokakta çok pislenmiş, yıkadılar. ilk ve tek tıkanışı oldu bugüne dek bak 4,5 yıl geçmiş. kediler yıkanmaz çünkü.

eve geldik ve baktım hayvan hırıltılı nefes alıyor, hapşırıp duruyor sürekli. hemen ertesi gün veterinere geri götürdüm. 1 haftalık veteriner serüvenimiz başladı. 7 gün boyunca her gün götürdüm, iğnelerini ve serumunu bekledim 1 saat. neyse ki iyileşti.

ondan 3 hafta sonra da ilk önce misafir olarak gelen kızım geldi. sonra benim kızım oldu. bu sefer de o hastalandı, onunkiyle uğraştım. sonraki sene ise tiroid hastalığı çıktı. tüylerinin yarısı döküldü (hala geri uzamadı) veteriner veteriner gezdim. aylarca ilaç kullandı...

yıllar içinde oğluşumun sırtı yaralandı ufak bir şeydi ama gecenin 2sinde veterinere götürdüm. kızım yaptı sanırım. kalbin dayanmıyor korkuyorsun ya ciddi bir şeyse diye. sonra kızımın patisi kesilmiş yırtılmış, eve bir geldim her yer kan. 10 gün uğraştım var ya pansumanıyla.

gözleri enfeksiyon oldu damlalar kullandım. kabız oldular probiyotik kullandım.

en kaliteli mamaları yediriyorum. sokaktan gelmemiş gibi seçiciler bir de. sokakta da korkuyorlar.

ha bir de... tüm pencerelere ve balkon kapısına dahi kedi telinden kilitli sineklik taktırdım. bu çok önemli.

bir ara kızım apartmana kaçmış kapı aralığından da yarım saat ağlaya ağlaya onu aradım.

bazen çok derin uyuyorlar ve nefes aldıklarından şüphe edip korkup uyandırıyorum.

insan gerçekten çok endişeleniyor, korkuyor.

eve bebek kamerası aldım. kameralı otomatik mama kabı aldım. bin tane oyuncak aldım ama pipetle oynuyorlar. klasik kedi işte :)

düzenli aşıları iç dış parazitleri konusu var...

1 geceden fazla yalnız bırakılmamaları gerekiyor. yoksa strese giriyorlar ve evi dağıtıp kum harici yerlere işeyebiliyorlar. ben bırakmadım ama bırakan arkadaşımın kedisi aynen bunları yaptı. zaten bırakılmaz ya insanın aklı kalıyor.

ayrıca bir başka önemli konu. sigara içmiyor olmanız lazım. sigara partikülleri kedilerin tülerine yapışabiliyor. bu hayvanlar tüylerini yalıyor bu yüzden de dil kanserine varana kadar birçok hastalığa yakalanabiliyorlar.

asla insan yemeği verilmemeli. uyduruk ucuz mama verilmemeli.

şarj aletlerinin kablolarını kemirebiliyorlar. elbiselerin askılarını kemirip koparabiliyorlar...

poşetleri ısıp parçalayabiliyorlar, çok tehlikeli ortada poşet kalmaması lazım.

ortada makas, bıçak, iğne ve iplik bırakmamanız lazım asla. ve bardak da...

klozet kapağını zaten hep kapatıyor olmanız lazım da kapatmıyorsanız kapatmanız lazım.

dişiyse kısırlaştırması gerçek bir ameliyat süreci. zorlu, acılı, ağrılı... benim canımdan can gitti.

vitaminleri var, maltları var...

kapıları açmayı öğreniyorlar...

kilolarıı takip etmek gerekiyor...

asla kızıp bağıramazsınız, nedenini anlamaz sadece korkar...

çocukluğunuzdan beri sizinle duran kupanızı aniden kırar ve canı sağ olsun patisi zarar görmesin diye hemen çöpe atıp yerleri süpürürsünüz (bir de gecenin bir vaktiyse yandınız)

sırtınıza atlarlar, tişörtlerinizi delerler, kollarınızı çizerler...

astımım ve alerjik rinitim olduğunu öğrendim. öksürüp duruyorum. ancak onlardan beni hiçbir şey ayıramaz. çok seviyorum.
+3
art cat chocolate
(18.11.25)
bir kedimiz var. 12 senedir bizimle. ilk geldiginde 5 aylikti. hicbir zorlugu yok esoglusunun. biraz kilo problemimiz var, sürekli mama pesinde ama o da manageable.
evimin nesesi tombilim. o kadar seviyorum ki hicbir zorlugu yok.
yavru alacaksan muhakkak iki tane al. tek basina yavru tutmak hem kedi icin gercekten haksizlik ve zalimce, hem de senin isini kolaylastirir.
anneden 13 haftadan önce ayirma ama biraz da gözle, bazi kediler bir iki hafta daha gec ayriliyor anneden. yerinde olsam 15. haftaya degin beklerdim.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederim. Muhtemelen kedileri uzaktan seveceğim… :)
+2
🌸yankee jumping
(18.11.25)
(1)

Ziraat'ten çektiğim konut kredisi için DASK yaptırmazsam ne olur?

santimantal
Kredi çekerken her yıl DASK yaptırmayı zorunlu kılmışlardı.Hayat sigortası ve Konut sigortası da öyle.Hayat ve konut sigortalarını ben ödemezsem hesaptan otomatik çekiyor.DASK'ta böyle bir zorlama yok galiba. Hesaba para koymazsan poliçe iptal oluyor. İptal olduktan sonra hesabında para olsa bile çe
Kredi çekerken her yıl DASK yaptırmayı zorunlu kılmışlardı.
Hayat sigortası ve Konut sigortası da öyle.
Hayat ve konut sigortalarını ben ödemezsem hesaptan otomatik çekiyor.

DASK'ta böyle bir zorlama yok galiba. Hesaba para koymazsan poliçe iptal oluyor. İptal olduktan sonra hesabında para olsa bile çekmiyor.

Şimdi ancak ben bizzat gidip poliçe düzenletirsem DASK yapılacak.

Eğer gidip yaptırmazsam banka bana bir yaptırım uygular mı? Uygulama hakkı var mı?
0
santimantal
(14.11.25)
ben bir ara banka ipotek işine bakıyodum yanlış hatırlamıyosam daskı sen yaptırmazsan banka yaptırıp primi sana rücu edebilir diye madde vardı.

dask yaptırmamanın dezavantajı şu da olabilir, Allah korusun bi deprem olsa ev yıkılsa sen daskın olmadığı için deprem yardımı alamayabilirsin, ve krediyi de ödemek zorunda kalırsın. bankaya "ev zaten yıkıldı ipotek iptal oldu" gibi bi şey diyemiyosun diye hatırlıyorum
0
Sadece soruyorum
(14.11.25)
(9)

iski su paranız ne kadar geliyor?

eja
830 ile 770 gelmiş son 2ay 14 - 17 m3 kullanmışım 2 kişilik ev, her gün duş, her gün olmasada 2 günde 1 çamaşır makina çalışıyor, esasında rezervuar su kaçırıyor o yüzden çok mu geliyor emin olamıyorum sizde durumlar nasıl?
830 ile 770 gelmiş son 2ay 14 - 17 m3 kullanmışım 2 kişilik ev, her gün duş, her gün olmasada 2 günde 1 çamaşır makina çalışıyor, esasında rezervuar su kaçırıyor o yüzden çok mu geliyor emin olamıyorum sizde durumlar nasıl?
0
eja
(14.11.25)
880 geldi bize de. 2 yetişkin + bebek.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.11.25)
bana cok fazla gorundu tuketiminiz, bizde 2 yetiskin 1 bebek, her gun dus camasir makinasi bulasik makinasi kullaniyoruz 10 m3 en fazla aylik kullanimimiz 400 lirayi gecmiyor o yuzden
0
tahtakafa
(14.11.25)
Bize 730 geldi. Ama önceki aya göre fazla gibi unuttum tekrar bakicam diğer faturaya. Evde 4 kişiyiz. Çamaşır bulaşık makinesi iki günde bir açılır genelde. Duş her gun.
0
egerbiryolcu
(14.11.25)
faturalardan baktım
ekim 2025 - 8 m3 - 399 TL
eylül 2025 - 8 m3 - 389 TL
agustos 2025 - 8 m3 - 381 TL

2 kişi
0
exlibris
(14.11.25)
220-280 arası gelmiş son birkaç ayda. Tek kişiyim.
0
peki madem
(14.11.25)
350-400 arası bizde de 2 kişiyiz, ama duş her gün değil haftada 4-5 gün falan
0
Sadece soruyorum
(14.11.25)
Rezervuar kaçağını hafife almayın, rahatlıkla faturayı katlayabilir.
+1
mikro patlama
(14.11.25)
Lütfen rezervuarını acilen yaptır. Bizim normalde tüketimimiz 6-7 hadi en fazla 8 m3 civarında iken klozetin akıtması sonucu o ay 12 m3 su tüketmişiz. Ben de beklettiğime pişman oldum gerçekten şu kuraklıkta büyük israf.

Bizim rezervuar Kale, Kale'den görevli çağırdım halletti. İki kişi 14-17 m3 su kullanımı anormal.
0
Lethe
(14.11.25)
rezervuar +bin
bu yüzden fatura 1200-1500 ayarında geliyordu; yaptırdık normale indi...
0
suyin
(14.11.25)
(3)

Kedi malt ve kendini yalaması sorunu

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhaba, en fazla beş aylık olan bir kedim var. Bir ay olmadi henüz maĺta başladık. Malta başladıktan sonra sürekli yalayarak kendini temizlemeye başladı. Sürekli kendini yalıyor. Bu durum normal mı? Malttan once bu kadar temizleyemiyordu kendini.Geceleri beraber yatıyoruz başucumda veya boynumda ya
Merhaba, en fazla beş aylık olan bir kedim var. Bir ay olmadi henüz maĺta başladık. Malta başladıktan sonra sürekli yalayarak kendini temizlemeye başladı. Sürekli kendini yalıyor. Bu durum normal mı? Malttan once bu kadar temizleyemiyordu kendini.

Geceleri beraber yatıyoruz başucumda veya boynumda yatıyor. Kendini yalıyor sonra gelip beni yalıyor. Bütün gecemiz böyle geçiyor ve uyku kalitem bozuldu uyuyamiyorum. Sürekli başımda geziniyor, yüzüme basıyor. Burnumu ısırıyor. Kulağımı emiyor.

Bütün gün kuyruğum gibi peşimde geziyor. Balkona çıkıyorum balkonda. Mutfağa gidiyorum mutfakta, tuvalette. Gölgem gibi sürekli peşimde ve onun goz hapsindeyim. Gece tuvalete kalktıgımda o da uyanıp yatakta oturuyor sonra kalkıp peşimden tuvalete geliyor. Yalniz kaldığında sürekli miyavliyor. Bu süreç normal mı? Ne zaman kendi başına takılmaya başlayacak bu çocuk? Hep ayağımın altında bazen farketmeden ayağına ya da kuyruğuna bastığım oluyor.
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(13.11.25)
anlattıklarınız kediler için normal bi süreç kedi güzel bir şey yedikten sonra en az yarım saat yalanır yatmadan önce en az 15 20 dk yalanır sonra uyur.
bizimki yağlı birşey yesin baya yalanıyor.
ne kadar uzun sürüyor, kolpulsif şekilde mi, hoş böyle olsa yara olur veya tuylerde açılma olur. tüy değişim sürecinede girmiş olabilir.

seninle tuvalete gelmesi normal, seni en zayıf anında koruyor aslında
balkonu öğretme bir kuş görür aklı çelinir atlar sen üzülürsün, cama balkona file yap 1 matkaba bakar yapması. kesinlikle file yap bu şart, daha bebek büyüyünce ilgisi sana azalacak. çok şanslısın bu arada minnoş kedin var her kedi böyle değil çoğu kedi kendi halinde takılıyor evde.

ps. alttaki cevaba ek, tüy değiştirme dönemlerinde her gün vermek kusma olasılığını azaltıyor.
0
eja
(13.11.25)
fazla aromalıysa maltın kokusu gidene kadar yalanır. başka bir malt deneyebilirsin. bir de her gün vermeye gerek yok.
0
orpheus
(13.11.25)
biz malta 7 aylık olduktan sonra başlamıştık çünkü kediler 6-7 aylık olana kadar neredeyse hiç tüy dökmüyolar. o yüzden de fazla tüy yutma olayı olmadığı için malta da başlatmamıştı veteriner. şu an maltı aklımıza geldikçe veriyoruz haftada 3 defa falan. ve evet malt verdiğimizde ekstra ekstra yalanmaya başlıyor bi 15 - 20 dk falan yalanıyor en az.

evet kedinin sürekli peşinizde gezmesi normal bizimki de öyle. eğer böyle uykudan baygınlık geçirdiği bi halde değilse nereye gitsek geliyor. ama teması sevmiyo. sadece biz nerdeysek oraya geliyo. yatmaya gidiyoz o da geliyo yatağa. bizim de öyle yanlışlıkla patisine kuyruğuna bastığımız oluyodu ilk zamanlar dfjghfdhg sizin kedinin karakteri gereği daha fazla temas bağımlılığı olabilir.
+1
Sadece soruyorum
(13.11.25)
(10)

böyle bir senaryoda işten çıkar mıydınız?

m e b
selamlar.şöyle bir senaryo düşünün; bir nakliye firmasında 4-5 sene boyunca bir müşterinizin uluslararası taşımacılığını yapıyorsunuz. sonra, iş yerinden ayrıldıktan sonra bu eski müşteriniz yılda birkaç kez size kendi bünyesinde birlikte çalışmayı teklif ediyor ve hep reddediyorsunuz. yeni işinizde
selamlar.

şöyle bir senaryo düşünün; bir nakliye firmasında 4-5 sene boyunca bir müşterinizin uluslararası taşımacılığını yapıyorsunuz. sonra, iş yerinden ayrıldıktan sonra bu eski müşteriniz yılda birkaç kez size kendi bünyesinde birlikte çalışmayı teklif ediyor ve hep reddediyorsunuz. yeni işinizde 2,5 sene çalıştıktan sonra bu sefer bu kişi bir kez daha "birlikte çalışalım mı? bizim ithalat sorumlusu işten çıkıyor. sen aklıma geldin, gel konuşalım, şartlar uyarsa birlikte çalışalım." diye teklifte bulunuyor. siz de bu yeni yerden de sıkıldığınız için görüşmeye gidiyorsunuz ve şartları kabul ediyorsunuz ve işinizden istifa edip geçiş yapıyorsunuz. ama...

bu patronun işten çıkacak dediği eleman çıkmıyor, var olan iş ikiye bölünüyor; o sipariş ve uygun fiyatlı mal buluyor ve siz de sadece uluslararası nakliye + gümrük işlemleri kısmıyla ilgileniyorsunuz. sevkiyat az olduğu için ayın bir haftası hariç neredeyse boş oturuyorsunuz.

şimdi bu koşulları düşününce maaş zammı isteme konusunda çekingenlik, iş motivasyonun kırılması, yeni şeyler öğrenecek ve kendinizi gösterecek alanınızın dar olması gibi durumlar vs vs gibi olumsuzluklar hisseder ve yeni iş mi arardınız yoksa "bana ne? adam diğeri işten çıkacak dedi, çıkmadı ve üstüne beni getirdi. bir iş için iki kişiye para veriyorsa ve zor geliyorsa diğerini çıkarsın, beni bağlamaz" mı derdiniz?
0
m e b
(13.11.25)
her türlü senaryoda işten çıkarım :) rahatsızlık varsa en güzeli istifa etmek. keşke bunu daha fazla uygulayabilseydim hayatımda.
0
gabe h coud
(13.11.25)
Yeni iş arardım
+4
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
patron bir kişi yerine iki kişi çalıştırıyorsa bundan ben neden rahatsız olayım.
sizin tasalandığınız konu için zaten bişey yapamazsınız, onu patron çözecek.
konuyu patronla görüşürüm maaş konusunda olabildiğinde yukarı çekmesini isterim.
+5
duyuruuser
(13.11.25)
Çok iyi anlıyorum seni. İş hayatında zaman zaman işim az olduğuna ben ve rahatsızlık duyardım.
Yeni iş arayabilirsin. Bulana kadar da orda kalmaya devam et. Kafama yatan bir yer çıkar belki.
+3
kaptan maydanoz
(13.11.25)
ben olsam çıkmam, 1 kişilik işi 2 kişinin yapması benim sorunum değil patronun sorunu. ama çok idealist biriysen ve yükselmek istediğin bir ortam arayışındaysan bir yandan iş aramaya devam etmende bir sakınca yok.
+1
Sadece soruyorum
(13.11.25)
Hayır işten çıkmazdım. Hele iş bulmadan zaten kesin çıkmazdım.

Bence taleplerinizi, bu görevde kabiliyetlerinizi yeterince kullanamadığınızı, köreldiğinizi hissettiğinizi patronla konuşun.
Ama onunla konuşmadan önce ondan ne talep ettiğinizi de netleştirin.

Eğer bu çözüm olmazsa başka bir işe bakarsınız.
Ha tabi her zaman başka bir işe bakın, gözünüz açık olsun.
+1
michael_knight
(13.11.25)
olası işten çıkartılma nedeniyle iş bakardım.

adamların tek işin çok istihdamı kendini bağlar o dert değil ama iş tatmini ve sürekli kovacaklar mı beni gerginliği çekilecek dert değil.
0
gurur
(13.11.25)
Adam tekrar tekrar seninle çalışmak istemiş. Adam açısından hiç bi sorun yok. Normal bi şekilde zam pazarlığımı yaparım ben olsam. Çok aşırı sıkılıyosam bilemicem de az çalışıyo olmak eğer az kazanmıyosam işten çıkma nedenim olmaz. Ama az kazanıyosam her türlü çıkarım.
+1
benim bir gizli bildiğim var
(13.11.25)
maaşım iyiyse ben bi süre rahatıma bakardım.
+1
elorelia
(14.11.25)
anlaştığım maaştan düşük veriyorlarsa hemen başka iş bulup çıkarım, hatta bulmadan da çıkabilirim.

yoksa beni ilgilendiren bir durum yok. aynı yerde 10 kişi de çalışabilir üzerime düşen görevi yapar çekilirim.
0
gercekdunya
(14.11.25)
(9)

Bu laf sokma mı

arbre
İş yerinde başka bir departmanda iki kız kankam var. Bu departmanla sürekli iletişim hâlindeyiz. Bugün ziyaret ettik. Haftada bir yaptığımız bir şey. Evli olanla bugün selamlaştık ama hafif sarılır gibi oldu. Yöneticileri de daha önceden tanışıyor muydunuz dedi, kız da burada tanıştık dedi. Diğer ka
İş yerinde başka bir departmanda iki kız kankam var. Bu departmanla sürekli iletişim hâlindeyiz. Bugün ziyaret ettik. Haftada bir yaptığımız bir şey. Evli olanla bugün selamlaştık ama hafif sarılır gibi oldu. Yöneticileri de daha önceden tanışıyor muydunuz dedi, kız da burada tanıştık dedi. Diğer kankamla da aynı şekilde selamlaştım bu arada. Bu soru bana ayıp geldi. Sanki niye sadece el sıkışmadınız gibi anladım. Kötü niyetli düşünmüş olabilir mi?

Hatta ek soru. Siz karşı cinsle sadece el mi sıkışıyorsunuz? Yakın arkadaş karşı cinsle nasıl selamlaşıyorsunuz?
-5
arbre
(13.11.25)
ilk kez gördüğün birisine hele ki karşı cinse sarılmazsın. sarıldığına göre bir samimiyet veya tanışıklık var demektir. bu yüzden sorulmuş.
+3
yazar yazmaz yazan yazar
(13.11.25)
yazar yazmaz yazan yazar, ilk kez görmüyorum, birkaç aydır işte konuşuyoruz işle ilgili
-1
🌸arbre
(13.11.25)
İş yeri dışında eskiden bir tanisikliginiz olduğunu düşünüp sormuş olabilir.
+3
egerbiryolcu
(13.11.25)
Art niyet yok bence, samimi görünce merak etmiş, normal bir şey bu.
+3
mutekebbir
(13.11.25)
Laf sokma değil . Alışılmış teamüllerin dışında bir hareket olduğunu anlatmak istemiş.
Takım ya da ekip içinde sarılma daha çok bir şeyleri başarma, işi tamamlamaya olur. Yöneticinin yanında kadının çalışan bir erkeğe sarılması kafada soru ,ünlem ,virgül , alt tre işaretine kadar düşünmeye şüphelere sebep olur .
+1
diyecevaplandı
(13.11.25)
iş yerinde yakın arkadaş ya da önceden tanışıklığınız/arkadaşlığınız yoksa laps diye sarılmazsın. karşı cins de olsa hemcins de olsa. sarıldığınız için tanışıklığınız, yakınlığınız olduğunu düşünmüş ki yanlış da değil kankam diyorsunuz :) yanlış bir çıkarım olmamış yani
+2
chanandler bong
(13.11.25)
art niyet yok +1. birde laf soksun sanki. senin işindeki konumunu o mu belirliyor? birinin laf sokma ihtimali seni neden bu kadar meşgul etti. laf sokan adam zaten cezasını bulmuştur. beyni sokur sokur ediyordur onun eğer öyleyse. zavvallının teki.
-3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(13.11.25)
sarılır gibi yapmanızı garipsemiş ama art niyet değil bence de. ben de evliyim karşı cins birisi ile sarılır gibi yapmam sadece el sıkışırım, eşim de öyle. ama biz böyleyiz diye herkes böyle yapmak zorunda değil tabi ki sizin ve selamlaştığınız kişinin tarzı bu şekilde ise sorun yok.
+1
Sadece soruyorum
(13.11.25)
art niyet olup olmadığını burdan kestirebilmek çok zor.
bunula birlikte, ancak soruda ayıp bir şey olduğunu düşünmüyorum.
kız kankalarımla hep sarılırıız. bizim selamlaşma şeklimiz budur.
0
pangea
(14.11.25)
(4)

Beşiktaş'da hangi restoranları tavsiye ederseniz?

put it in your appropriate place
Cumartesi günü etkinliğe gidebilirim. Beşiktaş'i pek bilmiyorum. Direkt istemediklerimi; zincir resturant, kebap lahmacun, köfteciler.Dünya mutfağından tutun, belli bir müşteri kitlesi olan restoranlardan ne tavsiye ederseniz?Genel oldu ama :///
Cumartesi günü etkinliğe gidebilirim. Beşiktaş'i pek bilmiyorum. Direkt istemediklerimi; zincir resturant, kebap lahmacun, köfteciler.

Dünya mutfağından tutun, belli bir müşteri kitlesi olan restoranlardan ne tavsiye ederseniz?

Genel oldu ama :///
0
put it in your appropriate place
(12.11.25)
Tam Beşiktaş'ın merkezinde değil nişantaşı ile beşiktaş arasında kalıyor ama Napoli gourmet var çok güzel bir italyan mutfağı restorantı. Kesinlikle tavsiye ederim
0
mermaidd
(12.11.25)
Merci Baku Azerbaycan mutfağı.
Vişneli salatayı şiddetle öneririm.
0
mutekebbir
(12.11.25)
0
renegade
(13.11.25)
yemek için beşiktaşın favori mekanı tıkıntı ve oradaki portekiz tavuk. ama burası fine dining değil öyle dümdüz tavuk ymekleri yapan bi yer. uzun oturulacak bi yer değil tabi.
0
Sadece soruyorum
(13.11.25)
(13)

Unutkanlık ve İş Takibi Sorunuma Derman Arıyorum

vaveylababa
Arkadaşlar selam,İşte yaşadığım en büyük problemlerden biri maillerle gelen işleri başka süreçlerle beraber ilerletirken unutmak ve takip edememek. Bu sorunu çözmek işte beni çok rahatlatacak ancak kendime uygun, hızlı adapte olabileceğim verimli bir yol bulamıyorum. Maillerde bayrakla işaretliyorum
Arkadaşlar selam,

İşte yaşadığım en büyük problemlerden biri maillerle gelen işleri başka süreçlerle beraber ilerletirken unutmak ve takip edememek. Bu sorunu çözmek işte beni çok rahatlatacak ancak kendime uygun, hızlı adapte olabileceğim verimli bir yol bulamıyorum. Maillerde bayrakla işaretliyorum sonra dönüp bakmayı unutuyorum ya da aşağılarda kalıyor, not uygulamalarını aktif kullanamıyorum, bu alışkanlığı bir türlü edinemedim ve bir çıkmaz içersindeyim.

Basit gibi ama benzer sorunu yaşamış olanlar beni anlayacaktır tahmin ediyorum. Konuyla ilgili fikirlerinize kapım sonuna kadar açık. Beni aydınlatırsanız çok sevinirim. Bir uygulama, bir fikir, bir şey...

Teşekküler.
0
vaveylababa
(12.11.25)
Ben yoğun dönemlerimde 1 excel sayfası açıp yapılacakları oraya satır satır yazıyorum.
İşleri bitirdikçe hücre rengini değiştiriyorum ya da yan hücreye bittiği ile ilgili bi' şey yazıyorum.

Yazarak ilerlemek çözüm olabilir.
+1
kumandanim
(12.11.25)
Ben önüme a4 kağıt alıyorum 1 tane klavyenin altına biraz girdiriyorum gerisi dışarda kalıyor oraya yapacaklarımı not alıyorum, her klavyeye baktığımda kağıdıda gördüğüm için unutmyorum
+2
eja
(12.11.25)
Teşekkürler ama sorun zaten daha çok yazmaya değer görmediğim işlerde çıkıyor. Mail geldiği gibi bir yere alıp sürekli göz önünde tutmak mümkün olsa belki şahane olacak ama bunun bir yolu var mı bilmiyorum. Yazma alışkanlığı olmayınca cidden zorluyor.
0
🌸vaveylababa
(12.11.25)
takip edilmesi gereken isler icin ayri bir zaman penceresi/rutini olustur. pomodoro timer kur. gun basinda, ortasinda yada sonunda timeri baslatip calis.
+3
buenosdias
(12.11.25)
bende basit işleri hemen yap, zor işleri yazarak yap, basit işleri hemen yapmazsam ben de hep unutuyorum. ya da mailin çıktısını alıp klavyenin altın ucunu sıkıştır. işi yapınca kağıdı müsvedde olarak kullanırsın.
+1
Sadece soruyorum
(12.11.25)
sorun bazi isleri yazmaya deger gormemenizde, demek ki yazmaniz gerekiyor. ben bazi donemlerde aramam gereken arkadaslarimi bile not aliyorum. her seyi yazacaksiniz demek ki, cunku beyninizi bu yaptiginiz ile daha cok yoruyorsunuz, yormaya devam ettikce de hatirlamaniz ve takibiniz zorlasacak. her zaman masanizda bir defter olsun ve akliniza gelen her seyi yazin. ben ikiye boluyorum bir tarafa isle ilgili aklima gelen her seyi digerine kisisel listeliyorum gun icinde.
+1
kassiopeia
(12.11.25)
Benzer durumdan mustariptim. Bayrak değil ama muhakkak "tepeye raptiyeleme" Böylece hep üstte duruyorlar. İster istemez, bunu neden tepeye çiviledim ben, diye bakıyorsunuz. İkincisi ise bir alt klasör açıp yanda geri dönmeniz gereken emailleri oraya kaydırmak hemen.

Üçüncüsü ise, tabii buna uygun bir çözüm müdür bilemiyorum, her seferinde bir işi yapıp bitirmeye odaklanmak. Geriye kalanları düşünmemek. Bu bir düzen de sağlıyor.
+1
moto
(12.11.25)
ben müsvette bir a4 alıp boyuna ikiye katlıyorum. yapmam gerekenleri oraya yazıyorum. ama tüüüüm yapmam gerekenleri.

- ahmet'e, teklif mail'i atıldı mı diye sor.
- avukattan x için görüş bekleniyor.
- hilmi'den şu gelecek. çarşamba akşam hatırlat.
- elektrik faturasını öde.
- teklif için depodan envanter sayımı gelecek.
- gibi gibi...

yaptıklarımın üzerini çiziyorum. ya da yan tarafına yeni not alıyorum. kağıt bitince ya da sabahları ofise gelince temize çekiyorum. her boşa çıktığımda şöyle bir göz atıyorum. sonuçlanmamış her iş burada yer alıyor. birisi bu kağıdı alıp benim yerime otursa, doğrudan benim işimi yapmaya devam eder. o derece. yazacaksınız. başka çaresi yok.

yine benim yaptığım bir diğer şey de, üzerinde bir şey yapmam gereken mailleri okusam bile, okunmamış olarak işaretliyorum. her defasında tekrar tekrar görebilmem için. tabii bunu yapabilmek için hem telefonda, hem de bilgisayarda tüm maillerinizi düzenli bir şekilde okumanız ve silmeniz vs gerekiyor. örneğin benim şu anda 4 adet Mail'im var okunmamış. demek ki bunlarla ilgili bir şey yapmam gerekiyor.
+1
co2s2
(12.11.25)
önemlileri takvimin üzerine yaz
0
sonhakan
(12.11.25)
Defterim var. Oraya yazıyorum.
0
put it in your appropriate place
(12.11.25)
en temizi, onunuzde bir kagit ve de kalem olacak. not alip yaptikca cizeceksiniz
+2
sweetoffice
(12.11.25)
ben de onumde defterle calisiyorum, defter hep acik. obur turlu takvimi, mesajlasma uygulamasi, emaili, toplanti ekrani, taski vs hersey her yerde.

gereken herseyi, ama herseyi (x'e bunu sor, y'ye su maili at, z fail etmis kontorl et, a'nin dogum gununu kutla vs) oraya yazip yaptikca tik atiyorum.

yazmaya deger gormediginiz seyleri unutuyorum demissiniz, demek ki yazacaksiniz.
+1
taurina
(12.11.25)
masaüstünde
yeni bir klasör olustur,
gelen mailleri
sürükle ve
bu klasör icine birak,
bu klasorün hep acik kalsin,
gune baslarken ve gun biterken bunun icindekilere bak ve isi bitenleri sil.
+2
designer
(12.11.25)
(10)

yasam sevincimi kaybettim gibi bir sey oldu ama bakmam gereken cocuk var

warrior princess
boyle haftalik yemegimi yapip buzluga atardim sonra rahat ederdim falan son bir kac aydir ciddi manada evde yemek dogru durust pismiyor. bir kac kez sebze alip hic pisirmeyip atip yerine yenisini geldi sonra o da oyle oldu falan. su an sebzelik bos. cocuk var tabii. ya disaridan fast food soyluyorum
boyle haftalik yemegimi yapip buzluga atardim sonra rahat ederdim falan son bir kac aydir ciddi manada evde yemek dogru durust pismiyor. bir kac kez sebze alip hic pisirmeyip atip yerine yenisini geldi sonra o da oyle oldu falan. su an sebzelik bos. cocuk var tabii. ya disaridan fast food soyluyorum -ki fast food insani degiliz veya yapabilecegim en kolay seyle idare ediyorum. dun aksam sadece cocuk yesin diye kofte ve pilav yaptim oyle zor geldi ki. asiri bir yorgun ve yilgin hissediyorum. ise geliyorum, yarim gun burada destekle ayakta duran manken pozu. .eve gidince sanki bu boyle bir deri ve ben onu ustumden cikarinca yigilip kaliyorum. neyse buralara terapi lazim belli ama yemek konusuna cozum bulalim acilen. isin garibi yemek pisirecek birini ise alabilirim ama onunla konusmak ayarlamalari yapmak o kadar zor geliyor ki. ne diyordum yemek, cocuk yiyecek. bana bir yasama zevki asisi.
+1
warrior princess
(12.11.25)
açılın yemek sorusu, hocam köfte zaten zor bir yemek. basit bir köfteymiş onda bile yoruldum gibi yazmışsınız ya. bence köfte yapabilen tam hatundur.
neyse ne diyorduk. eve yardımcı almayın da mesela bir kadınla anlaşın, o kadar çoklar ki, eminim bulursunuz. becerisini de gösteren ikramlar sunsun size. bizim burda var sizde arayın bulursunuz gibi.

ona malzemeleri sizden lahana ve yaprak sardırın, birer pişirimlik dondurucya atın.

mesela bu hanıma yine ıspanak doğratın ve saklama kabına koyun. bozulmdan 1 hafta duruyor. ordan alın tavada yumuşatıp üzerine yumurta kırın.

mesela et yahut tavuk buduyla yapılan sebzeli haşlamalar dünyanın en kolay işi.

yine hazır köfteler satılıyor ramiz usta'nın, ben onunla pideli köfte dahi yapıyorum.

ve yine döner satılıyor sadece ısıtıyorsunuz. hepsi bu. hazır lavaşlar satılıyor onlarla yiyin ya da ekmek arası. oo dha neler var. bir çalışan hanım olarak yemek işini çözdüm maalesef pratik olmalıyız. biraz hazır ve dondurucudan gidiyoruz ama olsun. karnımız doyuyor ya.

buzluk köftesi de yaptırın. iç harcı ne seversiniz. size düşen sadece fırına sürmek ve yemek.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.11.25)
bi kan değerlerinize mi baktırsanız acaba?
+3
elorelia
(12.11.25)
stoklamak için humus, püre gibi eğlenceli ve pratik seçenekleri de düşünebilirsiniz; pancar, kereviz, pırasa, balkabağı vb de kullanarak. mevsim de müsait. haftada iki akşam 30 dk ayırarak 6-7 günlük sağlıklı mezeler, atıştırmalıklar çıkarılabilir.
+1
lüzumsuz adam
(12.11.25)
ay bu aralar ben de böyleyim. bundan 1 - 1,5 ay kadar önce iş yerinde yaşadığım olumsuzluklar sonucunda yaşama sevincim koşarak uzaklaştı. zaten benim yaşama sevincim koşarak uzaklaşmaya hemen hazır konumda bekler. neyse ben yemek işini saldım bir iki hafta boyunca dışardan yedik. hatta bir gün kalkıp kahvaltı bile hazırlayacak mecalim yoktu kahvaltıda pizza söyledim düşün artık. neyse sonra kendime tutunacak bir dal bulur gibi oldum 2 hafta pazar günleri dolabı yemekle doldurdum. hafta içi onları yedik. geçen hafta da eşim biriyle konuşurken beni sormuşlar, o da yemek falan yapıyor 1 hafta yiyoruz vs bişeyler demiş. biri de dalga geçmiş zehirlenirsiniz diye. o günden beri yaşama sevincim yine koşarak uzaklaştı ve o günden beri yine dışarda yiyoruz veya buzluk stoklarını tüketiyoruz. sonum iyi değil.

yani ya kendimi ikna edip birilerinin söylediklerini takmamayı deneyeceğim. ya da pskiyatriye gidip ilaç alacağım. başka türlü ne olacak bilmiyorum.

bence sizin sıkıntınız sadece yemekle ilgili değil genel bir bıkkınlık usanmışlık hali. eğer yapabiliyorsanız bir tatile çıkın önce. ve bu ruh halinden kurtulmak için terapi almaya başlayın veya psikiyatriye gidin. daha sonra yine mümkünse etrafınızdaki akraba anne, teyze gibi kişilerden yemek konusunda destek isteyin. mesela siz ona malzeme alırsınız o da yemek yaparken fazla yapar kavanoza koyar, siz geçerken alırsınız ya da pazar günü yapıp kavanoza koyar, siz hafta içi onları yersiniz. ya da komşunuz varsa komşunuzdan da yardım isyetebilirsiniz, ben çocuk bakmakta zorlanıyorum işte de yoruluyorum sana ücretini ödersem veya malzeme alırsam bana da fazladan yemek yapar mısın diye.

yine en kötü ihtimalle bir sıcak elin dediği gibi sarma, dolma, icli köfte yapıp satan instagram anneleri var onlardan topluca yaptırıp buzluğa atıp onları çıkarabilirsiniz.

kendim de bir şeyler yapayım derseniz yine bir sıcak elin dediği gibi donuk köfteler vs çok mantıklı, hazır mantı alıp haşlamak, hazır lahmacun bile var markette. bunları yapabilirsiniz.

ama ben olsam yaşama sevincimi geri kazanmak istiyosam basit tatlılar yapmakla başlarım. mesela evde süt irmik ve şeker varsa veya un. hemen bu akşam helva yaparak başlanılabilir. veya marketten petibörle dr ötker puding alıp bisküvili pasta yapabilirsin. tatlı yapmak ve yemek insana bi mutluluk verir.

bu yolda başarılar dilerim. kendine değer ver sen değerlisin ve emeğin değerli, hiçbir şey yapmasan da sevilmeye değersin illa yemek yapmana gerek yok.
+1
Sadece soruyorum
(12.11.25)
Turkiye'de olsak cok kolay olurdu. Iki hafta kadar is toplantisi icin oradaydik ve gitmeden hemen instagramdaki hesaplardan birinden siparis vermistim ve rahat ettik (yoksa babam yanliz oldugundan ben gidince ben yapiyorum herseyi). Dediginiz gibi marketlerde saglikli atistirmaliklar dahil yemek pisirmeyi gerektirmeyecek cok secenek var.

Ama burada oyle degil. Hersey sifirdan alinip hazirlanmali. Dunku koftede gecen ay falan guc bulup hazirlayip, dolaba attiklarimdan kalmisti, eski kendimi alnindan optum cok makbule gecti cunku :/
+1
🌸warrior princess
(12.11.25)
eve aşçı alabilecek sosyoekonomik durumda birinin anhedoni yaşamasını ben baya şımarıklık buluyorum. hani spesifik dert, tasa olsa apayrı da böyle ortada hiçbir şey yokken ayh bittimler beni geriyor. soru ne bu arada?
-3
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
Bulunduğunuz yerin gümrük mevzuatı gönderilmesine müsaade ediyorsa, türkiye'den gelen varsa, ya da orada kargolayan türk marketi varsa mantı, tarhana gibi hemen hazırlanabilen gıdalardan eve stoklayın.

Orası neresiyse oranın kültüründe de muhtemelen vardır böyle çabuk hazırlanan yöresel seçenekler. Onları araştırıp alabilirsiniz.

Makarna, hazır çorba gibi şeyler varsa onlar da hemen hazırlanır. Biraz yağ biraz peynir, sosa bilengwreknkalmaz. Yahut hazır makarna sosları kullanırsınız varsa.

Et eğer temin edebiliyorsanız uyguna, güvenilir; parça et (stake türevleri bonfile, antrikot gibi) tavada yüksek ısıda hemen pişer.

Yeşil sebzeler uğraştırabilir ama patates, havuç gibileri hemen doğranıp haşlanabilir yahut yemeğe katılabilir.

Sipariş vereceğiniz fastfood dışı mutfaklar varsa dışarıdan da sipariş verebilirsiniz farklı şeyler. Değişiklik olur.

İsterseniz yemek pişirme olayını daha eğlenceli, albenili, ritüelimsi hale sokmayı deneyebilirsiniz. Hazırlarken yüksek sesle şarkı söylemek, pişmesini/ısınmasını beklerken dans etmek gibi... Yine hazırlarken sevdiğiniz şarkılar, sesli kitap gibi şeyler dinleyebilirsiniz.

İnternetten daha önce denemediğiniz, merak ettiğiniz tarifleri yapmaya çalışmak işe yarayabilir. Rutin mecburiyet gibi değil, macera/aktivite oluyor o zaman.

Kendinize hedef, ödül koyabilirsiniz. "Bu hafta 4 gün yemek yaparsam kendime şunu alacağım, belirlenen süre içinde yemek yaparsam bana helal olsun, vs." gibi. Hatta ilk hedefiniz bugün yahut yarın için güzel bir sofra hazırlayıp, bu duyuruya "evet, bugün yemek yaptım" gibi bir güncelleme girmek olabilir. Tebrik ederiz biz de o zaman, alkışlarız...

Motivasyonunuz neredeyse sıfıra inmiş. Sizi çok iyi anlıyorum. Bazen dolaptaki yemeği ısıtmaktan, saklama kabının kapağını açmaktan aciz olduğum, günlerce dürüm sipariş ettiğim oluyor. Küçük de olsa motive edecek şeyler lazım. Bu da geçecek, pes etmeyin. Allah yardımcınız olsun.
+1
yadigar
(12.11.25)
@kiyiya vuran dildolar

Anhedoni varsa bile bu bende ogrenci ve bes parasizken de vardi, hayati her zaman gereksiz buldum zaten. ayrica Turkiye'de degilim, bulundugum yerde ortalama bir yasam suruyorum ama kultur bu, ev icinde birden fazla yardimci calistirmak cok yaygin ve kolay. ben buna direnenlerdenim cunku haksizlik etmek istemem. su an bir calisanim var, onun yaptiklarina da minnetarim ama gelmisim 44 yasina, isimi onemseyerek calisiyorum, bunu ve daha fazlasini karsilayabilecek olmaktan utanacak degilim.
+2
🌸warrior princess
(12.11.25)
sabah kahvaltisinda
yumurtayi eksik etmeyin,
uykunuzu iyi alın,

-nohut,fasulye,asurelik buğday haşla,buzluga at,

+nohut+asurelik bugday+yogurt ile guzel bir yemek olur,

+nohut+salca+sogan ile guzel bir yemek olur,

-fasulye-pismis yumurta-sogan-zeytin yag ile iyi bir yemek olur,
0
designer
(12.11.25)
kan değerlerinize baktırıp psikiyatriye muayene olsanız iyi olur bence depresyon gibi görünüyor dışardan. ayrıca kendinize yüklenmeyin çocuğun karnı doyuyor mu doyuyor, o hissiyata rağmen doyuruyorsunuz, bi şikayeti de yoktur bence fast food yediği için gayet mutludur. böyle dönemler olabilir bazen, kendinizi iyi hissettiğinizde telafi edersiniz, tepesine dikilirsiniz o sebzeler yenecek diye :) yemekle ilgili önerilerden ben de yararlanacağım, ben de kendini bu konuda çok yetersiz hisseden bi ebeveynim, herkese çok teşekkürler
0
mezzosprite
(13.11.25)
(23)

Dükkan sahibi ihtarname göndermiş, iplemeli miyiz?

ananiyimioguz
Biz 3 sene önce dükkanı kiralarken, normal sözleşme yaptıktan sonra bir de bir kaç gün sonra notere gidip tahliye taahhütnamesi imzalayıp onaylattık.Aynı gün yapınca mal sahibi pek haklı sayılmıyormuş ama böyle sonradan yapınca sanırım çıkartabiliyormuş.Yine de aklımda sanki her türlü hukukun kiracı
Biz 3 sene önce dükkanı kiralarken, normal sözleşme yaptıktan sonra bir de bir kaç gün sonra notere gidip tahliye taahhütnamesi imzalayıp onaylattık.

Aynı gün yapınca mal sahibi pek haklı sayılmıyormuş ama böyle sonradan yapınca sanırım çıkartabiliyormuş.

Yine de aklımda sanki her türlü hukukun kiracıdan yana olduğu bilgisi var, o yüzden sorayım dedim.

Dün işte 3 yılınız doldu, tahliye edebiliyoruz, çıkın gibisinden ihtarname göndermişler.

Biz zaten tefe/tüfeye göre zammı kabul etmiştik her yıl %40-70 arası zam yapıyorlardı.

Ama yetmemiş olacak ki 2.5 kat kira artışı istiyorlar. Gerçi civar dükkanlara da baksak yine bir 1.5 - 2 kat artış yapmak gerekebilir ama dediğim gibi zaten tefe tüfe diye anlaşmıştık önceden.

Biz şimdi buna cevaben çıkamayız tşk yazıp gönderelim ve kira artışını yine tefe tüfeye göre yapıp atmaya devam mı edelim yoksa gerçekten çıkarabilirler de kirada anlaşma yoluna mı gidelim?

Ek olarak, diyelim ki anlaştık, bunlar bu sefer 3 yıllık anlaşma yapmaz, 1 yıllık yaparlar, 1 yılın sonunda yine 2 kat kira artıyorum derlerse ne yapacağız bu nereye kadar böyle gidecek?
0
ananiyimioguz
(12.11.25)
Tahliye taahhütnamesini paylaşırsan daha doyurucu cevap alırsın. Ne yazıyor?
Bir tahliye tarihi yazmış olmalısın ki noter onaylasın?
0
Mirket
(12.11.25)
anlaş. ev olsa hukuktan git derim ama ticaret hane de hakkaniyet kira oranı verilmeli.
0
jamswety
(12.11.25)
Piyasa fiyati neyse onu vermezsen cikmayi bastan kabul etmissin. Vermezsen cikartirlar.
0
die fetten jahre sind vorbei
(12.11.25)
tuttuğunuz yer ev değil ticarethane bu yüzden o duyduğunuz kurallar sizin için geçerli değil. ayrıca tahliye taahhütnamesi noterden imzalanmış hiç bir şekilde kaçma şansınız yok. şimdilik anlaşma yoluna gidin. sonra da başka dükkan bulun çıkın
+1
gercekdunya
(12.11.25)
tahliye taahhütnamesinde "... tarihinde çıkacağız" diye söz verdiyseniz sizi çıkarma hakkı var. yani tahliye davası açarsa dava sonuçlanıp üst mahkemeden de onaylanıp kesinleşene kadar süreci uzatmış olup oturmaya devam edersiniz ama günün sonunda haklı çıkma ihtimaliniz pek yok.

diyelim ki tahliye taahhütnamesinde 01.12.2025 tarihinde çıkacağız dediniz ama şimdi kira miktarında anlaşmaya vardınız. kiraya veren bu tahliye taahhütnamesini işleme koymaz. siz de 3 yıl önce yaptığınız kira sözleşmesi üzerinden oturmaya devam edersiniz, seneye de tüfe oranında yine zammınızı yaparsınız. bu durumda o tahliye taahhütnamesi artık geçerisz hale gelmiş olur.

5.yıl dolduktan sonra da kiraya veren size kira tespit davası açabilir eğer o yerdeki kira rayiçlerinden daha düşük miktarda kira ödüyorsanız. ama tahliye davası açamaz kiranızı aksatmadığınız sürece.
+1
Sadece soruyorum
(12.11.25)
Evet işte 3 yıl sonunda çıkacağız diye imzalamıştık.
Aslında imzalamayın öyle şeyler derler ama kimse başka türlü kiraya vermiyordu ki.

Hatta hepsi 1 yıllık anlaşıyordu da burasını 3e zor ikna etmiştik.

O zaman anlaşalım çünkü daha uyguna bile kiralık yer bulsak, taşınma masrafları yüzünden pahalıya mal olacak.
+1
🌸ananiyimioguz
(12.11.25)
Yine hiçbir belge görmeden ahkam kesen duyuru uzmanları toplanıp ahkam kesmeye başlamışlar.

Bahsettiğiniz yer dükkan, yani ekmek teknesi. Şakası yok. Yerinizde olsam belgelerimi (yani kira sözleşmesi ve tahliye taahhütnamesi) toparlar bir avukatın kapısını çalardım.

Sözleşmede ya da taahhütte bir sorun varsa avukat bunu saptayıp mal sahibinin açma olasılığı olan davayı sonuçsuz bırakabilir. Sorun yoksa bunu teyit etmiş olursunuz. Özetle risklerinizi belirlersiniz.
+1
10551037
(12.11.25)
@ananiyimioguz "Evet işte 3 yıl sonunda çıkacağız diye imzalamıştık." demişsiniz, ama noter bunu onaylamaz hiç bir şekilde.
"normal sözleşme yaptıktan sonra bir de bir kaç gün sonra notere gidip tahliye taahhütnamesi imzalayıp onaylattık.
0
sweetoffice
(12.11.25)
@105
ben avukatım bilmeden değil bilerek yazdım, noterden tahliye taahhütnamesi vermişler bunun üstüne söylenecek pek bir şey olmadığı için bu şekilde yorum yazdım
0
Sadece soruyorum
(13.11.25)
Dövüşmen durun atayim kağıdı bu kadar kritikse bakmak: hizliresim.com

Şimdi biz bunu zamaninda imzaladik ama dis klinigi oldugu icin malum tedavi surecleri uzun suren hastalar var oyle cik demek kolay olmamasi lazim itiraz edip uzatma hakkimiz var mi acaba?

Yoksa da zaten dertleri bizi çıkartmaktan ziyada daha yüksek kirada anlaşmak. Mecbur anlaşıcaz o zaman bir yerde.

Cunku dedigim gibi kiralari eksiksiz odedik ve tefe tufeye gore arttirdilar zaten oyle sabit %30 falan degildi.
0
🌸ananiyimioguz
(13.11.25)
Sağlam bir avukatın bu kağıdın değerini, tuvalet kağıdı ile eşitleyebileceğine dair bir inanç pekişti bende.

Edit: Sen yine de tahliye taahhütnamesini paylaşsana bi. Tarihler tuhaf duruyor bu ihtarnamede.
Ben mi yanlış görüyorum.
10.12 Kontrat
24.11 Taahhüt

Taahhüt daha önce yani. ???
0
Mirket
(13.11.25)
hocam şöyle bir saçmalık var bu ihtarnamede.
kira sözleşmesinin tarihi 10.12.2022
tahliye taahhütnamesinin verildiği tarih 24.11.2022 olarak belirtilmiş.

yani siz daha kiralamadan tahliye taahhütnamesi vermişsiniz bir mantıksızlık var bu hikayede. hem tahliye taahhütnamesinin hem de kira sözleşmesinin görüntülerine bakmak lazım tarihler burada yazıldığı gibi ise bu evrakların hiçbir anlamı yok oturmaya devam edin. (normalde kira sözleşmesinin tarihi 10.12.2022 ise tahliye taahhütnamesinin bundan daha sonraki bir tarihte verilmesi gerekirdi örneğin 20.12.2022 gibi)

her halükarda şu anda oturmaya devam edebilirsiniz bu arada. tahliye taahhütnamesi usule uygun olsa bile yani tarihlerinde falan sorun yoksa sizin aleyhinize bir icra takibi başlatırlar tahliye talepli olarak, itiraz falan edersiniz, arabulucu aşaması olur, siz tahliye edemeyeceğinizi söylersiniz, sonra da tahliye davası açarlar davanın sonuçlanması, üst mahkemeye gidip gelmesi falan zaten 1 yılı geçer muhtemelen. bu arada siz yine tüfe ortalamasına göre kira zammınızı yapın oturmaya devam edin. ama sizin olayınızda tarihler ihtarnamede belirtildiği gibiyse davayı kazanma şansları yok.

ama kirayı günü gününe ödeyin bu arada, geciktirilirse ihtar çekerler vs yine tahliye mevzusu gündeme gelebilir.
0
Sadece soruyorum
(13.11.25)
Ben de avukatım ve belgeleri görmeden yapmanın sakıncalarını bildiğim için ezbere konuşmak yerine belgeleri bir avukatın görmesi gerektiğini söyledim ve belgeleri görmeden yorum yapan bir meslektaşım varsa kendisini eleştirdim.

(Burada bir de avukat olmadan her hukuki konuya sulanan ve bunda hatalı bir şey olmadığını iddia eden aklıevveller var, onlar konumuz dışında şu aşamada.)

İhtarnamede yazan tarihler doğruysa, ihtarnamede bir maddi hata yapılmadıysa ilk mesajınızın tamamen boşa çıktığı izahtan vareste. Bence bu konular daha özenli davranılmayı hak ediyor.

Sayın duyuru sahibi, zaman kaybetmeden bir meslektaşımla görüşmenizi tavsiye ederim. Bu işler kulaktan kulağa oynayarak yapılmaz. İhtarnamede yazan tarihler doğruysa mal sahibini "kucağa oturtursunuz".
-1
10551037
(14.11.25)
Yani her soruya sadece o meslek erbabı cevap verip soru soranı profesyonel meslek erbabına yönlendirmeli.
Soru soran sadece hangi meslek erbabına gideceğini sormalı.
Meslek erbabı dışında hiç kimse sulanmamalı.
Duyuru öyle bir yer olmalı.
0
Mirket
(14.11.25)
anlıyorum değerli duyuru avukatları para kazanmak istiyorsunuz ama arkadaş basit bir sorununu paylaşmak istemiş. olay büyürse zaten avukata gitmek zorunda. kendisi de biliyor. ayrıca anlaşma yoluna giderek de işini de kolayca çözebilir.

gelen evrakda tarihler tutarsız. muhtemelen sehven 11 diye yazılmış. siz bir kaç gün sonra imzaladığınızı beyan ettiğiniz için ona göre yorum yaptık. dava açarsa iyi bir avukat ile uzatabilirsiniz ama eninde sonunda icra yoluyla çıkmak zorunda kalırsınız. piyasa değerinde kirayı verin ve en az 5 yıllık artış oranları belli şekilde noterden yeni kontrat yapın.
-1
gercekdunya
(14.11.25)
“Para kazanmak istiyorsunuz” insanları damlamış derhal.

Bu insanlar bilmiyor ki asıl para, kafasına ve etrafındaki cahillerin sözüne itibar ederek tüm işi sıçıp batıran müvekkilden kazanılır. “Hasta yatağında sevilir.” diye bir laf vardır, hastayı yatağında sevmeye bayılırız biz avukatlar.

Herhangi bir hak kaybı olmaması ve üç kuruşa çözülecek mesele, 100 lira verilse dahi çözülemeyecek hale gelmesin diye verdiğimiz tavsiye dahi para kazanma hırsı olarak nitelendiriliyor. Gerçekten komik.

Bir de anlaşma yoluna giderek işini çözebilirmiş. O anlaşmayı kim yapacak? Sorun yaşayan kişi kendi haklarını gözeten bir anlaşma için avukata başvurmalı. Başvurmazsa kendi bilir, sonuçlarına katlanır.
0
10551037
(14.11.25)
Her meslek grubundan bir birey buraya gelip, branşıyla ilgili cevap veren ve ehil olmadığı düşündüğü kişilere hakaretamiz sözler söylese buranın hali ne olurdu acaba?

Doğrusunu biliyorsan cevap ver. Yanlış cevap görürsen eksile. Soru soran, hangi cevaba itibar edeceğine kendisi karar versin. Huzur devam etsin.

Ayrıca her yaş grubundan insanın katılabildiği, okuyabildiği, küçük katılımcıların da bulunduğu muhtemel bir platformda, 'sulanmak, kucağa oturtmak, yatağında sevmek, sıçmak' benzeri argo kullanımların uygunsuzluğu, sözkonusu edilen mesleğin erbabına ne derece yakışıyor. Onu da takdirlerinize sunayım ki tam olsun.
0
Mirket
(14.11.25)
@Mirket +111111111

hocam çok haklısın aynen düşündüklerimi yazmışsın
+1
Sadece soruyorum
(14.11.25)
öncelikle işyeri sahibi kötü niyetli, amacı oturmak olmasa kira güncellemesine gitmek istemez, zaten aynı gün bilerek yapmayarak buna önlem almış. tecrübeli,

yani bu kişiden kiralamak yanlış seçim olmuş. sende açıkça ben 2025 kasımda boşaltacağım demişsin. bunu da belge ile yapmışsın. yani bugün itibari ile karşılıklı uğraşılır fakat hem sen para yakarsın hem o para yakar. imkanın varsa uğraş sonuçta seni oyuna getirmiş.

ben olsam bu tip adama yeni güncel fiyattan kira vermezdim. fakat işte sizin işleriniz için lazım. fakat onun oyununa geliniyor ve fazla kazanç sağlamış oluyor.

kısacası kısa zamanda önce icra başlatır itiraz ederseniz dava açar. belge resmi tahliye çıkar. belki 6 ay belki 1 yıl sürer.

siz çıkınca belki hemen kiralanmayacak veya düzgün ödeyen birisini bulamayacaklar.

bu yıl anlaşsan bile garanti diğer yıl yine aynı sorun yaşanacak. çünkü amaç hep fazla almak üzerine kurmuş.

bu yıl arttırdığın oranı gelecek yılda en kötü yüzde 30 zam yapılacak ona göre konuşun.
0
sivri sinek
(14.11.25)
@mirket +1

birde bu adam ben avukatım diye geziyor. yazık bunu okutan hukuk fakültesine.
0
gercekdunya
(14.11.25)
Üslubumu beğenmiyorsanız beni engelleyebilirsiniz, engelleme özelliğinin gelmesini isteyenlerden biri bendim. Yazdıklarımın hakaret içerdiğini düşünüyorsanız haklarınızı evelallah bizzat kullanabilecek yetkinliktesiniz, o konuda hiçbir yardıma ihtiyacınız yok. Özetle, ne istiyorsanız onu yapabilecek durumda olduğunuzu hatırlatmama gerek yok, haddime de değil zaten.

"Doğrusunu biliyorsan cevap ver. Yanlış cevap görürsen eksile. Soru soran, hangi cevaba itibar edeceğine kendisi karar versin. Huzur devam etsin."

Gerçekten mi? Hiç düşünememiştim bunu. Gerçekten ufkumu açtınız.

Sorulan bir soru var. Soru son derece afaki. Soru geçen sefer "Haciz kağıdı geldi ne yapayım?" idi, şimdi ise "Kira sözleşmesi ve noterden tahliye taahhüdü var ne yapayım?". Ortada belge var mı? Yok. Neye göre cevap verelim? Ben yukarıdaki meslektaş gibi belgeyi görmeden cevap vermem. Diğer taraftan avukatlık tüm meslekler gibi profesyonel bir meslek, halini vaktini durumunu bilmediğim tanımadığım insanların hukuki sorunlarını ücretsiz çözecek değilim. Ben kendi etrafımdaki eşimin dostumun arkadaşımın akrabamın ve onların yakın çevrelerinin sorunlarını gücüm yettiğince elimden geldiğince beş kuruş para almadan hallediyorum zaten. Tüm avukatlar da bunu yapıyor, yapar. Bunun aksini avukatı avukatlığı bilmemesi bir yana yaşadığı ülkenin sosyolojisinden bihaber tipler iddia eder. Geçen duyuruda başka bir aklıevvel beni "Yapay zeka geldi işiniz bitti o nedenle böyle yapıyorsun." diye aklınca eleştirmeye kalkmıştı. Madem öyle, bilimum YZ motoru elinin altındayken neden yanlış cevap veriyorsun diye sorduğumda ise cevap verememişti.

Soru soran hangi cevaba itibar edeceğine kendisi mi karar versin? Nasıl karar verecek, soruyu soran zaten meseleyi bilmediği için soru soruyor. Hangi cevaba itibar edebileceğini bilse soruyu sormaz zaten. Konuyu bilmeyen biri hangi cevaba itibar etmesi gerektiğini nereden bilecek? Bunun cevabını verirseniz çok sevinirim.

Daha önce yazdım, yine yazmak zorundayım çünkü anlaşılamadığını görüyorum: Burada işi bilen ya da bilmeyen birinin verdiği cevaba dayanarak telafisi güç hatta imkansız zarara uğrayan biri hesabını kimden soracak? Bazı meslekler vardır, bir tekel olarak yürütülür ve hesap verme mekanizması barındırır kendi içinde (Bu mekanizmalar iyi çalışır çalışmaz orası ayrı konu). Duyuru sahibinin sorusuna bilen bilmeyen herkes ahkam kesmiş. Ben ise ahkam kesmek yerine sözleşme ve taahhütnamenin incelenmesi gerektiğini, bunu da bir avukatın yapmasının doğru olacağını söyledim. Duyuru sahibi de sağolsun ihtarnameyi eklemiş. İhtarnamede yazan tarihler doğru mu, onu bile bilmiyoruz. Bu soruya cevap vermek için hem sözleşme hem de taahhütname incelenmek zorunda ama maşallah herkes her şeyi biliyor. Yahu yanlış yapıyorsunuz, duyuru sahibi belki dükkanından yani ekmek teknesinden tahliye olmayacak ama belge isteyen kimse olmadığı için içi bir karamsarlıkla doluyor. İhtarname geliyor, bu sefer herkes tamam sorun yok tarih silsilesi hatalı mal sahibi dava açsa da kaybeder diyor bu sefer duyuru sahibi rahatlıyor ama asıl incelenmesi gereken belgeler incelenmediği için mevcut durum da çok güvenilir değil.

Sayın duyuru sahibi, sizden rica ediyorum. Çevrenizde tanıdığınız bir avukat mutlaka vardır. Sizin tanıdığınız yoksa yakın çevrenizden biri vardır mutlaka. Gaziantep büyük şehir, çok sayıda yetkin meslektaş vardır orada. Kimseye ulaşamıyorsanız dükkanınızın muhasebesini tutan muhasebecinizi arayın, onun mutlaka avukat bir mükellefi vardır. Belgelerinizi eksiksiz alıp meslektaşın yanına gidin ve durumu anlatın. İhtarnamede yazan tarihler doğruysa bu çözülemeyecek bir iş değil.

Şöyle bir kamu spotuyla mesajımı tamamlayayım: Sosyal medyada kendisini hakim, savcı, avukat, doktor, polis, bürokrat, milletvekili vs her ne şekilde tanıtırsa tanıtsın bu söylemlere itibar etmeyin. Ben avukatım diyorum, benim de avukat olduğuma itibar etmeyin. Yüzünü görmediğiniz bizzat tanımadığınız kişilere itibar etmek doğru değil, bakın ne hocalar avukatlar hakimler savcılar milyonlarca lira dolandırıldı. Hesabını da kimseden soramadılar. Hesap soramayacağınız insanlara soru sormayın. Bundan kastım elbette yol tarifi, film - kitap tavsiyesi, lokanta önerisi vs son derece basit şeyler değil. Masadaki risk ekmek teknenizden tahliye olmanız ise, bu riskin gereklerine uygun davranmakta yarar var.
-4
10551037
(14.11.25)
adam birde üşenmemiş 55 satır 573 kelime yazı yazmış kendini haklı sanarak. benim bir tanıdık vardı özel üniversitede baba parası ile hukuk okuyup sürekli boş konuşuyor ve sallıyordu. nedense o aklıma geldi sözüm meclisten dışarı.

duyuru sabihi arkadaş hukuki bir terim sormamış sadece tavsiye istemiş. adam salak mı bir dava durumunda burda okudukları ile yetinip avukat tutmayacak. bunun için kafa açmaya gerek varmı. varsa tavsiyen ver yoksa sus...
0
gercekdunya
(15.11.25)
Haklılığın kriteri buradaki birkaç kişi herhalde, onlar haklısın derse haklı oluyorsun. Haksızsın derse haksızsın.

Dünyadan da yaşadığı ülkeden de bihaber tiplerin düşüncesi bu kadar oluyor. Adam yerine koyup cevap verince üşenmemiş yazmış, boş konuşuyor diye nitelemekten de geri kalmıyorlar maşallah. Bunlar nerede çalışır, nasıl para kazanır, nasıl yaşar meçhul ama her haltı da bilirler. Tahliye taahhüdünün geçerliliğine kadar fikirleri vardır. Biri de çıkıp "Sen bunları hangi sıfatla söylüyorsun, bunları nereden biliyorsun, soruyu soran sana güvenip iş yapsa ve patlasa hesabını sen mi vereceksin?" diye sorunca gelen cevap hazır: "Tavsiyen varsa ver yoksa sus."

Her şeyi bilmek zorunda değilsiniz. Adresi biliyorsan tarif et, bilmiyorsan bilmiyorum de. Cem Yılmaz (bkz: Faruk Eczanesi) skecini yapmıştı, otur izle kendini gör.

Ev değil ticarethane, bu kurallar senin için geçerli değil diyor ya :D
-2
10551037
(15.11.25)
(11)

Doğum stresi

camlicagazoz
Merhabalar,Daha önce de duyuruya düğünle alakali bir duyuru yazmistim. O konuyu hallettik. Gitmeyecegiz dügüne.Şimdi şunu soracagim. Eşimin doğumu yaklasti ama ben çok gerginim. Huzursuzum. Nasıl olacak vs.gibi. yani dogumdan sonra annemgil falan sürekli görmek isteyecekler ben biliyorum. Hayır diye
Merhabalar,

Daha önce de duyuruya düğünle alakali bir duyuru yazmistim. O konuyu hallettik. Gitmeyecegiz dügüne.

Şimdi şunu soracagim. Eşimin doğumu yaklasti ama ben çok gerginim. Huzursuzum. Nasıl olacak vs.gibi. yani dogumdan sonra annemgil falan sürekli görmek isteyecekler ben biliyorum. Hayır diyemeyecegiz. Sırf bu yüzden dolayi sevinemiyorum bile.

Nasil olacak bu iş? Neler yapayim?
-9
camlicagazoz
(12.11.25)
İnşallah trolsünüzdür.
Ben ne annenizin ne eşinizin yerinde olmak isterim. İllallah dedirtirsiniz insana.
Sabah sabah sinir oldum. :)
+3
auroraaurora
(12.11.25)
dünyanın en güzel olayı gelecek başınıza ama sizin düşündükleriniz ıvır zıvır. gelirler curcuna yaparlar, o anda ya ya dersiniz, eşinizle bakışırsınız gülüşürsünüz defolur giderler. sonra başbaşa kalırsınız.

ayrıca lütfen kimsenin evinize izinsiz gelmesine müsaade etmeyin. 1 hafta öncesinden randevu alsınlar, müsait olursanız kabul edersiniz. bu kuralı oturtmak mümkün. oturtan yakınlarım var. kadıncağızın evi yol geçen hanı olmuştu, öyle bir rest çekti, kapadı kapılarını. siz de yapabilirsiniz. kimseyle kötü olmadan da, sadece kararlı görünün. evimde kafa dinlemek istiyorum hepsi bu.

ama şimdi hepsini bir kenara bırakın. minicik bir can gelecek size. onu düşünün ve onu güleryüzle karşılayın.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.11.25)
karınıza sabırlar diliyorum. sizin gibi biriyle evlilik zor. annenizin ağzının içine bakacaksanız ne diye evleniyorsunuz ki?
+7
elorelia
(12.11.25)
annenin gelmesi kötü bi şey değil ya yardım ederler. kadının ağrısı sancısı dikişi vs olur. stres yapma.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
hocam artik sizi az cok bu anlamda tanidigimiz icin size gore cevap vermemiz gerekiyor,
normal birisi olsa derdik ki, sadece esinin ve bebeginin ihtiyaclarini dikkate al, ne istiyorsa onu yap, yalniz kalmak istiyorsa (esiniz ve siz) yalniz kalacaksiniz, destek istiyorsa sadece istedigi kadar ve istedigi alanda destek alacaksiniz, esiniz kimseyi istemiyorsa kimse gelmeyecek siz cekirdek aile olarak bu surecte birlikte olacaksiniz ve hayir diyeceksiniz, esiniz sadece birinin yemek yapip birakmasini istiyorsa ona gore kim yemek yapacaksa (anneler/babalar vs.) ona gore soyleyeceksiniz, esiniz birinin gelip kalmasini istiyorsa oyle olacak, yani bu sureci esinizle surekli iletisim ve destek halinde atlatacaksiniz. esinize ve size neyin nasil yapmasi gerektigi konusunda kimse ders vermeyecek, herkes agzindan cikani tartacak, ona gore konuscak vs. vs..

ama simdi siz bu profilin cok disindasiniz.
eger bu sureci dogru yonetmezseniz; esinizin hormonlari uzun bir sure alt ust durumda olacagi icin, lohusalik depresyonundan tutun da (olabilir de olmayabilir de) asiri alinganliga kadar, asiri korumaciliga kadar (cocugu kimseye birakamamak, dus almak icin birakmakta bile zorlanmak vs.) bir suru sey olabilir. bunlarin hormonlarin alt ust oldugu donemde mantikli hicbir aciklamasi yok. sizin ve etrafinizdakin yapmaniz gereken tek sey saygi gostermek ve esinizin istedigi gibi destek olmak olurdu. bu olmazsa, ya evde inanilmaz bir kavga gurultu olacak, ve kadinlarin o donemde gozu bebeklerini korumak disinda hicbir seyi gormuyor, dolayisiyla aile birliginiz ciddi anlamda sarsilabilir ya da esiniz yaptiginiz ve ona yapilan bir cok seye (zaman zaman yerli zaman zaman yersiz) cok kirilacak, sesini pek cikarmayacak (zira kendisi de alt ust olmus oluyor) ve acisi sonradan cikacak (benim etrafimda gordugum lohusalikta kirilan kalp asla unutulmuyor). bunlar kotu senaryo. iyi senaryo, esiniz de anneniz de balli kaymak olacak, esiniz ve anneniz bu sureci tatlis tatlis atlatacaksiniz. size bol sans diliyorum.
sizin yerinizde olsam mesela buradaki annelere sorardim, lohusayken nasil bir destek istemisler/ihtiyaclari olmus, ya da internette forumlardan okurdum kadinlarin en cok neye ihtiyaci olmus vs.
+2
kassiopeia
(12.11.25)
ben, sizi sadece yazdiklariniz kadariyla taniyan biri olarak kücük bir tavsiyede bulunayim: cok acil destek alin.
aileniz karsisindaki bu pisiriklik, bu acziyet hic saglikli degil.
bu hissettikleriniz hic normal degil.
siz düzelmezseniz, kadin da akli varsa bunu fazla cekmez.
bebek sahibi olmadan önce endise edeceginiz yüzlerce sey olabilir ama o seyler burada duyurusunu actiginiz seyler degiller.
bu hissettikleriniz o kadar abes, o kadar sacma ki soruyu ilk göreli iki saat oldu, hala ne yazabilirim bilemiyorum cünkü buna yazilabilecek bir sey yok.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.11.25)
Bakıcı, hizmetçi tutacak paranız yoksa epey ihtiyacınız olacak o kadına.
Sonra bebek şunu yapıyo, bunu yapmıyo diye paniklediğiniz, çaresiz gecelerinizde ilk aklınıza gelen onun telefonu olacak.
Ona göre de tedbirli olun.
-3
Mirket
(12.11.25)
"evlenirken o kişiyle değil ailesi ile de evlenirsin" sözünün yaşayan örneğisiniz. Herkes gibi bende eşinize sabırlar diliyorum.
Öncelikle dünyaya bir birey getirebiliyorsunuz fakat ne yazık ki bireyin ve eşinizin sorumluluklarını taşıyabilecek kadar olgunlaşamamışsınız. Eğer doğacak evladınızı gerçekten düşünüyor ve seviyorsanız en az 3 aylık olana kadar (daha fazla süre de olabilir) annesi ve sizden başka kimse öpmesin. Kış aylarındayız zaten covid denen meret yine hortladı haberlerini görüyoruz aman diyim hepinizden önce eşinizin psikolojisi ve çocuğunuzun sağlığı önemli.

Doğacak çocuğun dünyaya gelmesine siz ve eşiniz vesile olduğunuz içinde "o benim çocuğum şöyle yapmayın." vs deme hakkına da sahipsiniz. Nasıl ki anneniz sürekli size karışıyorsa (anlattıklarınıza istinaden) sizde bebeğinize nasıl davranılması gerektiği hakkında yorum yapabilirsiniz. Lütfen artık annenizin oğlu kimliğinizi bir kenara bırakın falancanın eşi ve falancanın babası kimliğine bürünün. Böylesi daha sağlıklı olacaktır.
0
mermaidd
(12.11.25)
Eskiden ekşi sözlükte bir kullanıcı vardı. Her türlü mevzuya 'Çare İki Bira' yazardı. Bence de işe yarardı.

Senin de ilacın iki bira bence. Ne zaman gerilirsen iki bira çak. Emin ol geçer (:
0
yurtsuz john
(12.11.25)
Hayır diyeceksiniz. Sizin istemediğiniz onay vermediğiniz hiçbir şey yapamayacaklar çünkü siz engel olacaksınız. Bebişin huzuru için annenin ruh sağlığı doğrudan önemli, siz anneyi kollayacaksınız o bebeği kollayacak. Kavga gürültü çıkarsa bebek huzursuz olur, bebek sevme meraklıları kaçar siz uğraşırsınız sonra aylarca yıllarca. Biraz yenidoğan bakımı öğrenmişsinizdir diye düşünüyorum 9 ayda. Hastanede de sorarsınız. Eşinizin whatsapp numarasını özelden yazarsanız anne grubumuza eklerim her türlü sorusunu sorar ordan 7/24. Bence kimseyi almayın eve, çok düşünüyorlarsa kapıdan yemek verip gitsinler. Hazır olduğunuzda davet edersiniz. Bunları kiminle ne zaman nasıl konuşacağınızı eşinizle birlikte güzelce planlayın, laflarınızı hazırlayın, prova yapın, ilgililere saygılı sakin ve kararlı bi şekilde bildirin, tartışmaya açmayın. Artık bu duruşu sergilemenizin vakti gelmiş, yoksa cidden yazık size de evliliğinize de bebeğinize de. Sağlıkla gelsin
0
mezzosprite
(13.11.25)
kadinlara dogumdan sonra once kendi annesi bakar.
kendine geldikten sonra kayinvalide dahil olur.
annene biraz uzak dur, kendine gelsin sana haber veririm diyeceksin.
ilk cocukta ne yapacagini bilmemek normal.

cocuk dogdugu dakika itibariyle hayatin tamamiyle degisecek, sonrasini zaten "icgudu" hallediyor. hardware sende takili zaten, software'de zamanla update ede ede oturur.
0
cooperr
(13.11.25)
(13)

Tefecilik neden kötü?

michael_knight
Neden yasal olmadığını anlıyorum, devletten alınmış bankacılık lisansı, vergileri vs. yok. Ama halk tarafından neden nefret ediliyor?Elbette kredi çekemeyen riskli kişiye daha yüksek faizle borç verilecek ve o para geri ödenmezse elinden gelen yasal ve yasadışı her yolu kullanacak tefeci. Ama borcu
Neden yasal olmadığını anlıyorum, devletten alınmış bankacılık lisansı, vergileri vs. yok.
Ama halk tarafından neden nefret ediliyor?

Elbette kredi çekemeyen riskli kişiye daha yüksek faizle borç verilecek ve o para geri ödenmezse elinden gelen yasal ve yasadışı her yolu kullanacak tefeci. Ama borcu alan kişi bunu bilerek alıyor zaten.
Zor durumda, çaresiz kalmış ama geri ödeyebileceğine inanan bir insana böyle bir fırsat sağlayan tefecilere daha iyi gözle bakmak gerekmez miydi?
-3
michael_knight
(12.11.25)
www.youtube.com
Edit: Cevabım beğenilmemiş yahut anlaşılmamış. Linkini verdiğim şiir hakkında:
aya.org.tr
0
yadigar
(12.11.25)
bankalar da dediğin gibi yasal tefeci. biraz geçmişten kalan bir alışkanlık galiba, tefeci ile münasebetin sonu tebligatla değil de morgla bitebildiği için. günümüzde geçmişe oranla bir iyileşme vardır herhalde bir nebze de olsa. gerçi banka borcundan kendisini asanlar da çok. distopyanın dibine dibine vuruyoruz.
+1
lüzumsuz adam
(12.11.25)
Tefecilik dediğimiz şey geri ödememe riski çok yüksek olan bireylere çok çok yüksek faizle borç vermek. Geri ödememe riskinin çok yüksek olması demek kişinin düzenli bir geliri yok, mevcut borç stoğu çok yüksek ve toplam mal varlığı borcunu ödeyebilecek kapasitede değil demek. Eğer tefeci bu riski sadece yüksek faiz karşılığında alsaydı bu yasal olabilirdi, zaten bunun yasal örnekleri belli ölçülerde çeşitli ülkelerde "Pay day loan" vb. isimler altında var, buna "Predatory Lending" deniyor. Bunlarda genelde tutar görece çok düşük ve faiz çok yüksek.

Ancak tefecinin çok yüksek riskle birine para vermesinin arkasında kaba kuvvetle alacağını tahsil edeceği varsayımı var. Eh faiz oranlarından ve riskten bağımsız bu tabi ki yasal değil. Yani siz mal sattığınız ama sonrasında senedinin vadesi geldiğinde ödemesini yapmayan esnafa çek senet mafyasını tahsilat için yollarsanız bu da yasal değil. Banka da alacağına istinaden aynısını yapsa illegal olurdu.

Diğer yandan sosyal devletin vatandaşlarını bu tür durumlara karşı ticaret serbestisini de zedelemeden koruma görevi var. O yüzden bazı ülkelerde yukarda örneğini verdiğim "Pay day loan" servisleri ya yasak ya da maksimum bir faiz oranıyla regüle ediliyor. Zira 500 lira parayı %250 faizle alacak adamın daha derin finansal sorunları vardır, o finansal sorunlar da 500 lirayla çözülmez, olsa olsa o 500 liralık borç ve üstündeki faiz adamın üzerine bir kürek daha toprak atar.
+5
salihdt
(12.11.25)
nasıl yasal değil? bankalar, leasing adındaki firmalar, yatırım ayağı altında bu işleri yapan herkes tefeci. buna türk tarihindeki geçmişine bakara karar vermek lazım. Anadolu'da toprak ağaları zorda kalanlara borç verip karşılığında adamın karısına kızına el koymuş. Daha sonra bu işler ccumhuriyet döneminde banker, mafya vb. zenginlere kalmış. Mesela anadoluda çoğu kuyumcu bu tarz tefeciliği halen yapar. parayı sana verip 2 katını almaya zorlayan bir tefeci ve sistemi neden sevilsin. bu işler hep yasal yapılmamış ki.
0
mikahakkinen
(12.11.25)
Kanka insanları istismar eden her kurum kuruluş kötüdür ve sevilmez ama mesela banka da seni istismar ediyor ama bankanın sana yapacakları belirli yasal sınırlar içinde kalıyor ama tefeci dediğin adam sen borcunu ödemeyince mesela senin karını kızını evden aldırıp tecavüz etmekle tehdit ediyor, yani cezai müeyyidesinin sınırı yok, bu da hem yasal hem de insani olarak etik değil, bunları bilerek borç almak da bunları meşrulaştırıp sevilmesine bir neden olmuyor.
+4
kizil karga
(12.11.25)
Mesele 3 alıp 5 vermek değil, paran yokken sana, ailene zarar vermekle tehdit eden paran varken neden yapmasın? Borcunu tamamen ödediğinde, hayır daha bitmedi derse kime gideceksin?
+1
duyuruuser
(12.11.25)
şöyle tahmin ediyorum, bankadan kredi çektin ödemedin ne yapar? icra uygular, evine hacze gelir ama icra iflas kanununn öngördüğü sınırlar içinde hareket eder, örneğin lüzumlu eşya dediğimiz ev eşyalarını haczedemez. senin mülkiyetindeki evini satışa çıkarsa bile yine bunu senin yasal hakların kapsamında yapar, örneğin evin değeri bağımsız bilirkişiler tarafından belirlenir, senin mahkemede itiraz hakkın bulunur vs.

ama mahallenin tefecisi senin zor durumundan faydalanarak sana çok yüksek faizle para verir ve geri alırken yasa masa yoktur. direkt canınla ailenle tehdit ederek geri alır. burada sen evet kendin baştan kabul ederek alıyor olabilirsin ama normal bir ruh halinde değilsin o anda. acil paraya ihtiyacın var çocuğun ameliyat olacak mesela. bu ruh haliyle hareket eden biri tefeciden borç aldığında "e baştan kabul ettin kardeşim" demek o kişi için haksızlık.

kanunlar yapılırken de güçlü ve güçsüz konumda olan tarafların eşitliği gözetilerek yapılır. örneğin tüketicinin korunmasına dair kanun çıkarılırken tüketicinin satıcıya göre daha güçsüz konumda olduğu bilindiği için ona bazı avantajlar sağlanır, mesela kanunda der ki tüketici hakem heyetine başvururken tüketici ücret ödemez veya dava açtığında kaybetse bile harçlardan sorumlu olmaz. ama satıcının açtığı davalarda öyle değil satıcı tüm harçlardan sorumlu olur. çünkü devlet güçsüz konumda olanın haklarını gözetmek eşitliği sağlamakla yükümlüdür.

kira işlerinde de şu örneği verebilirim, tahliye taahhütnamesi diye bi şey var mesela. kanun diyor ki kiralayan adam zaten sıkıntılı bi durumda, zar zor bütçesine uygun bir ev bulmuş, sen o anda adama ne imzalatırsan imzalat o kabul edecek çünkü en temel ihtiyacımız olan barınma ihtiyacını karşılamak için uğraşıyor. sen bu adama kira sözleşmesiyle aynı tarihte tahliye taahhütnamesi düzenleyip imzalatamazsın.

tefeciden para alan adam da o an kimbilir hangi ihtiyacını karşılamak için para arıyor, sen bu adamın zor durumundan faydalanıyorsun, adam 1000 tl alsa gelecek ay 5000 geri vereceksin diyorsun, adam belki çocuğuna ilaç alacak seninle pazarlık yapma şansı yok ki ne desen tamam diyor. bu nedenle bence iyi gözle bakılmıyor.
+5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
Besim Tibuk'un da böyle bir açıklaması vardı. Tefeciler sayesinde ticaret dönüyor diye.

Bizim insanımızda, yaptığının sonuçlarına katlanma gibi bir durum olmadığı için tefeciler kötü olmuş.

Şimdi şöyle bir yöntemi var. 1000 tl istiyorsun diyor ki bunun aylık faizi 100 tl. Sen bu adama ay ay 100 veriyorsun. Tüm parayı verene kadar aylık 100'ü ödemek zorundasın. Anlaşma böyle. 10 ay geçiyor, sen 1000 tl ödemiş oluyorsun. Diyorsun ki borcum bitti. İnsafsız adam 1000 verdik daha benden 1000 daha mı istiyorsun diyorsun. Ama 10.ayda borcunu kapatmaya söz verdiysen 10.ayda ödeyeceğin para 2000 tl. Öyle anlaşmıştınız. 1000'i ödeyince borcum bitti sanıyorsun.
0
nickini vermek istemeyen uye
(12.11.25)
tefeciler iyidir hocam cek %200 faizli bir kredi.
0
koela
(12.11.25)
çok ilginç bir yaklaşm valla. tefecilere imkan sunduğu için iyi gözle bakmak ha?

tefeci başkasının çaresizliğinden yararlanarak 1-2 birim kazanabileceği bir işten 5-6 birim kazanmaya çalışan birisi. sana tam olarak nerede özverili davranıyormuş gibi geldi?
+1
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
@kiyiya vuran,
Ailesinden, arkadaşlarından, iş yaptıklarından, bankacılık sisteminden hiçbir yerden borç para bulamayan insana borç para bulma imkanı sağlıyor.

Ama ekmek almak için gibi düşünme bu parayı.
Çok uyduruk bir örnek veriyorum ama diyelim ki börekçi dükkanın var ve iflas etmek üzeresin ama diyorsun ki dükkana bir kahve makinesi alsam gidişatı değiştirebilirim fakat yüz bin liralık kahve makinesini almak için para lazım ve işler kötü gittiği için hiçbir yerden bulamıyorsun.

Tefeci seçeneği olmasa iflas edeceğin kesin ama belki de kahve makinesini bu sayede alıp dükkanı kâra geçirebiliyorsun.

Tüm çözümleri tüketen kişiye bir çözüm daha yaratıyor tefeci.
-1
🌸michael_knight
(12.11.25)
olm yaratıyo da kara kaşının, kara gözünün hayrına mı yaratıyor sanki?
+1
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
Hocam, o mantıkla haksızlık ettiğimiz meslekler:
Eskortluk: Aslında cinsel ihtiyaçları olanlara imkan sağlıyor.
Sahte içki satıcıları: Vergilerden beli kırılan içicilere ycuz alternatif sunuyor.
Torbacılık: Madde kullanan insanların işini görüyor.
Çek Senet Mafyası: Alacağını tahsil edemeyen mağdurlara yardımcı oluyor, sevap işliyorlar.
Konsomatrislik: Eşlerinden şefkat göremeyen mutsuz erkeklere bir kucak, adeta bir psikolog oluyorlar.
Dolandırıcılık: Doğal seçilime katkıda bulunuyor, uzun vadede insanların ders alıp gözünün açılmasına yardım ediyorlar.
Kiralık katillik: Kişinin kendisinin gücünün, cesaretinin veya uzmanlığının yetmemesi durumunda elini kana bulamadan düşmanını yok etmesine yardımcı oluyorlar.

Şimdi şu bir gerçek: Yukarıda saydığım meslekler gerçekten de var. Ve talep olmasa olmazlar. Yani iş görüyorlar ki, halen mevcutlar.

Ama iş görmesi bir meslek grubunu namuslu yapmaz, temize çıkarmaz.

Tefecilik de gözümde en aşağılık meslek gruplarından biridir. Çünkü insanın en çaresiz ve zor durumundan istifade ederler. Paralarını bu şekil kazanırlar.

Hayatımdan gereksiz bir ayrıntı ekleyeyim:

Fi tarihinde işten yeni ayrılmışım. Bir arkadaşım vesilesiyle bana yeni kurulacak ortadoğu sermayeli bir ödeme/cüzdan uygulamasının tüm teknik altyapısını kurup yönetmem teklif edildi. Ekipman, yazılımcılar, kullanılacak teknolojiler vs. hepsini ben seçip belirleyeceğim. Sınırsız yetki, kaynak ve çok sağlam bir maaş ile. Benim için adeta rüya gibi bir teklifti. Balıklama atladım. Adamlarla görüşmeden önce hali hazırda "varlık yönetimi şirketleri" olduğunu öğrendim. Bu tür şirketler, banka, telekom gibi firmalardan alacaklarını satın alıp, borçluların üstüne kabus gibi çöküp, bundan para kazanan firmalar. Sadece ama sadece o sebeple teklifi tereddütsüz reddettim. Boğazımdan geçecek bir lokmanın başka insanların âhı olacak olması gerçeğini midem kaldırmadı.

Tefecilik dünyanın en aşağılık mesleklerinden.

Ekleme:
Bir de "tüm çözümleri tüketen kişi" zaten çaresizlikten illegal ve kötü çözümlere teveccüh eder genelde. Zaten bundan da bir sonraki "çözüm" genelde intihar oluyor. Zaten makbul şeyler "son çare" olarak denenmez.
+1
yadigar
(13.11.25)
(1)

2026 KPSS (lisans - düz memurluk) çalışması için YouTube'daki hangi hocalari tavsiye edersiniz?

lodlest23
Bana bu konuda tavsiye verebilir misiniz??
Bana bu konuda tavsiye verebilir misiniz??
0
lodlest23
(11.11.25)
matematikte herkes mehmet bilge yıldız'ı öneriyor ben de onun kitaplarını aldım biraz çalıştım güzel anlatıyo gerçekten.

tarihte 3 popüler hoca var, aydın yüce, ramazan yetgin ve mehmet karakuza. bunlardan ilk ikisinin videolarını izledim ikisi de güzel. mehmet karakuzayı da duyurudan biri önerdi ama izlemeye fırsatım olmadı zaten pek çalışmıyorum.

türkçede de herkes aker kartalı öneriyo. ve herkes pegem yayınlarının paragraf kitabını çözüyor günde 15-20 soru paragraf çözün diyolar.

ben diğer derslere hiç çalışmadığım için bilmiyorum pek.
+1
Sadece soruyorum
(12.11.25)
(53)

eşimin yeğeninin her hafta sonu bizde kalması sorunsalı

matilda
merhaba, bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var. özetle: eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı. bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü
merhaba,
bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var.

özetle:
eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı.
bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü okula dönmesiydi. çocuk da sizi her hafta rahatsız etmek istemiyorum, hem de çok uzak vs diyordu.
ben 2-3 haftada bir kalmasına da çok sıcak bakmıyordum ama yapacak bir şey yok moduna girmiştim.
şimdi okuldan öyle kafanıza göre evci iznine çıkmak yok. ya her hafta evci çıkacaksınız ya hiç çıkmayacaksınız denilmiş. çocuk da eşimi aramış amca okul böyle diyor ne yapayım diye o da gelme diyememiş. yani özetle çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda ama bunu eşim de ben de kesinlikle diyemiyoruz.
buraya bir dipnot düşeyim: eşimin anne ve babası istanbul'da yaşıyordu. memleketlerine taşındılar. onların taşındığı eve biz geçtik yani eşimin anne-babasının evinde oturuyoruz. kira da ödemiyoruz. başka evleri var kirada onun kirasını da eşimin abisi alacak yıl sonundan sonra.
dün bayağı kavga gürültü oldu evde. çünkü ikimiz de çalışıyoruz. ben haftada 2 gün evden, 3 gün ofisten çalışıyorum ama 3 gün çalıştığım günlerde 2 saat işe gidiş, 2 saat eve dönüş sürüyor. 6'da çıksam 8'de evde anca oluyorum. bir tek hafta sonum var. cumartesi zaten temizlikle geçiyor. cumartesi akşamları eşimle vakit geçirmek istiyorum. pazar da yine ıvır zıvır işler oluyor ya da nadiren dışarı çıkıyoruz bi etkinlik vs olursa.
yeğeni bize gelirse cumartesi sabahı eşim evde olmuyor ve ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp. pazar günü de benzer durum var zaten askeri okulda olduğu için alışmış sabahın köründe kalkıyor. geçen pazar mesela 3'e kadar evde oturdu. 6'da okula girmesi gerektiği için 3'te çıktı.
benim artık cuma- cumartesi akşamları eşimle oturup film/dizi izleme ve vakit geçirme gibi bir olayım kesinlikle kalmadı. çünkü bu çocuk cuma akşam yemeği vaktinde gelecek ve bizle oturacak sohbet falan etmek istiyor. cumartesi gündüz çıkar gider ama akşam yine öyle. pazar da ya kahvaltıdan sonra biraz oturur ya da gider bilmiyorum 2 günüm çöp olduktan sonra pazar yarım günü düşünemiyorum artık.
dün eşime ya bu işe bi çare bul ya da bu iş boşanmaya kadar gider dedim. çünkü bu çocuk tam 5 sene okuyacak bu okulda. gidebileceği başka bir yer yok. olsa da yasak.
o da ailesiyle arasını bozmadan bir yöntem düşünüyor ama bulamadık.
makul şekilde abine anlat, bizim bi hafta sonumuz var. mümkün olduğunca evi otel gibi kullansın vs gibi çocuğunu uyarsın gibi bir yöntem geldi aklıma ama ne kadar etkili olur, nasıl bir tepki gelir bilmiyorum.
eşimi seviyorum ve bu nedenden ayrılmak istemiyorum ama ben sorumluluk almamak için çocuk bile yapmıyorum ve hayatımda 4-5 kere gördüğüm bi çocuğa da zaten tek dinlenme alanım olan hafta sonumu 5 sene feda etmek istemiyorum. üstelik bu çocuk bizde kalırsa benim evimde yatılı misafir de kalamaz her türlü tüm konforumu ve düzenimi bozuyor.
bu konuyla ilgili ailesini, abisini ve yeğenini de incitmeden nasıl bir konuşma yapılabilir. fikirlerinize gerçekten çok ihtiyacım var.

bunu kimse kabul etmez dedim eşime. çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek dedim. siz böyle bir şeyi kabul eder miydiniz bunu da kendisine okutmak için bunu da sorayım.

teşekkür ederim.
-1
matilda
(10.11.25)
Hoş bi düzen değil bu öncelikle ama bunu 5 sene sürdüreceğini düşünmüyorum, ilk sene çok sık olur fakat şehre alışıp kendi arkadaş ortamını kurunca size fazla uğramaz

Eşin öncelikle sana karşı sorumlu orası sizin eviniz. Senin durumunu anlayıp seni buna hiç dahil etmeden aile ve çocukla çözmeli. Başta dediğim gibi çocuk şehre alışıp ortamını kurana kadar 2-3 ay anlaşma yapabilirsiniz belki
+2
grimavi
(10.11.25)
@grimavi ben de öyle düşünüyordum alışınca sürekli gelmez ama okul ya her hafta evci çıkarsınız ya hiç izin vermeyiz demiş. mesele de bu zaten.
0
🌸matilda
(10.11.25)
kesinlikle mantıklı değil. bir sene bile bu şekilde yaşanmaz. çocuğun ailesi nasıl buna tamam diyebiliyor anlayamadım. okulun ya hep hiç demesi de saçma. bizim okulda da yurt var ama öyle bir durum yok. istedikleri hafta sonu kalıyorlar. okulla da görüşülebilir tabii ki ama çocuğun ailesinin rahatlığı çok ilginç.
+1
oyokbuyoknevar
(10.11.25)
haklısınız. her hafta sonu olmaz yani. ayda 1 olsa neyse. çocuk evci çıkmak zorunda değil. yatsın okulunda. ya da babası diğer evi boşalttırsın yerleştirsin çocuğu. bir şeyler kırılıp dökülecek artık pek çareniz kalmamış. sen çocuğun annesiyle konuş önce eşin utanıyorsa.
0
archmeister8
(10.11.25)
Kocaman insan ya kendisinin ya da ailesinin bunun ne kadar saçma olacağını düşünmesi gerekirdi.
Şimdi eşiniz abisine sizin dediğiniz cümleyi söylediği an ne olacak biliyor musunuz olay büyüyecek vay sen benim oğlumu istemiyorsunlara gelecek ve çocuk bir şekilde durumu düzeltip izne çıkmamaya karar verecek.
Her şekilde arada gerginlik çıkacak bu yüzden bence gerginlik nasılsa çıkacak diye düşünüp dürüst bir şekilde ben böyle dedim ama bizim yaşam biçimimiz bu uygun olmaz sanki gibi konuşsun abisiyle.
Ben olsam böyle yapardım.

Çok zor durum bunu daha önce okuduğumda da çok üzülmüştüm adınıza. Umarım en az hasarla atlatırsınız bu süreci :/
0
mutekebbir
(10.11.25)
eşiniz kendi anne babasıyla konuşacak, bunun normal bi şey olmadığını söyleyecek. onlar da çocuğun anne babasına büyükleri olarak bunun normal olmadığını söyleyecek. böylelikle kimse birbirine kötü olmayacak. en makul yol bu ama bazı ailelerde kimse birbirine bir şey söyleyemiyor. o durumda eşiniz açık açık konuşacak.
+2
la mort heureuse
(10.11.25)
Akrabalar arasında yüze gelememek ve böyle şeyleri kabul etmek kötü ama bu 5 sene sürdürülebilir bir şey değil tabii ki, ha arkadaşların dediği gibi ilk seneden sonra böyle bir yoğunluk olmaz ama olacak gibiyse de çıkmasın evci kendi rahat edecek diye sizin rahatınızı bozmaya hakkı yok.
0
kizil karga
(10.11.25)
benim kabul etmeme gerek kalmadan eşim zaten böyle bi teklifle gelmezdi. mantıklı da değil zaten.
yani bu işin oluru şöyledir. ya 4-5 aylık bi süreçtir hadi her hafta gelsin dersin ya da 5 senelik bi süreçse ayda bir hafta sonu anca olabilir. başka türlü kesinlikle oluru yok.
-1
elorelia
(10.11.25)
İstanbul'da kalacak yeri olmayan öğrenciler 5 yıl boyunca hafta sonu okuldan çıkamıyor mu? Hapishane mi orası? Ben mi yanlış anlıyorum?
Hadi, başka yerde kalamıyor olsun. Hafta sonu gündüzleri çıkıp akşam dönebiliyor olması gerekir ya. Saçma geldi bana.
+2
auroraaurora
(10.11.25)
çıkabiliyor aslında. cumartesi sabah çıkıp akşam 6'da okulda olması lazım. pazar da öyle. iki gün de çıkabiliyor. seneye giriş saati akşam 10 olacakmış ilk sene diye böyleymiş.
ama işte ya evci çıkacaksın her hafta ya da hiç çıkmayacaksın sadece böyle cumartesi 6'ya, pazar 6'ya kadar 2 gün çıkacaksın demişler.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
O zaman okulda kalacak, kimse de kusura bakmayacak. Evlatlık mı aldınız?
Ben kesinlikle kabul etmezdim. Evde kira vermeden oturma bahsi açılırsa da neyse bedeli ödeyeyim deyin. Alırlarsa o da onların ayıbı olsun.
+5
auroraaurora
(10.11.25)
Çocuk zaten kalmasın ok da sizde vay eşimle vakit geçirmek istiyorum diye ortalıkta anlatmayın bunu çünkü inandırıcı değil. Acınası da duruyor bir yandan.

Açık açık ben böyle tanımadığım birisiyle haftasonu iki gün geçirmek istemiyorum diyin geçin. Bir de boşanmayı söz konusu etmek fırsat bulmuşsunuz gibi görünüyor.
-14
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
@matilda, nasıl söylerseniz söyleyin, kim söylerse söylesin, bu konunun sonunda mutlaka aile arasında gerginlik, küskünlük, tartışma vb. çıkacak. iki yetişkin olarak kendi sınırlarınıza saygı duyulmasını sağlamak için bunları göze alıp bu konuşmayı yapmak zorundasınız. bunu da eşiniz yapmalı, siz değil.

bu kadar izahat vermenize de, kendinizi haklı çıkarmaya çalışmanıza da gerek yok hiç kimseye karşı zira siz her türlü haklısınız zaten. çocukla gerektikçe ilgilenmek, göz kulak olmak başka, tamamen hafta sonları sizin evinize yerleşmesi bambaşka. bütün aile üyeleri de bal gibi biliyor bu durumun ne kadar "uygunsuz" olduğunu ama herkes salağa yatıyor bir şekilde zoraki de olsa kabul ettireceklerini bildikleri için. bu da muhtemelen eşinizin bu konuda net dur(a)mamasından kaynaklanıyor. önce o resti çekecek, konuyu da eşimle film izleme, uyuma vb. şeklinde yumuşatmaya çalışmayacak. lap diye ben evli barklı adamım, karımla canım isterse salonda koltukta seks yapıcam, canım isteyecek inleye inleye boşalcam, birlikte duşa gircem, genç sağlıklı çiftiz, evde yetişkin bir erkek çocuğu hanginize mantıklı geliyor, siyeeeaahh diye masaya yumruğunu vuracak. sizi arada bırakmaması da çok çok önemli.
+4
Phoebe
(10.11.25)
öncelikle bence bu egoistlik. aile olmak böyle birşey değil. tabiki kendi konforunu düşünmek senin hakkın ama eşinin de bir ailesi var. ileride annesi babası hasta olsa sizde kalmak zorunda olsa ona da aynı arızayı çıkartacaksın demekki. ayrıca empati yapsan ve aynı durumda sen olsan eşin istemeze ne yapardın.

çocuk tarafına gelince millet haklı bir süre sonra size gelmez bile arkadaşlarıyla dışarda vakit geçiririr. yada gündüz çıkıp akşam saati dolmadan geri dönsün. evci çıkmasına gerek yok.

sen bence boşan bu evlilik sürmez bu bencillikle. ayrıca benim eşim senin gibi rest çekecek direk avukata gönderirdim.
-23
gercekdunya
(10.11.25)
Ben şunu net anlayamadım. Diyelim ki hiç evci çıkmamaya karar verdi. Yine her haftasonu belli bir saate kadar dışarı çıkma hakkı olacak mı
Mesela her cumartesi saat 6 ya kadar izni var gibi mi?

Bunun dışında diyelim hiç cikamayacak tabii ki çok iyi bir seçenek olmayabilir ama bile isteye tercih edilmiş bir şehir,.okul. sokakta kalmayacak bu çocuk nihayetinde. Belki aktarılan kadar katı kurallar yoktur ya da belki göz korkutmak için çok katı konusulmus olabilir.

Gerçi askeri okul katıdır muhtemelen ama dediğim gibi evci çıkmamak da bir seçenek, öyle kalacak bir sürü arkadaşı da olacaktır.

Gerçekten zor bir durum ama siz sonuna kadar haklısınız bence.
+1
egerbiryolcu
(10.11.25)
tabii ki evci çıkmazsa izni var.
ya evci çıkacaksınız ya da sadece askerlikteki gibi çarşı izni gibi ama 2 gün çıkabilirsiniz. birinden birini seçin gibi bi konuşma yapmışlar.
yeni oldukları için belki göz korkutma amaçlı yapılmış bir konuşma da olabilir sonuçta herkesin evci kaldığı ev kendi ailesine ait değil insanların işleri, başka misafirleri de olabilir. evci kaldıkları kişileri de düşünmeleri gerekir bence.
+1
🌸matilda
(10.11.25)
işte aslında yazdığınız cevabın içinde gizli olay: zorunda kalmak.
burada bu çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda değil. zorunluluk olsa zaten bir şey diyemem. bu çocuk istanbul'da değil de konya'da bu durumu yaşasaydı kime gidecekti gidecek yer de yok. ama hastalık durumu dediğiniz zorunlu bir durum öyle bir durumda tabii ki bakılır.

"direk" avukata göndersin napayım çekmek zorunda değilim kimsenin çocuğunu. bu seçeneği de sundum ama kabul etmiyor.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
eğer çocuğun babası eşinize, siz benim çocuğumu istemiyorsunuz diye filan hayıflanırsa eşiniz de desin ki; ben zaten çocuk sorumluğunu üstlenmek istemediğim için kendim çocuk yapmıyorum.

gereksiz ajitasyonlara gerek yok.
+3
since1907
(10.11.25)
Türkiye'de büyük aile yapısı kuralları hala geçerli. Sen mesela boşanmayı aklına getirmişsin. Boşansan normali baba evine dönmendir. O durumda küçük kardeşinin vay sen niye geldin, ben sorumluluk almamak için hatta bir haftasonum vardı deme lüksüne sahip değil.
Yine büyük aile yapısının bir özelliği olarak baba evinde ücretsiz oturulabilir. Babanın çıkın ben kiraya vereceğim, kirayı da biriktirip ahir ömrümde bir maldivler tatili planlıyorum. diyemiyor, diyemez.
Yine mesela, kardeşlerden birinin depremde evi yıkılsa, veya şizofreni teşhisiyle eşi terketse, sığınacağı yer kardeş evidir.
Anne babadan biri vefat edip, diğeri elden ayaktan düşmeye başlasa olacak olan yine aynıdır.
Yani başınıza bir durum gelmiş. Aklına da gelmiş madem, uygula. Boşa adamı. Ya da eşin gitsin Abisine, Matilda iyi kız, inan sesini çıkarmış değil ama, ben mahcubiyet duyuyorum. Biz sorumluluğundan kaçınıp çocuk yapmama kararı almışken, kendimi karıma eksikli hissediyorum. Çocuğun evciliğini iptal edelim de ayda bir falan geçici evci yapalım. Olmaz mı? cinsinden bir şeylerle vaziyeti idare etsin.
Ama ben bunun yanlış olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim bu.
-5
Mirket
(10.11.25)
@matilda, hastalık vb. bir durumda böyle bir reaksiyonunuz olmazdı zaten, hiç sanmıyorum. dediğiniz gibi emrivaki yapılması, sizin iradenize ve yaşam alanınıza saygı duyulmaması söz konusu.

elbette boşanmak böyle bir nedenle olmamalı ama şayet siz eşinizin böyle durumlarda hiç bir zaman sınır çizemediğini düşünüyorsanız ve bu bardağı taşıran son damla olduysa, çift terapisi düşünebilirsiniz. zira bu durumda konu o çocuk değil, eşinizin çekirdek ailenizle ilgili hiç sınır çizememesi oluyor.
0
Phoebe
(10.11.25)
Çocuk evci çıkmak zorunda değil ki. Haftasonu kalsın okulunda, gezmeye çıksın dönsün. niye dışarda yatıya kalmak zorundaymış? İlle çıkacaksa adres olarak sizi göstersinler gitsin nerde kalıyorsa kalsın. ne biçim genç erkek bu gelip sizde kalıyor çocuk gibi

Sorun eşinizde. O neden rahatsız olmuyor mesela sizinle baş başa vakit geçiremeyecek olmaktan. Çocuk geldikçe siz dışarı çıkın kafanıza göre kocanız ağırlasın madem öyle istiyor. Boşanma ya da eşinizle kötü olma meselesi yeğeninin her hafta gelip sizde kalmasından ziyade eşinizin ailesine karşı sınır koyamayan ve sizi öncelik yapmamış biri olmasıyla alakalı.
+5
dfn4
(10.11.25)
işin sarpa sarması dipnotta belirttiğiniz sebepten evin size ait olmamasından kaynaklı. kira verip vermemenizin pek önemi yok. birisi işin nereye varacağını düşünmeden laf arasında bizim istanbulda ev var orda kalır sizin oğlan demiştir, diğeri de oğlum x amcanlarda kalırsın demiştir. 3. kişilerin 1.kişiler adına plan yapması...

çocuk burada en masum olan kişi. zira ailesinin kendisine söylediğini yapıyor. kendi adına karar vermeyi öğrenene kadar da böyle olacak. ama 5 yıl boyunca her haftasonu bizde kalacak "korkunuz" endişeniz bence yersiz. belki 1 sene sonra "amca sağol ben artık okulda kalmak istiyorum" diyebilir.
bence askeri okul kurallarını bir de kendiniz gidin sorun, öğrenin. mesela ben bilmediğim için soruyorum, evci çıkmadan, yani hafta sonu da okulda kalmaya devam ederek gün içinde dışarıya çıkılamıyor mu? örneğin duş almaya, çamaşır yıkamaya, kahvaltıya/öğlen yemeğine gelip akşam saatinde de okula geri dönülemiyor mu? ya da size evci izni diye çocuğun aktardığı şey gerçekten her hafta sonu evde konaklama zorunluluğu mu, yoksa izne çıkarsam bu adreste beni bulabilirsiniz beyanı mı? mesela planlı bir şekilde her ay başında bu ay sadece 1/2/3 hafta sonu eve çıkacağım, hava soğuk hiç çıkmayacağım gibi bir tercih belirtilebiliyor mu? ya da 6 ay sonra bu beyandan cayılamıyor mu?
kısacası çocuğu kırmadan kafanızdaki soruların cevaplarını ilk ağızdan yetkili birinden öğrenip 3.kişi olan aileleri karıştırmadan çocukla oturup konuşarak beraber bir çözüm üretin. 3.kişiler dilediklerini söyleyebilirler de önemli olan 1.kişilerin ne istediği.

söylemeden duramayacağım :) "bunu kimse kabul etmez", "çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek" gibi söylemler bana manasız geliyor. zira herkesin aile-akraba ilişkisi bir değil. bu davranışınızı eleştirip, sizi kötüleyecek de bir sürü insan bulunur. siz belirttiğiniz sebeplerden ötürü bu duruma karşısınız. bu kadar. sorduğunuz 10 kişiden 9'u aksi yönde fikir belirtse, siz düşüncenizden/kararınızdan vazgeçecek misiniz?

son olarak sorunsalınıza çözüm önerisi: boşanmak yerine her hafta sonu evi çocuğa bırakıp otelde konaklayın :)
-2
tnz
(10.11.25)
dfn4 +1

ayda 1 bile kabul edilebilecek bir şey değil. çok can sıkıcı. eşinizin ciddi ciddi konuşması lazım. buna da alınacaklarsa alınsınlar. her hafta sonu misafirlik olur mu ya öyle? böyle saçma bir şey olabilir mi? sizin bir hafta sonunuz var. çocuğun yanında mı sevişeceksiniz? belki tatil planı yapmanız gerekecek belki bir işiniz çıkacak yapamayacaksınız. kimse kabul etmez böyle bir şeyi.

ben olsam eşim diyemiyorsa gider ben söylerim. hiç çekinmem utanmam, düşüncesiz ana babası utansın. direkt derim: "biz her hafta sonu müsait değiliz, kalabalığı sevmiyorum bu yüzden çocuk bile istemiyorum (ben de gerçekten istemiyorum bu arada) benim her hafta sonu bir çocukla ilgilenecek vaktim ve enerjim yok, tüm hata çalışıyorum, hafta sonu da evde yalnız kalmak, sessiz takılmak istiyorum. evde genç bir erkek çocuğu varken rahatça giyinemiyorum bile. lütfen başka bir çözüm bulun. ben bunu kabul edemem."

aynen bu şekilde söyleyin. küserlerse küssünler. hiçbir şekilde ayda 1 yok otel gibi bilmem ne kabul etmeyin. çünkü zaman geçtikçe ayda 1 de batacak. vallahi evliliğiniz biter. ben olsam ben de boşarım.

çocuğun durumunu, ahını vahını yazığını siz düşünmek dertlenmek zorunda değilsiniz. onu dünyaya getiren anne babası düşünsün. doğururken size mi sordular. neden ilgilenmek zorunda olasınız ki? kocanız da pısırık anneci aileci biri galiba. aile içinde saygı gören sesi çıkan sözü dinlenen biri değil gibi duruyor. bunu söylemenin bir yolunu nasıl bulamaz? katlasın 4 yıl okulda takılsın. benim lise arkadaşlarım da o şekilde okuldaki yurtta 4 yıl kaldılar, bir şey olmadı.

hem bir çocuğun sorumluluğunu almak kolay değil. o çocuğa sizin evde bir şey olsa anne babası gelir sizi suçlar. ergen deli dolu erkek çocuğunun ne yapacağı belli olmaz. ergenlik ihtiyaçlarını falan da sizdeyken evde karşılayacak olma ihtimali bile çok rahatsız edici. yok sevgilimi getirebilir miyim diyecek, yok kankasını getirecek, yok onlara gidecek gecenin köründe eve gelecek sizi uyutmayacak... ergenin derdi bitmez ki.

evde sütyensiz ve şortla, dantelli gecelikle ya da çıplak falan gezemeyeceksiniz, hafta sonu pinekliğini yapamayacaksınız. bu ne biçim bir hayata dönüşecek...

ay valla evlenmeme isteğime +1 sebep eklendi bu olayla. akrabayla uğraşmak rezilliktir.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
tnz adlı duyurucunun yazdıkları komedi... anne babasının sorgulaması, öğrenmesi, düşünmesi, ayarlaması gereken o şeyleri siz yapmak zorunda değilsiniz. o çocuğun adını ve yaşını bile bilmek zorunda değilsiniz. ne münasebet ya. çocuk bakmak istesek doğururuz.

çözüm önerisi de her hafta otel masrafı olmuş. :D evlenilmemesi gereken kişi modelini görmüş olduk.

gercekdunya nın yazdığı yazı ise troll olabilir veya klasik anacı erkek modeli uzak durulması gerekenlerden. ciddiye alınmaması gereken bir yazı. hatta kişiyi engelleme kararı aldım şu an çünkü baya rage bait yapan bir troll bence.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
Oğlum İstanbul'da yatılı lise öğrencisi, abim de İstanbul'da yaşıyor. Hatta birbirine bayağı yakınlar, otobüsle bile max 30 dk ama oğluma ilk tembihlediğim şey "amcan seni arayıp haftasonu için davet etmedikçe sakın gitme oğlum" oldu. Abimle de aramız çok iyidir ama ne kadar yeğen de olsa aile dışından biri ve sürekli, onu da geçtim zorunlu misafirlik çok hoş karşılanmaz. sizi çok iyi anlıyorum. bunu eşinizin abisi ile görüşmesi, uygun bir dille izah etmesi gerek. Fakat "iş boşanmaya kadar gider" tepkiniz biraz fazla. Boşanma lafını bu kadar kolay dillendirmemek lazım. yaydan çıkmış ok gibi birşey bu, bi kere boşanma kozunu ortaya sürdüğünüz zaman hep sizin de eşinizin de aklında boşanma opsiyonu olacak. başka konularda da olsa tüm tartışmalarınızda lafın sonu boşanmaya gidecek. evliliğinizi çok yıpratır. naçizane tavsiyemdir bu da, anlayışla karşılayacağınızı umarak..
+12
faberkastelli
(10.11.25)
hala üstten üstten konuşuyorsunuz ama. çocuk yabancı biri değil, kimsenin çocuğu hiç değil. eşinizin öz yeğeni. sizin aileye bakışınız farklı olabilir eşinizin bakışı farklı olabilir. ortak bir noktada değilseniz anlaşabilmeniz zaten mümkün değil.

ayrıca evlilik böyle bir şey değil. bana göre sevgi saygı ve özveri gerektirir. bırak çocuk 2-3 ay kalsın hemen arızaya bağlama sonra zaten kendi bir yol bulacaktır. olmadı siz bir yol bulursunuz oraya yönlendirirsiniz. sizin adresi yazdırdı diye sizde kalması gerekmiyor zaten. yada gece askerler gelip evi yoklamayacak.

yine söylüyorum boşanmak en güzel çare. çünkü sizin bu tavrınızla, şimdi yapmazsanız ilerde daha büyük sorunlar yaşayacaksınız.
0
gercekdunya
(10.11.25)
Kabul etmem. Erkeğim. Bu çocuk aç değil, açıkta değil. Okulu herhangi bir evden daha iyidir. Havuzu, spor salonu, kütüphanesi vardır. Bir de İstanbul. Köyden gelen insan her yeri öğreniyor, askerî okulda okuyan çocuk çıksın gezsin. Ben de askerlik yaptım 6 ay. Haftada 1 gün çıkarsın, alışveriş yaparsın, yemek yersin, kafa dağıtırsın. Evde oturmak neymiş saatlerce. Sıkıntı eşinde. Niye her şeye tamam diyor. Kurtulmak için şans doğmuş. Onu da kabul etmiş.
+2
arbre
(10.11.25)
Ajite etmeye gerek yok, hastalık ayrı bu durum ayrı. Kimse kimsenin konfor alanını bozmamalı. Bunu önce çocuğun ailesi düşünebilmeli. Çocuk genç daha, ailesi bile akıl edemiyorken ondan beklemek olmaz zaten. Ailesi akıl etmiyor mu? O zaman yapacak bir şey yok, eşiniz güzelce konuşacak. Ben de şahsen kabul etmezdim, benim öz yeğenim olması da durumu değiştirmezdi. Çalışıyor, yoruluyor ve dinlenmek istiyoruz. Kısa bir süre olsa diş sıkılıp idare edilebilir ancak 5 sene çok uzun bir süre. Çocuk ortam yapar demişler ama garantisi olan bir durum değil bu. Eşiniz konuşacak, başka çıkar bir yol yok. Gerekirse evliliğimde sorun yaşamak istemiyorum diyecek.
+4
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.11.25)
daha önceki duyurunuza da yazmıştım. biraz karikatürize edeyim. 1940 larda yaşasaydık, yeğen de köyünden tahta bavulu ile büyükşehire okumaya gelseydi o dönemin sosyal gerçekliğinde normal olabilirdi ama 2025 yılında bu normal ve sağlıklı değil.

olması gereken şu; çocuğun hafta sonu sabahtan akşama kadar izinli olduğu günlerde devamlılık arz etmeyecek şekilde günübirlik ziyaretler yapması daha seyrek olmakla beraber başlarda alışma sürecinde eğer olanak var ise cumartesi gecesi sizin evinizde yatıya kalması, zamanla bunun da ayda yılda bir seviyesine inmesi.

2025 yılındayız. insanlar çalışma hayatının yoğunluğundan dolayı (hele ki 8-5 çalışan memur vs değiller ise) kendi evinde bile yeterli vakit geçiremezken, aç açıkta olmayan birinin evin 3.kişisi düzeyinde rutin olarak dahil olması hiç doğru değil.

her şeyden önce çocuğun anne babasının oğlum, amcam yengen ısrarla davet etmediği sürece yatıya kalma, ev insanların mahremidir. amcan seni ne kadar sevse de sen rahatsızlık verme demesi gerekirdi. çocuk çok gamsız bir tip değilse, başkasının evinde yatıya kalmaktan (evet, aksi yönde cevap verenlerin bilmesi gereken nokta bu, insanın ana baba evi dışındaki her yer, amcasının evi de olsa başkasının evidir.)

burada durumu çetrefilli hale getiren bir nokta çocuğun anne babasının tavrı. diğer bir nokta bence dede/babanne kaynaklı. onların evinde oturduğunuz için benin öngörüm büyükanne/büyükbaba eşinizin kardeşine aaa ne güzel işte, ''bizim'' evde kalır hafta sonları çocuk rahat eder zihniyetiyle yaklaşıyor. yani ''bizim'' kelimesini kullanmasalar dahi düşünce yapıları bu şekilde muhtemelen, bu iki durumun üstüne eşinizin de aman abimle, anamla, babamla kötü olmayayım diye düşünüp sınır çizememesi durumu işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

eşinizin diyeceği şu, abi, anne, baba ''yeğenim tabii ki bizim canımız her sorunu, sıkıntısı ile ilgilenmek amcası olarak yalnız olmadığını hissettirmek benim görevim, bizim de bir aile düzenimiz var, hafta sonları da gelsin ama devamlı yatıya kalırsa kendi de rahatsız olur'' gibisinden derdini anlatan ama karşı tarafı da üzmeyen minvalde konuşma yapması. ama muhtemelen bir noktadan sonra büyük bir çatışma çıkacak, küslük olacak gibi hissediyorum.
+4
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
bunu o yaştaki bir çocuk düşünemez. toplumumuz da mahalle baskısı halen geçerli. ben kendim bu durumu yaşasam kabul etmem. siz de istemiyorsanız kabul etmeyin. kendinizi çok net açıklamışsınız ki eşinizin muhattap olacağı kişiler sizin bilinç seviyenizin altında. bizim toplumumuzda halen çocuk yapmamak, anaya babaya sınır çizmek abes görülüyor. aman toplum ne der baskısı var. ne derse desin ya sene 2025.
yatılı okula gönderen ana baba da çocuğunu hafta sonunu düşünsün.
+2
mikahakkinen
(10.11.25)
olay fazla büyümüş gibi. mantık geri plana atılıp duygusal tepkiler verilmesin.
boşanma gibi laflar çok tehlikeli. dilinizin ucunda olmasın.
5 yıl boyunca çocuk hep bizde kalacak diye düşünmeyin, bu nereden çıktı. eşinize biraz zaman tanıyın o da abisine, çocuğun ailesine der.

daha ilk senesi, belki arkadaşları yok, nereye gideceğini bilmiyor, zamanla yapacak şeyler bulur arkadaşlar bulur.

rahatsızlığınız anlaşılır. hiç yadırgamıyorum bunu. haklısınız. ama bu konuda eşinizin fazla üstüne gidip de arada bırakmayın onu.

bir iki defa geldi misafirdi, artık her hafta geliyorsa misafirden saymam ben onu.
cumartesi sabah geldi ben uyuyamam, erkek kalkmam lazım çünkü ayıp gibi şeyleri pek düşünmezdim. siz bakın keyfinize, yapın planınızı olduğu kadar.
hem böylece belki çocuk da vazgeçer evci çıkmaktan.
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bence nasılsa kötü olacaksınız en baştan kötü olayım reddedeyim mantıgı yanlış.

Eşiniz buna zaten tamam dememesi lazım ama sizin yerinizde olsam bir kaç hafta gelsin sonra olmuyor diye eşinizle konuşmak olurdu.
+1
liberal
(10.11.25)
ben ya her haftasonu bir akraba, arkadas, gun daveti yapardim ya da cocuk geldiginde toplanip giderdim.
0
Coma
(10.11.25)
yukarda akli basinda olanlar yazmis zaten, hocam normal degil. ilk basta esinizin karsi cikmasi lazimdi o gercekten cok enteresan. burada normal karsilayanlar da aileden boyle gormustur ve zaten cocukluktan itibaren buyuk aile herkes ic ice yasiyordur. bugun geldigimiz sehir yasaminda bahsettiginiz seyin normal karsilanmasi mumkun degil.
anlamadigim bir durum, esiniz neden cumartesi sabahlari cocuk geldiginde evde olmuyor? cocuk gelmezse evde mi oluyor? o kismi anlamadim.
once aileyle sonra da okulla konusacaksiniz, bunun tek mantikli oluru cocuk sizde kalmayacak, aksamlari yurduna donece, arada bir siz yemege davet edeceksiniz.
okulun 5 yil taahhut almasi mumkun degil, muhtemelen yillik hatta belki donemlik soruluyordur. kaldi ki bir kere cocuk evci cikacagim dedi diye kararin degismemesi mumkun degil, diyelim ki siz sehir disina tasindiniz, ne olacak cocuk evci cikacagim dedi diye okul kabul etmeyecek mi karardan donulmesini. dolayisiyla hala karar degistirebilirsiniz ki saglikli olan budur.

ben cocugun ilk zamanlar gelip sonra gelmeyecegine inanmiyorum. gelecek, kiyafetlerini getirecek, ev yemegi yemek isteyecek vs.

eger bu durum degismezse, esinizle bunun icin aranizi bozmanizi ve bosanma lafinizi agziniza pelesenk etmenizi tavsiye etmiyorum. siz bir takimsiniz, birbirinize karsi degil, karsilastiginiz gucluklere karsi birlikte durmak zorundasiniz. bu durum degismezse, sizin yerinizde olsam hic oyle sabah kahvalti hazirlayim, erken kalkayim, cocukla oturayim derdine dusmem.

bu arada cocugu suclamak da dogru degil, bu cocuk muhtemelen 17/18 yasinda bisi, akli basi ne olsun ki daha, ailesi ne diyorsa onu yapiyordur.

bol sans diliyorum. esiniz ailesiyle konusacak, gerekirse kotu olacak. yani o nasil bir performans bekliyor ki sizden acaba hic hayir dememis cok enteresan.
0
kassiopeia
(10.11.25)
Sorun ne ben anlamadim. Ayip olur diye erken kalkmak mi koca ile dizi izleyememek mi? Erken kalkmamak yegenine ayip oluyorsa kocana olmuyor mu, kocana ayip olmuyorsa yegenine niye ayip oluyor? Aksam kocanla niye dizi izleyemiyorsun? Durum zaten keyfi degil de zoraki degil mi? Cocuk aileden degil mi? Zaten bulundugunuz evde hakki da yok mu? Bunun icin bosanmakla tehdit etmek? Modern kadin deliligi bu.
-5
osssy
(10.11.25)
ailesinin kirasını abisi alacakmış ya, oradan aldıkları kira ile çocuğa 1+1 ev açsınlar madem çocuk rahat etsin istiyorlar, arada bir de size gelir misafirlik gibi.

kendi ikametlerini 1+1 evde gösterip evci gösterebilirler sanırım oraya
0
pislick0
(10.11.25)
bunun çözümü maalesef başka eve çıkmak. şu an kira ödemiyorsunuz ve bir bakıma çocuğun dedesinin evinde yaşıyorsunuz. eğer size karşı anlayışlı değillerse (-ki bence lise çağında çocuklar için günlük izin gayet de yeterli, bir evde kalmaya ihtiyaçları olmamalı) kendi evinize çıkarsanız böyle bir istekte bulunabileceklerini sanmıyorum.
+1
eileengray
(10.11.25)
"işgüzar" amcanın çocuğu size sormadan size kitlemesi ile, sizin annenizin babanızın evine kira ödemen çökmeniz genelde aynı sebepler aslında.

kendi bireysel alanınızı, huzurlu bir haftasonunuzu düşündüğünüz gibi mesela; bedavaya oturduğunuz evden gelecek kira ile anne babanın da hayat standartlarını arttırabileceğini hiç düşündünüz mü? ordan da para gelse belki turlara katılıp gezecekler, ya da tarzları değil derseniz belki arabayı yükseltecek, oturduğu evi daha güzel yaptıracak?

her şey malesef ekonomiktir. siz mesela tamamen ayrı gayri bağımsız, kirasını ödediğiniz bir evde otursanız bu tartışmalar belki hiç olmayacaktı.

değişen toplumumuzun sosyolojisi üzerine de aslında güzel bir konu bu. şikayetlerinizde kesinlikle haklısınız, 2025 yılında olacak iş değil bu tabii ki. ama siz sırf o evde para ödemeden oturuyrsunuz diye o amca kendisinde bunu hak görüyor. aslında anlatmak istediğim buydu.

aile içi, hele ki geniş aile için; asla para alan, bir yardım gören konumuna düşmeyin. para verin, yardım edin ama asla bu konuma düşmeyin. huzurunuzu, konforunuzu, dertsiz başınızı böyle sömürürler.
+10
makbur
(10.11.25)
Daha okurken canım sıkıldı. Çocuğun ebeveynlerine biraz empati yapabilme yeteneği zerk etmek gerekiyor bence. "Siz de İstanbul'da oturuyorsunuz haftasonları kalıversin işte" rahatlığına ayar oldum. Ebeveynleri daha baştan sizin hayatınız ne derece olumsuz etkileniri düşünüp bu teklifi yapmamalıydı. Sizin öneriniz ideal bana kalırsa. Eşiniz "Çalışma saatlerinden dolayı eşimle bir tek haftasonları baş başa kalabiliyoruz. Yeğen evci gelmese mi bize acaba?" desin mesela.
0
mungojerry
(10.11.25)
Her evliliğin dinamikleri ile aile yapısı farklı ve bekar olduğumdan fikir belirtmem doğru değil. Düşünceniz doğrudur yanlıştır bir şey diyemem ama takıldığım bir durum var. Bunu eleştirme olarak değil, anlamak için soruyorum.

Yazmışsınız ki: "... ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp." Neden kalmak zorundasınız ki, neden ayıp olsun?


Kendimi sizin yerinize koymaya çalışıyorum; haklılık payınız var. Özellikli yeni evlisiniz sonuna kadar haklılık payınız var.

Özellikle aile yapısı çok farklı. Bunu ikinci kez yazmanının doğru ve yanlış olmaması. Ben ailemden daha farklı gördüm. Erkek kişisiyim. Evli olsam ve hanımın yeğeni her hafta sonu kalmaya gelse, bir şey diyeceğimi sanmıyorum. Tabii büyük konuşmam doğru değil, şartlar değişebilir ama elimden geldiğince rahat rahat takılmaya çalışırım.
+1
put it in your appropriate place
(10.11.25)
ya siz neden hayır olmaz diyemiyorsunuz? tüm sorun burada.
+2
deartheodosia
(10.11.25)
cevaplari okudum, hem uzuldum hem sinirlendim yaw. her zaman soyluyorum, insanlar "default" kotu. kotu kalpliyiz, yarali ele isemeyiz, sadece kendi gotumuzu kurtarmaya calisiyoruz. istediginiz kadar eksileyin, cok da fifi.

oncelikle ev cocugun dedesinin yaw :) o evde o cocugun da hakki var. ben cocugun dedesi olsam ve boyle bir ariza ciksa, sizi o evden ivedilikle sepetlerim, madem torun kalamiyor kimse kalmasin derim, veririm kiraya. bu cepte dursun.

ailede boyle bir ihtiyac var, yaw belki cocugun da su anda sohbet falan etmek istedigini gore belki duygusal bir ihtiyaci var, yalniz hissediyor kendini vs. 1-2 sene bu sekilde idare etseniz sizin icin olumcul sonuclari olacagini sanmiyorum.
hadi cocuk dusunuyor olsaniz, odaya ihtiyaciniz falan olsa, ya da lohusa falan olsa bir nebze haklisin diyecem de oyle bir durum da yok. bu iki.

burda ayrica sizden istenen bir "entertaintment" degil, guvenilir bir kapi, bir adres olacaksiniz. siz bakin isinize, yok haftasonu erken kalkmak, yok aksam bilmem kaca kadar yatamamak, bunlara gerek yok ki. siz bakin isinize, cocuk zaten en fazla 1-2 sene gelir gider, sonra buyuk ihtimal kendini arkadas grubunu kurup gelmeyi kesecek.
bu da uc.

bu ayrica daha once denenmemis birsey de degil, benim tanidigim bir aile 4 sene boyunca her allahin gunu, istanbula okumaya gelen bir uzak akraba cocugunu misafir ettiler. kimsenin bu konuyu mevzu ettigini ne duydum ne gordum, surekli o eve girip cikardim. ve o sirada ciddi maddi sikintilari vardi.
+1
cooperr
(11.11.25)
Bence çok ümitsizliğe düşmeyin. Hallolmayacak şeyler değil. Moralinizi yüksek tutun.

-Okul her ne kadar "her hafta evci çıkacaksınız" dese de, bu "5 sene boyunca sizde kalacak" anlamına gelmiyor. Bu tarz kurumlarda mutlaka gelişmelere göre izlenen prosedürler vardır. Diyelim 2 ay sonra sizin şehir dışına taşınmanız gerekti, çocuğu okuldan mı atacaklar? Bir dilekçe verecek, artık evci olmayacak. Disiplin yönetmeliğine göre suç da değil. Başı da ağrımaz. Bu bir.

-Eğer düzenli olarak size gelecekse, "misafir" olmuyor artık. Bir nevi "ev halkı" oluyor. İlk bir iki haftasonu beraber takılırsınız. Sonra kendisi serbest takılır. Hiçbir ayıbı yok bunun. Siz eşinizle haftasonu rutinleriniz neyse bozmazsınız. Yani çocuk sizin düzeninize adapte olacak. Kendisini istenmeyen hissettirmeden, sevgiyle, serbest bırakın. Siz de kendi düzeninizi bozmayın. Erken mi kalktı, dolaptan bir şeyler atıştırsın kendine. Öyle ayda yılda bir gelen misafir değil çünkü. Hatta ev işlerinde siz ve eşinize yardımcı dahi olabilir.

-Eğer çocuğun sevmediğiniz, benimsemediğiniz huyları yahut çeşitli problemleri varsa tabii ki eve almak zorunda değilsiniz. Ama çocuk zararsızsa bence şimdiden olumsuz düşünmeyin. İlk aylarında şehre, okula, ortama alışmasında yardım etmiş olursunuz. Destek olmuş olursunuz. O zaten arkadaş edindikçe zamanla bir düzeni olur.

-Eğer ailenize olumsuz görüş bildirecwkseniz, eşiniz asla sizi bahane etmemeli. Suçlu olarak sizi öne atmamalı. Aile içinde işler çok karışabilir.

-18 yıllık evliyim. Yeri geldi benim yeğenim bir yıla yakın bizde kaldı. Yeri geldi eşimin ablası aylarca bizde kaldı. Çok müteşekkir oldular. Çok dua aldık. Dönem dönem evde ekstra birinin olması çok da kötü bir şey değil. Herkes sınırlarını biliyorsa, kimse kendini kasmıyorsa gündelik yaşamınız, düzeniniz sekteye uğramıyor.

Bence hemen peşinen olumsuz düşünmeyin. İlk bir ay (4 haftasonu) sonunda, eğer yapamayacağınıza kani olursanız kesin bir şekilde, sonra çocuk kurumuyla konuşur, evci izni iptal edilir. Çocukta bir olumsuzluk yoksa bence bir şans verin.
+1
yadigar
(11.11.25)
abi ev cocugun dedesinin, kira vermeden oturuluyor.. ortada bildigin royal flush var, kartlar acik :D
bunun ustune ne deseniz olsa olsa sinek ikili olur, bosuna analiz kasmaya gerek yok.
+2
cooperr
(12.11.25)
bir önceki duyurunu da okumuştum ve üzülmüştüm.

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz. kira vermiyorsunuz diye çocuk gelip o evde istediği gibi kalabilir demek değil bu. öyle saçmalık mı olur ya evde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı Allah aşkına saçmalamayın arkadaşlar.

çocuğun sürekli sizin evde kalması sizin aile ve ev düzeninizi tamamen bozar, böyle bir şeyi ancak çalışmayan ve aşırı geleneksel yaşayan ailelerin gelinleri kabul eder normal aile yaşantısına sahip olan kimse kabul etmez. bu çocuğun ailesi istanbuldaki askeri okulu yazdırırken size mi güvendiler? hayır. çocuğun yatılı bi şekilde orada kalacağını bilmiyorlar mıydı? size böyle bir yük yüklenmesi çok saçma ve haksızlık.

ben de istanbulda üniversite kazandığım zamanlar ilk dönem hafta sonları teyzemlere gidiyordum kalmaya. şimdi düşünüyorum da ne kadar saçmaymış annemin beni uyarması gerekirmiş gitme diye ama annem cahil bir insan olduğu için pek böyle şeyleri düşünebilecek biri olmadığı için gidiyordum. sonra bi baktım yurt arkadaşlarım hep kaynaşmışlar, hafta sonları hep bi yerlere gidiyolar vs. sonra ben ocak dışı kalmışım teyzemlere gittiğim için. neyse ben ikinci dönemden itibaren gitmemeye başladım yurtta takılıyordum artık. bence çocuğa bunu söyleyebilirsiniz, okul arkadaşların hep kaynaşır arkadaş olurlar hafta sonu gezdkleri takıldıkları için sen dışarda kalırsın vs diye korkutun bence.

ailesine de söyleyin çcouğun bu şekilde her hafta sonu gelmesi bizim açımızdan yorucu oluyor, kendi arkadaşlarımızı vs çağıramıyoruz, bazen makana ile veya kahvaltılık şeylerle geçiştrmek istediğimiz zamanlar oluyor, biz de çalışan insanlarız vs söyleyin çocuğun ailesine durumu. bence bu karşı tarafa bu şekilde anlatıldığı takdirde onların da anlayışla karşılaması gerekir. eşiniz ile beraber arayın hoparlöre verin durumunuzu anlatın. sizi de kırmak gücendirmek istemeyiz diyerek başlayın yumuşak bir tonda konuşun. çocuk için de ortamına alışması bakımından her hafta evci gelmesi iyi bi şey değil, arkadaşları kaynaşıyodur o dışarda kalıyodur vs ayrıca zorluklara tek başına vakit geçirmeye de alışması gerekiyor, hatta ders çalışması da ggerekiyor. böyle eve gelince ne ara ders çalışacak? bunları anlatın bence.

neyse bi de yukarıda da söylenmiş, bu bir hastalık durumu vs değil o yüzden mecbur değilsinz bakmaya.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
bir ekleme daha:
bu durumda bazı aileler çocuğunu tek bırakmaya korktukları zaman çocuğun bulunduğu ile taşınıyorlar. bizim öyle tanıdığımız aileler var mesela kızı kırıkkalede üniversite kazanmış aile de kızla birlikte o ile gitmiş ev tutmuşlar kız da evden gidip geliyor okula. böyle şeyler de var. ailesi bu kadar hassas ise gelip taşınsınlar istanbula. yine bu işin sorumluluğu size ait değil.
-5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
makbur+1
cooper+1
put it in your...+1
osssy(soyleyis tarzi biraz fazla direkt olsa da)+1/2

istanbul' da kalacak yeri olmayan bekar olan kucuk kuzenim birkac senedir, evli olan buyuk kuzenimin evinde kaliyor. bildigim kadari ile simdiye kadar buyuk bir sorun cikmadi. yani her ailenin yapisi ve dinamikleri farkli. sizin derdinizi anliyorum ama bu durumu gayet normal olarak goren suruyle insan da cikacaktir.

siz de kisisel alandan filan bahsederken hollandali-amerikali, esinizin baba-annesinin evinde kira odemeden otururken turk gibi davranmissiniz. baska her konuda "modern" olup da is erkek tarafina milyonluk dugun merasimi kitlemeye gelince direkt geleneksele baglayan kadinlar gibi olmus biraz. kendi evinizde olsaniz bunlar yasanmaz.
+3
trixi
(12.11.25)
@sadece soruyorum :D

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz - yaw duyuruyu acanin beyani ev dedenin, tapu dede adina. ne demek sizin eviniz asdasdasd. tapu kiminse ev onundur, dede hayattayken adamin evine mi cokuluyor, hayirdir?

vde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı - yaw, COCUGUN OZ DEDESI, alooowww.. dedenin arkadasi falan degil mevzubahis.

biz de ayni topraklarda dogduk buyuduk. dedemin evi olacak, orada amcam yasiyacak. ben gidip kalmak isteyecem ve beni almayacak iceri oyle mi? niye, amcamin karisinin keyfi bozuluyormus.
iyiymi$, kafalara gel..
-1
cooperr
(12.11.25)
bence buradaki sorun evin dedesinin olmasi, cocugun ortama alisamamasi, ailesinin sehirdisinda yasamasi falan degil. sorun, op'nin cocuk istememesi ve baskasinin cocugunun sorumlulugunu da almak istememesi. cocuk sadece gelip gidecek, bir sorumluluk yok ki, demekle olmuyor bu. türkiye'de, türk aile yapisinda, evine gelen misafir yetiskin bile olsa ev sahibine sorumluluk düser.

bu durum benim ailemde sorun olmazdi.
bu durumu sahsen ben de sikinti etmezdim cünkü severim kalabalik aileleri.
ama kendim cocuk bile yapmak istemesem, buna ragmen 5 sene her haftasonu benim cocuga bak dense benim de ayarlarim oynardi.
düsünün ki kendinize ugrasmamak icin ve sevmediginiz icin araba almiyorsunuz. sonra bir aile büyügü size ev veriyor, evin garaji da var. diger aile büyügü de diyor ki evinde garaj var, benim arabayi her haftasonu sana vericem, icini sil süpür, arabayi yika, lastik basinciydi, suyuydu neydi kontrol et, her yil servise götür ve bu bes sene devam etsin.
buna sktr cekmem diyorsaniz ben de kibariye'yim.

soru sahibine: bosanma gibi laflar bence ortaya atilmamali. oyun degil yani bu. ne tehdit olarak ne uyari olarak bahsi gecmeli. agiz alistirilmamali. bir kere söyleyince bile iliskideki dengeler degismeye basliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
@deranzo

uyan evlat, sabah oldu :D
0
cooperr
(13.11.25)
1- Bosanma kelimesini tehdit gibi kullanmasaymissin iyi olurmus. buyuk bir kelime bu. Ayip etmissin esine karsi. Bunun icin ozur dilemelisin.

2- Tecrubeyle sabit yaziyorum; bence seni asil yoran cocuk degil. 2 saat ise gidis, 2 saat isten gelis normal degil. Haftada 20 saatin! yolda geciyor. Sen zaten yorgunsun.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
bence bu işi krizi fırsata çevirerek çözebilirsiniz. niye erken kalkmak, çocuğa kahvaltı hazırlamak, kendini çocuğa hizmet etmek zorunda hissedesin ki, anası mısın babası mısın, bu da ufacık çocuk değil.

ben erkek tarafıyım. eşimin yeğeni (kardeşinin de değil, kuzeninin çocuğu) ankara'da üniversite kazandı. kyk'ya yazıldı. daha ilk ay dolmadan koskoca herif böhühüüğğğ halaaa ben yapamıyom dayanamıyom ühühüğğğ diye çıktı geldi. ne diycen gel kal dedik. öyle sadece hafta sonu da değil, full time. ilk 2 yıl bizimle kaldı, 3. sınıfta daha yakın yurt çıktı, bu sene az geliyor, hafta sonu gelip pazartesi gidiyor.

ama bizde kalıyor diye de kendimizi çocuğa hizmet etmeye adamadık. kendi yatağını kendi seriyor, sabah kendi topluyor kaldırıyor. kahvaltısını kendi hazırlıyor. tarih öğretmenliği okuduğu için (ayrıca tarihe çok meraklı da olduğu ve bu alanda epey bilgili olduğu için) 13 yaşındaki oğluma tarih özel dersi veriyor (lgs denemelerinde inkılap tarihimiz full), çocuklarla çok güzel çocuk oluyor, oğlanın arkadaşları da çok seviyor. arkadaşlarını yanına kitleyip hadi bunları gezdir oyala diyip yolluyorsun, bir güzel oyun abisi oluyor. eve gelmeden önce arayıp "akşama misafir var bi evi süpürüver, ortalığı toparla" diyorsun evi hazırlıyor. biz mesela şu anda okul ara tatilde, çıktık tatile geldik, çocuk evde kediye bakıyor.

oğluma abi oldu, bedava özel öğretmen oldu, arkadaşlarına oyun abisi oldu, bize zor durum yardımcısı oldu. bir zorluğu, külfeti de yok, geç kalkılacaksa geç kalkıyoruz, bu yatağını toplayıp hazırlanıp gidiyor. akşam geliyor, geç geleceksek yemeğini koyup yiyor. misafir gibi ona özel ayrıcalıklı bir hizmet yok. o evde diye kendimizden esirgediğimiz bir şey yok. biz film izleyeceksek, o izlemek istemiyorsa gidiyor odasına oyun oynuyor. ya da oturup bizle izliyor. durduk yere ikinci çocuğumuz oldu.

misafir gibi davramayın. evin, ailenin üyesi olsun, zaten usanırsa "eeh bunlar beni hizmetçi gibi kullanıyorlar" diyip gelmez. kalma fikri ağır basıyorsa da aile üyesi olarak üzerine düşeni, hatta fazlasını yapsın, yaptırın.
+2
kibritsuyu
(13.11.25)
benim de anlatmak istediğim aşağı yukarı @kibritsuyu'nun dediği şeylerdi. Yani denenir, olumlu da sonuçlanabilir. Olumsuz bir durum olursa da, o zaman karar verirsiniz. Şimdiden peşinen kötü olacak diye şartlanmamak lazım. Can sıkıcı şeyler olursa aksiyon alınır. En azından peşin hükümlü davranmamış, bir olumsuzluğa binaen eyleme geçmiş olursunuz. O zaman da çocuk ister başka yerde kalır hafta sonu (kontrol edilmiyor nerede kaldığı) ister dilekçe verip daimi yatılıya geçer.

Tabii şöyle bir gerçek de var, kibritsuyu örneğinde aile çocuklu ve yaş farkı daha fazla. Evde kalan üniversiteli de olsa göze daha bir "bebe" gözüküyor. Daha rahat davranıyor evdekiler...
+1
yadigar
(13.11.25)
(13)

Yaş aldıkça ayak numarası büyür mü?

mikahakkinen
burnumuz yaş aldıkça büyüyor mu? eskiden nike ayakkabıyı 43 alırken şimdi 44,5 anca oluyor. adidasın da kalıpları farklı. adidas nike aynı numara mı alayım? kullanıcı görüşleri önemli.
burnumuz yaş aldıkça büyüyor mu? eskiden nike ayakkabıyı 43 alırken şimdi 44,5 anca oluyor. adidasın da kalıpları farklı.
adidas nike aynı numara mı alayım? kullanıcı görüşleri önemli.
0
mikahakkinen
(07.11.25)
Bende bir değişiklik yok.
0
Mirket
(07.11.25)
kilo alınca büyüyor da yaşlanınca büyüdüğünü duymadım.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.11.25)
ayağınızda taban çökmesi olursa evet, ayağını büyümez ama yayıldığı için büyük numara ayakkabı almak zorunda kalırsınız
0
malheiros
(07.11.25)
kilo alıp verince değişiyor +1
0
Sadece soruyorum
(07.11.25)
20 senedir hiç değişmedi. kilo farkım 75 ila 105 arasında değişti bu 20 senede.
0
Fodera
(07.11.25)
aynı.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(07.11.25)
bence nike daha dar. bana adidas daha rahat oluyor. hamilelikte kemiklerde bağdokularda değişiklik olduğu için sonrasında ayak büyümüş ouyor.
0
mavicorap
(07.11.25)
adidasın kalıplarında sorun var. tüm markalarda 44-44,5 giyerim adidasta 45,5 hatta 46 oluyor.
numaradan önce ayağın santimetre olarak ölçüsünü bilmek lazım. cm olarak almak lazım
kilo verince-alınca değişti demekte doğru değil. santim olarak değişmez sadece ödemden şişlik olur o yüzden dar gelir ayakkabılar.
0
my fault
(07.11.25)
burun büyüyebiliyor da ayagı bilmiyorum :)
+1
koela
(07.11.25)
10 kg verdim ayağım 43 tü. @malheiros ayak yayılmış olabilir. 15 senede 3 diz ameliyatı oldum. şu an 44.5 45 arası giyiyorum.
0
🌸mikahakkinen
(07.11.25)
kadınlarda sanki hamilelik sürecinde ayak büyümesi diye bir olay oluyordu vücut dengesi için.

bunun harici bilmiyorum açıkcası.
0
makbur
(07.11.25)
Aşırı yürüyorsan ve yanlış ayakkabı seçimi yapıp burnu dar olanlardan kullandıysan taraklanma yapıyor. O da numarada fark ettiriyor.
+1
truf
(07.11.25)
Kikirdak doku büyüyor. Kulaklar, burun büyür ve sarkar.
Ayaklar genelde kilo ile büyür. Mesela kadinlarda gebelikte büyür.
Sizde olmamis olmasi baska insanlarda olmadigi anlamina gelmiyor bu arada pesinen diyeyim. ben gebeydim ama ayaklarim büyümedi, diyorsaniz tebrik ederim ama sizin durumunuz genele yayilmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.11.25)
(7)

hediye konusunda nasılsınız?

art cat chocolate
hem alma hem verme konularında...ben, bana hediye alınmasını pek istemem. çünkü çok seçiciyim her türlü eşya konusunda. yani muhteşem veya çok pahalı bir zevkim olduğundan değil ama kendime göre seçiciyim işte. beğenmezsem kullanmam.hediye vermeyi severim ama genelde kendi zevkime göre alıyorum. kar
hem alma hem verme konularında...

ben, bana hediye alınmasını pek istemem. çünkü çok seçiciyim her türlü eşya konusunda. yani muhteşem veya çok pahalı bir zevkim olduğundan değil ama kendime göre seçiciyim işte. beğenmezsem kullanmam.

hediye vermeyi severim ama genelde kendi zevkime göre alıyorum. karşımdaki kişi en yakın arkadaşım dahi olsa o ne sever kestiremiyorum. benim zevkim bile kendi içimde çok değişken, belli bir tarzda almıyorum her şeyi. yerine göre giyindiğimden çok çeşitli kıyafetlerim vardır mesela. bu yüzden insanların tarzlarını da anlayamıyorum. bir çanta görsem aa bu tam x'lik diyemiyorum.

2 ay önce doğum günümde en yakın arkadaşım bana bir çanta almış mesela. senin sevdiğin tarz dedi. benim sevdiğim tarz öyle mi gözüküyor bilemedim ama sevdiğim tarz değildi de çok sevdiğim bir renkti o yüzden sevdim. açık mavi renk. bu rengi çok severim ama hiç giyemem. siyah tonlarda daha rahat hissediyorum, canlı giyinemiyorum pek. ofise bilgisayar çantamla gittiğimden kol çantası almıyorum. dışarı da ayda 1 ancak çıkıyorum, onda da o tarz renkli giyinmiyorum zaten kış geldi gelsin kahveler siyahlar griler modundayım.

keşke almasaydı hediye zaten beklentim yoktu. küçük bir kolye veya bileklik olabilirdi, altın falan değil tabii asla. gerçi onları da kendim de alıyorum ama takmıyorum. şimdi sırada onun doğum günü var ve ne alacağımı bilmiyorum. çok stresli bir durummm... önceki senelerde plak falan almıştım sanırım.
0
art cat chocolate
(07.11.25)
Ben hediye konusunda iyiyimdir önemsediğim insanların laf arasında söyledikleri şeylerden bile kenara not ettiğim hediye alacağım zaman da o notlara döndüğüm olur.
Hediye verdiğim kişiler incelikli düşünülmüş hediyeler verdiğimi söylerler.
Bazıları “şov” yaptığımı söyler, haklılık payı var severim böyle konularda şov yapmayı.
Son yıllarda törpülemeye çalışıyorum bu özelliğimi çok yoruldum, bu çok yorucu bir mesai gerçekten.
Bir de bu kadar incelikli düşünüp hediye hazırlıyorsun sana gelen hediye hiç düşünülmemiş bir şey oluyor gel de delirme.
Yahu benim üzerimde ne zaman o tarz bir şey gördün?
Benim böyle bir şeyi beğenebileceğimi nasıl düşündün?
Düşünemezsin çünkü ben her konuda çok net fikirleri olan bunu da söylemekten çekinmeyen biriyim.
Belli ki düşünmemişsin hediye almak için almışsın. Bunu yapacağına hiç hediye alma daha iyi.
0
mutekebbir
(07.11.25)
Valla son yıllarda hediye seçimlerim ilgili kişilerin ihtiyaçları ölçüsünde ya da almayı düşünüp erteledikleri şeyleri yakalayarak gelişti. Çevremdekiler de benim gibi düşünüyor olmalılar ki son yıllarda hep ihtiyacım olan şeyleri hediye olarak aldım. Hatta en yakın arkadaşlarımızla birbirimize açık açık "sana bir hediye almak istiyorum bütçem max bu kadar, bu ara ihtiyacın olan ya da almak istediğin bir şey var mı?" diye soruyoruz. Daha iyi tanıdıkları için de beni neyin mutlu edeceğini bilip keyfi hediyeler de alıyorlar.
0
Amaranta ursula
(07.11.25)
cocuklara cok hediye, yetiskinlere ihtiyac veya goz doyurma odakli almaya calisirim. dekor, kitap, aksesuar, kiyafet, oyuncak, icki.
0
ala09
(07.11.25)
hediye verme konusunda çok kötüyüm. iki hafta sonra eşimin doğum günü ve ne alacağımı bilmiyorum.
+2
scudman1
(07.11.25)
hediye alınmasında da hediye almaktan da hoşlanmıyorum. eşime alırken bile tutturamadığım için bu durum çok sıkıcı oluyor. ben her şeyi giyen biri değilim, ondan bana almak zordur.
+2
mikahakkinen
(07.11.25)
bana hediye alınmasını hiç sevmiyorum. zaten eşimden başka kimse bana hediye almıyor ona da alma diyorum veya kendim sevdiğim şeyi hediye aldırıyorum. mesela son doğum günümde ohride gitmiştik inci bileklik istedim hediye olarak.

ama ben birilerine hediye almaya bayılırım ya. eşime öncelikle tabi. en son doğum gününde saat aldım o kadar beğenerek takıyor ki. ama tabi o eşim olduğu için neyi sevip neyi beğeneceğini biliyorum ona göre alıyorum. aylar öncesinde analiz etmeye başlıyorum ne istediğini :D

senin durumuna gelecek olursak; ben de çok düz biriyim siyah ya da krem renkten başka çantam olmadı hayatımda hiç. ama bazen takanları görünce çok hoş durduğunu düşünüyorum. bence hemen kenara atma, o çantayı yazın belki beyaz pantolon mavi gömlekle veya beyaz elbise ile veya mavi elbise ile kombinleyebilirsin. ayrıca bence şuna da utanmamalı insan, hediyeyi götürüp değiştirirsem alan kişi üzülür dememelisin. çünkü sen o çantayı takmayıp dolabın bi köşesine fırlattığında daha mutlu olmayacak. eğer değişim süresi içindeysen götürüp beğendiğin bir şeyi alabilirsin.

senin arkadaşına ne hediye alacağına gelirsek, dost beni bilsin bi çürük elma olsun demişler. yani sen düşünüp ortalama beğeniye hitap edecek bir şey alıp verebilirsin bunu stres yapmana gerek yok. ben olsam bana alınan çantanın değerine yakın bir parfüm (yves rocher veya zara gibi dümdüz bi markadan) veya düz bir siyah çanta, kiko veya sephoradan ruj, koton gibi bi yerden de küpe bileklik vs alırdım. sen düşünüp almışsın, artık ondan sonra beğenip beğenmemek karşındakinin sorunu. sen gidip çok alakasız bir şey almadığın sürece sorun yok.
+1
Sadece soruyorum
(07.11.25)
minimalist biriyim. cok sevdigim insanlarin ozel gunleri disinda hediye almayi da vermeyi de sevmem.
0
buenosdias
(07.11.25)
(8)

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet nerede, artık cevaplarda görünmüyor kendisi?

i'm gonna start a revolution from my bed
tanıyan varmıydı acaba?
tanıyan varmıydı acaba?
-1
i'm gonna start a revolution from my bed
(05.11.25)
Fitness veya Gym ile ilgili bi duyuru açmak lazım oralarda bitiveriyordu 😂
+2
olaylar olaylar
(05.11.25)
Benim de dikkatimi çekti ama son zamanlarda pek spor/diyet sorusu sorulmadığını fark ettim:d belki ondan gelmiyodur

Zaten gerçek hayatta tanımamama rağmen sevdiğim 5 6 kişi var şurada, onlardan birisiydi. Görüyorsa geri gelsin🥲 bazen özelden bişi sorardım da hiç üşenmeden uzun uzun açıklardı🫶
+2
kullanicadi
(05.11.25)
Evet çok yardımsever bir arkadaş
+2
Sadece soruyorum
(05.11.25)
engellediğim için göremiyorum sanmıştım.
-7
gabe h coud
(05.11.25)
Benim de her spor soruma bıkmadan uzun uzun detaylı cevaplar veriyordu sağolsun ama belki de bot ya da AI bir bireydi kendisi update oluyordur :)
+1
kizil karga
(05.11.25)
Vallaha biz normalde mesajlasirdik ama bayadir yok, mesaj attim ben de.
Yalan olmasın arada yapıyor detox gibi gene ondan yapıyor olabilir.
Gelsin çok komik sakatlık hikayem var, anlatmayı bekliyorum.
Dur hadi; az tekrar çok kg kas yaparsin, çok tekrar az kg yağ yakarsin.
Protein tozu zararlı.
Yağ yakmak için l-carnitine al.

Şu an marmara bölgesinde gökyüzüne Batman ışığı tutmak gibi şu yazdığım. Bakalım gelecek mi?
+4
logisticsmanager
(06.11.25)
3 önceki sporla ilgili soruya verdiğim cevapta

Kaleci saçlı burada olsa daha güzel açıklardı. Nerede o, ya da burada da beni mi engelledi?

diye yazmıştım ki ardından bu soru geldi. Engellenmediğimi anladım. Bu sitede kendisinden çok şey öğrendiğim az sayıda insandan biridir. Sözünün üstüne söz söylenmeyecek güzellikte cevapları vardır. Bir an önce aramıza döner umudundayım.
+5
Mirket
(06.11.25)
Belki de hepimizi engelledi ve kendisi daha güzel sorular bulup yine kendisi cevapliyordur

(Adamın cevapları o kadar kusursuz ki sanki önce onun tarafından cevap yazılmış da insanlar da soruyu o cevabın üzerine uydurmuslar gibi :))
+1
makbur
(06.11.25)
(15)

Hangi temayı kullanıyorsunuz?

sekizdokuzon
Hello kitty kullanmak istedim ama yazıları okumak zor oldu (benim gözüm bozuk). Portakal çiçeği bayağı iyiymiş, bir süre buradan devam edeceğim.Siz hangisini kullanıyorsunuz?Teşekkürler.
Hello kitty kullanmak istedim ama yazıları okumak zor oldu (benim gözüm bozuk). Portakal çiçeği bayağı iyiymiş, bir süre buradan devam edeceğim.

Siz hangisini kullanıyorsunuz?

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(04.11.25)
Dümdüz karanlık mod.
Yıllardır bunu bekliyordum çok iyi geldi bana.
+2
mutekebbir
(04.11.25)
mobilde karanlık mod
webde de karanlık kullanmak istiyorum ama yazılar okunmuyor. gölgeli gibi geliyor. o yüzden standart tema maalesef.
+1
elorelia
(04.11.25)
desktop standart, mobil karanlik.

guzel temalar var gibi ama standart'a neredeyse 20 yildir cok alistim, desktop'ta onu degistirmem sanirim.
+1
lemmiwinks
(04.11.25)
ocean. gayet beğendim. genel olarak telefonda da, bilgisayarda da hep açık renk kullanırım.
+1
co2s2
(04.11.25)
güz hasadı (zaman ilac degil insanlar unutkan'dan)
+1
yazar yazmaz yazan yazar
(04.11.25)
Hem bilgisayarda hem telefonda karanlik kullaniyorum. Farketmemisim boyle temalarin oldugunu, gormustum duyuruyu ama bakmamisim. Bi ara denerim digerlerini de
0
fakyoras
(04.11.25)
ben düz biriyim haliyle en düz halini kullanıyorum
0
Sadece soruyorum
(04.11.25)
HelloKitty'yi ben yaptım. Biraz deneme/yanılma teması gibi oldu o. Diğer yaptığım temalardan farklı bir yöntem kullandım. Logosu da yazı değil, görsel şekilde mesela. Ancak şu an onaylanmış olsa da henüz o tema için Beta versiyon diyebilirim.

Bu ve benzeri geribildirimler olur ise düzeltmeler yapıp tekrar onaya yollayacağım.

Ve evet, yazı renklerinin göz kanattığının farkındayım. Değiştireceğim daha koyu bir renkle.

Son olarak, Kitty fikri bana ait değil. Hakkını yemiş gibi olmayayım, @compumaster rica etti böyle bir şeyler yapabilir misin diye. Benim de css bilgim pek yok ama yaparım dedim. İlk çıkan iş bu.

Diğer temaları (Kahve ve BubbleGum) kendim yaptım uyumlu olabileceğini düşündüğüm renklerle.

edit: şöyle düşünüyorum yazıları. nasıl?
i.imgur.com
0
himmet dayi
(04.11.25)
evet daha iyi, su anki hali cok pembe :)
bence tepedeki alanin arka fonuyla da oynayabilirsin,
bir de iconlari ibb.co bu hale getirek siteyi tam bir hellooooooooo kitttttttyyyyy yapabilirsin :) (crop edip tek tek gemini nano banana gonderirsen yapar herhalde toplu halde yapmiyor :()
0
compumaster
(04.11.25)
ocean
0
cooperr
(04.11.25)
photshop işini çözersem onu da halledecem. son çare malum ortamlardan portable bir ps bulacağım artık :)

arkaplanı da dediğin gibi azıcık şey edeyim temayı kullanan 2 kişi kör olmadan :d
0
himmet dayi
(04.11.25)
bu arada ocean biseysorcaktim'a ait. onun sayesinde bu tema mevzuusu basladi, herkes tesekkur etsin.
+1
compumaster
(04.11.25)
ocean. çok çok iyi.
0
koela
(04.11.25)
tema mevzusu iyi oldu. siteye biraz kan can geldi :)

harici eklentilerle, sitelere css ekleyip rengini şeklini az çok düzeltebiliyoruz zaten, başka bir duyurunun altında bu konuda ufak bir önerimi belirttim sağolsun compumaster hızlıca geliştirmeyi tamamladı. teşekkürler.

ben de ai yardımı hızlıca ile bir kaç tema oluşturdum.

---
oluşturduğum temalarla ilgili rahatsız edici bug'lar, okunmayan yerler, iyi görünmeyen butonlar vs varsa iletin müsait olduğumda düzeltirim.
+1
biseysorcaktim
(04.11.25)
HelloKitty revize haliyle yayında! Bekleriz :d
0
himmet dayi
(04.11.25)
(11)

Ayda 2 kilo nasıl verilir?

Kahvedesu
Çok yemek yemiyorum. Akşam 6'dan sonra hiç yemiyorum ama 1 kilo bile veremedim.
Çok yemek yemiyorum. Akşam 6'dan sonra hiç yemiyorum ama 1 kilo bile veremedim.
0
Kahvedesu
(04.11.25)
Kardiyo kesinlikle. Spora gitmiyorsanız düzenli koşu, hızlı yürüme.
0
thor44
(04.11.25)
hareket etmeden kilo verilmez. işlenmiş karbonhidratı kesin, akşam yemeyin. bunların haricinde istediğinizi istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. yeter ki çoooook hareket edin.
+1
co2s2
(04.11.25)
ben iki ayda 6 kilo verdim, sıfır hareket ile. ama benim listemi diyetisyen hazırlamıştı ve protein ağırlıklı bi diyetti. hatta ara öğün vardı ve ben daha az kalori almış olmak için ara öğün yapmıyordum ve diyetisyen (kendisi tıp mezunu bir doktordu) az yiyerek kilo verilmez demişti. muhtemelen almanız gerekenden fazla kalori alıyorsunuz ve kaloriyi de yanlış yerden alıyorsunuz. chat gpt güzel liste yapıyor aslında.

ha spor yapabiliyorsanız tabi ki spor yapın. sadece sporsuz da olabileceğini belirtmek istedim.
+2
elorelia
(04.11.25)
aralıklı oruç (20:00/12:00 arası şekersiz çay, kahve, sade soda dışında bir şey yok, çaya bir dilim limon bile koyulmayacak) ve günlük 1 saat tempolu yürüyüş yaparsanız, metabolizmal bir rahatsızlığınız yoksa rahatça kilo verebilirsiniz. ben aralıklı oruca kilo vermek için başlamıştım, sonradan hayat tarzım oldu kahvaltıyı artık hiç aramıyorum. öğlen tercihen bir tavuk pilav, akşam da sebzeli bir ev yemeği, bu iki öğün arasında da elma, armut, muz gibi meyvelerden bir ara öğün kafi geliyor. pilav olarak basmati veya bulgur tercih etmeyi, iyi bir sindirim bağırsak düzeni için ev yapımı probiyotikler (ev yoğurdu, kefir vs) tüketmeyi ve bol su içmeyi unutmayın.
0
phoarbix
(04.11.25)
Chat Gpt'ye boyunu kilonu, yaz, dolapta neler var onları da yaz. Ayda iki kilo vermem lazım bana günlük yemek programı hazırla de.

Hazırlasın. Yediğin her şeyin fotoğrafını yükle ki kalori hesabını da yapabilsin.
0
Mirket
(04.11.25)
Ödem atmaya odaklan, alkol ve karbonhidratı sınırla ve aç kalmamaya bak. Aç kaldığında kortizol düzeyin yükseliyor, hem uyku düzenin bozuluyor hem de kilo veremiyorsun. ChatGPT bayağı yardımcı oluyor+1
0
sekizdokuzon
(04.11.25)
Kilo verme aşamasında olay az yemek /çok yemek değil aslında.
Ben bir süre hyper keto yaptım ve çok kısa sürede büyük fark gördüm.
Tatilde ara verip üzerine tekrar kilo alınca da bu sefer aralıklı oruç+hyper ketoya birlikte başladım hem hızlı hem de güzel sonuç alıyorum.
Önemli olan şey yaptığın kaçamağın devamını getirmemek kaçamak tek seferlik kaldığında sıkıntı olmuyor.
Spora devam etmiyorum ama sıcak havalar gittiğinden beri bol bol yürüyorum üşenmezsem evde bazen denge tahtası çalışmaya çalışıyorum.
Ben de bu süreçte chatgptden büyük yardım aldım yediğim her şeyi ona danışıyorum güzel yönlendiriyor.
0
mutekebbir
(04.11.25)
1 kilo = 7000 kalori.
günde 500 kalori açık bırakırsan ayda 15bin kalori yapar. bu da 2 kiloya denk gelir.

bunun başka da bir hesabı yok.

yediğin ile harcadığın arasında 500 kalori bırakacaksın.

"çok yemiyorum" diyorsun, ne yediğini biliyor musun. veya ne harcadığını?
tek tek kalori hesaplamıyorsan büyük ihtimalle fazla yiyorsun.
+3
tchuck
(04.11.25)
tchuck +1

ben birkaç kilo fazlam olduğunda fat secret uygulmasına yediklerimi kaydetmeye başlıyorum. günlük 1500 kaloriye ayarlıyorum. zaten günde max 1500 kalori ayarlarsan 1 ayda 2 kilo verirsin. (günlük 500 açık olursa 1 ayda 15 bin açık oluyo bu da 2 kiloya tekabül ediyo.)
0
Sadece soruyorum
(04.11.25)
1 saat yürüyorum günde bazen de iki ama gitmiyor kilo. Akşam da genelde salata yapıyorum.
0
🌸Kahvedesu
(04.11.25)
heh
0
kirmizibalina
(06.11.25)
(3)

Kedi Sahiplerine Birkaç Sorum var

elektr10
Bizim bir kedimiz var ama evde part-time olarak kalıyor ve iç balkonumuzda yaşıyor :) Arada yanımıza da alıyoruz tabii. Çok sakin, diğer kedilerden nefret eden ve hiç beraber vakit geçirmeyen bir kedi. Sadece insan seviyor :) Muhtemelen yaşı 6-7 vardır diye tahmin ediyorum. Geri kalan zamanının çoğu
Bizim bir kedimiz var ama evde part-time olarak kalıyor ve iç balkonumuzda yaşıyor :) Arada yanımıza da alıyoruz tabii. Çok sakin, diğer kedilerden nefret eden ve hiç beraber vakit geçirmeyen bir kedi. Sadece insan seviyor :) Muhtemelen yaşı 6-7 vardır diye tahmin ediyorum. Geri kalan zamanının çoğunu bahçemizde geçiriyor.

Eve yurtdışından bir arkadaşımız gelecek geçici bir süre bizde kalacak ve kendisi hamile. Ben bizimkine temel aşıları yaptırmak istiyorum hamile kişinin toksoplazma ve diğer zoonozlara maruziyetini en aza indirmek için. Bu aşılar kuduz, kedi karma (FVRCP), FeLV ve iç/dış parazit gibi düşünüyorum. Unuttuğum başka bir şey var mı?

İkinci sorum ise bir kedi kutum yok. Memnun kaldığınız bir kedi kutusu var mı internetten alabileceğim?

Teşekkürler.
0
elektr10
(04.11.25)
Çip olmadan kuduz aşısı yapmıyorlar bilginiz olsun. Benim kedim de yarı zamanlıydı (şimdi tam zamanlıya geçti) ve veteriner kuduz aşısı için çip taktırmanız gerekiyor demişti. 6 aydan büyüklere de takmıyorlar ilçe müdürlüğüne götürüp kaydettirmeniz gerekiyor.

Büdüt: İç dış parazitleri damla olarak alabilirsiniz. İç için hap da var da yutturmaya zorlanırsınız belki damlalar da işe yarıyor.
0
peki madem
(04.11.25)
kutuyu yakın bir petsoptan alabilirsiniz pek para verilmesi gerekli bir ürün değil, internettn alınca kargo falan daha pahalıya gelyor
0
Sadece soruyorum
(04.11.25)
Not: Kuduz aşısını çip olmadan da yapabiliyorlar, daha bu pazar yaptırdım.
0
rakicandir
(04.11.25)
(24)

Arada kalmak

camlicagazoz
Merhabalar,15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama
Merhabalar,

15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.

Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama ben anneme söyleseme annem beni bastiracak. Bir sey olmaz gibisinden. Çekiniyorum da annemden. Ama eşim de hakli. Ne yapacagim ben?
-2
camlicagazoz
(03.11.25)
Öncelikle annenizden çekinmeniz yanlış çünkü sizin bir aileniz var.
Kaldı ki eşiniz o dönem 38 haftalık hamile olcakmış ve düğün de oturduğunuz yere 1.5 saat mesafedeymiş allah muhafaza doğum gerçekleşse yada olmamasını temenni ederim ama aksi bir durum olsa eşinizin yanına gitmeniz 1.5 saatinizi alacak. O dönemde olmanız gereken yer düğün değil eşinizin yanı bence. Bu şekilde açıklama yapabilirsiniz annenize.
+4
mermaidd
(04.11.25)
ben aileye bir butun olarak bakiyorum, kendi annem/babam/kardesler ve hanimin annesi/babasi/kardesleri..

annem beni al bu dugune gotur getir derse, yaparim. bu iki kez yaptim, hanim gicirdadi, cok da fifi dedim gectim. yine gotur derse yine gotururum.

senin hanim 38 haftalik hamile olabilir ama bu cocugun o gun dogacagi anlamina gelmiyor, bunun onceden bazi belirtileri var. Tavsiyem birkac gun onceden doktora gotur, dogumla ilgili bir gelirme var mi baktir. Eger hersey sakin ise o zaman 1.5 saat cok bir yol degil, acil bir durumda erken cikar donersin. Yok eger doktor eli kulaginda heran gelmeniz gerekir derse ayri mesele. Biz mesela son kontrolden sonra ayni gun hastaneye gittik dogumu baslattilar, 48 saat sonra dogum gerceklesti.
-19
cooperr
(04.11.25)
Bence bu tip soruları burada sormayın.
Burada 'Bir ilişki sorusu sorulsa da kadını haklı görsem.' diye bekleşen büyük bir güruh var. Anne kutsaldır, ne derse yapılır.
cooperr +1 diyorum.
-14
Mirket
(04.11.25)
Ben anlamadim anneniz istiyor diye 38 haftalik hamile esiniz dugune mi gitmek zorunda? Yoksa siz mi gitmek zorundasiniz? Ikisi de yetiskin olmus kendi ailesini kurmus (ya da olamamis/kuramamis) bir insan icin fazlasiyla absurt de, esiniz gitmeyecegini soyleyemiyorsaniz bir tik daha enteresan geldi. Yani ne yapacagim ben diye sormaniz da enteresan, esimi yalniz birakmayacagim demek yeterli olmali. Siz annenizin kocasi degilsiniz.
+7
kassiopeia
(04.11.25)
18 yıllık evliyim. Ailem de klasik anadolu (hatta doğu) ailesi. Anneme de inanılmaz düşkünüm. Tüm kardeşler arasında anne-babamla en çok ilgilenen, rızalarını alan da benim. Bunları belirtmiş olayım önce.

Eşiniz hamile olmasa ve düğüne gitmek istemese yine haklı. Zorlamamak lazım. Annenizin de böyle bir hakkı yok. Ama 38 haftalık hamile bir insanın değil 100 km, yan mahalledeki düğüne dahi katılmaması anlayışla karşılanmalı normalde. Kaldı ki, aileden birinin düğünü bile değil… (Yazdığınız tam net anlaşılmıyor. Bunları “eşimin gelmek istememesini anneme nasıl söyleyeceğim” demiş olma ihtimaliniz üzerine yazdım.

Yok eğer mevzu sizin eşinizi bırakıp gitmek istememeniz ise, haklısınız. En iyisi, annenizden rica edip, 17:30-18:00 gibi çıkarsınız. Düğünde yarım-bir saat görünür, hediyenizi verir, dönersiniz. Eşinizin doğumunun yakın olduğunu bilen herkes de anlayış göstermek zorunda. Göstermezlerse onların ayıbı. Sizin yanlışınız olmaz.

Yahut annenizi götürme ihtimali olan akraba vs. varsa ve anneniz uzun kalmak istiyorsa onlarla gider, siz bir görünür, tebrik eder dönersiniz.

Bu tarz konularda mutlak tavsiyem, eşinizi üzmemeniz. Anneler daha affedici oluyor, eşler olumsuzlukları yıllar içinde daha da büyütebiliyor. Üstelik doğum yakın, lohusa depresyonu kapıda. Ailenizden önemlisi olmamalı hayatınızda. Elalem umurunuzda olmasın. Anne-Baba da anlayış göstermeli. Göstermiyorlarsa da, saygı çerçevesinde tatlıya bağlanacak şekilde dik durulabilmeli. Evliliğin sağlığı için bağımsızlık şart. Zamanla öğreniliyor bu…
+2
yadigar
(04.11.25)
Ya bu erkekler bir konu hakkında da fikir sahibi olmazsa çatlayacaklar herhalde. Bak neymiş doğum öyle hemen başlamazmış belirtisi olurmuş. Beyefendi kaçıncı doğumunu gerçekleştirdi de konuşuyor çok merak ettim.

Doğum öyle belirti melirti demeden şak diye başlayabilen bir şey. 38.haftada şak diye doğurmuş bir birey olarak konuşuyorum.

Anne kutsaldır filan saçma sapan kendinizi şartlamayın. Ben de anneyim gelinimi karnı burnunda düğüne çağırmam bile en başta zaten. Anneyse bunu düşünmeli. Ayrıca annenden korkarak hiç bir zaman sağlıklı ve mutlu bir aile hayatı yaşayamacaksın gerçek sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisi böyle bir şey değil.
+7
yenibirgüzelnick
(04.11.25)
Cevaplara gözlerim kanadı. Annenizin doğurdu doğuracak karınızı uzak bir yerdeki düğüne götürme düşüncesi, sizin annenizden çekinip bu durumu açıklayamamamız falan sizce de çok garip değil mi? Anneniz istiyorsa kendisi gitsin. Annenize ne karınız ne de siz eşlik etmek zorunda değilsiniz. Çoluk çocuk sahibi olmak üzeresiniz annenizden çekindiğiniz konuya bakar mısınız? Allah kocanın da hayırlısını versin diyorum :d
+12
sadakatsiz
(04.11.25)
38 hafta demek full term demek. yani dogum artık her saniye gerceklesebilir demek. ilk dogumuysa öyle hemen yirmi dakikada dogurma ihtimali az olsa da yok degil. o haftalarda beni en cok korkutan sey abruptio placentae olmasi ki bu durumda 1 dk fark bile hayat kurtarir. sahsen yanimda hep biri olsun isterim o haftalarda.

anneniz dügüne gitmek istiyorsa götürün. esinizin kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi kimi ayarlayabilirseniz o gün sizin evde esinizle olsun. gebelik hastalik degil, esasen her yere gidebilir ama full term gebelikle bir dügünde esiniz cok rahatsiz olacaktir cünkü yüksek sesli müzik sebebiyle anne karninda bebek korkudan sürekli takla atar. anneyi cok tekmeler. kendini kordona dolandirma riski yükselir. ayrica rahatsiz sandalyelerde saatlerce oturmak o haftalarda sahiden korkunc.

bence buradaki sorun anneden bu kadar cekinmeniz. annenize, ben seni götüremem, deseniz bile bu kadar anlayissiz ve kötü bir insan mi sizi ve esinizi anlamayacagini düsünüyorsunuz? o haftalarda esinizin rahat edemeyecegini anneniz de biliyor, kendisi de dogurmus. ayrica biraz simariklik yapmiyor mu anneniz? 38 haftalik hamile kadini dügünün 19'da basladigi yere taa ögle vaktinden sürüklemeye calisiyor? hani dügüne 19'da gidelim iki saat sonra kalkariz da demiyor. öglen gidelim dügünden sonra döneriz diyor; yani yolu da hesaba katarsaniz gece birde falan anca dönmüs oluyorsunuz. anneniz dügün sahibi mi, ne sacmalik! bebek de gelecegi icin sizin öncelik siranizin degismesinden rahatsiz, gelini ile güc savasina girmis gibi. bence asil üstüne egilmeniz sorun ve dengeyi bulmaniz gereken sey annenizin bu tavri olmali.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
Şöyle bir şey ekleyeyim. Annemi ben götürmeyecegim. Yani babamla gidecekler. Beni düsündüren şeylerden birisi de şu. Dügünü olan cocuk benim düğüne gelmişti.
-9
🌸camlicagazoz
(04.11.25)
ya bu kadinlarin kayinvalide ile ilgili olan takintisini anlamasi guc..guc savasi vs. garip ya, sanki her ailede micro taht kavgalari yasaniyor :)

sunu idrak etmeniz lazim, erkeklerin anneleri ile arasinda farkli bir bag var, o bizim hayatimizdaki ilk kadin. erkegin annesiyle olan iliskisinin sizinle olan iliskisi ile alakasi yok.

birisi sak diye dogurdum demis, ikinci ucuncu cocuk degilse o biraz zor kardesim. benim de cocugum var, cevrede de birden fazla cocuk sahibi olan insan sayisi oldukca fazla, ilk dogumlarin hic sak diye oldugunu duymadim.

ayrica doguma da girdim, yaw normal bir dogumda ters gidebilecek o kadar cok sey var ki, olay zaten bir mucize, hastaneye yetisememe olasiligi tersliklerin icinde ilk 5'de bile degildir. en kotu cagirirsin bir ambulans gotururler. zaten erkek eger doktor degilse ne yapacak hatunu kuvete sokup dogum yaptirtacak degiliz, arabaya atip hastaneye goturuyoruz sonra da doktor ne derse o yapiliyor zaten. olay bir hastalik degil ve dogal kendi halinde bir sureci var bu ve surec oyle 1-2 saatlik bir mevzu da degil.

adam zaten zorla esini goturmeye calismiyor ki ben de olsam zaten goturmem 38 haftalik hamile esimi. gerekli onlemleri alirsin, a/b/c plani yaparsin, saat basi kontrol edersin, binbir turlu cozumu var.

annesi istiyorsa kendi gitsin falan, bunlari kadinlar gitsin kendi anasina soylesin, beni baglamaz. ama bana 5 tane cocuk dogursa da, bana cikip anana soyle kendi gitsin falan gibi bisey soylese esim, kotu bozarim. erkek cocugu olan hanimlar, yarin oburgun oglunuz gidip sizin gibi birini bulursa, o hatun da size "gitsin kendi isini kendi halletsin" diye mesaj yollarsa, ne dedigimi daha iyi anlayacaksiniz. umarim boyle bisey basiniza gelmez.
-17
cooperr
(04.11.25)
Evet anneniz düğüne gitmek istiyorsa a b c planları yapar eşinizi birilerine bırakırsınız, onlar da arar ambulansı doğuma götürürler nedir yani. Anne önemli. Anne düğüne gitmek istiyorsa iki eliniz kanda da olsa düğüne gideceksiniz. Karınız bir şekilde doğurur önemli olan anacığınızla ilişkiniz.... :d
+8
sadakatsiz
(04.11.25)
anneler biz kadinlarin da hayatlarindaki ilk kadin ama annelerimiz biz kizlarina annelik yaparken, sizin anneleriniz ogullarina annelik yapiyorlar, gelinlerine degil. annemin önceligi benim, benim sagligim, benim mutlulugum, benim evliligimin iyi gitmesi... kaynanamin önceligi önce oglunun rahati, sonra kendisi, sonra kocasi falan. kendi kizi olsaydi bu durumda, kocasinin 38. haftada tüm gün kendi annesi pesinde kosup kizini birakmasina agzini birakip kiciyla laf ederdi.

gazoz, dedigim gibi, annenle dügüne gideceksen karinin yaninda biri olmali. kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi ama yalniz kalmayacak.
sen gitmeyeceksen sayet annenle altinini yollayacaksin, soran olunca da annen, gelinin dogumu eli kulaginda, yalniz birakamadi, diyecek. zor bir sey degil. bu duruma anlayis göstermeyen de ne bileyim...
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
kadın doğum doktoru bile her doğum kendine özeldir derken bazıları çevresindeki doğumlardan örnek vererek senin karın da şak diye doğurmazz yhaaaa diye güvence veriyor. adamın gördüğü doğum sayısı benim kadın doktorumun gördüğü doğum sayısından fazla heralde.

ben 8 haftalık doğum iznine çıktığımda evde tek iken kafada kurup duruyordum acaba şu an suyum mu geliyor, acaba bu hissettiğim sancı mı vs diye. mesela su gelmesi öyle dizilerde olduğu gibi bardaktan su boşalması gibi de olmuyormuş vs vs.

yani ayrıca illa kadının o an doğurma ihtimalinin olmasına gerek yok. işin biraz psikolojik tarafı var.

zaten anneniz yolda kalmış değil, babanızla gidecek. sizin de bu durumda heidyeyi göndermeniz yeterli. yani hangisi önemli. karnı burnunda eşiniz mi yoksa diğerleri mi? evet bazı durumlarda bu kadar nettir her şey.

ha bu arada eşiniz yüzde doksan dokuz ihtimalle o gün doğum yapmayacak. ama siz onun isteğini geri çevirip düğüne giderseniz doğurmamış olmasının bi önemi yok, size kırılmış olacak.
+6
elorelia
(04.11.25)
düğün günü sabahtan anne hanımın ağrısı var de. gelemiyecek de, erkenden ananı uyarma.
+2
mikahakkinen
(04.11.25)
doğuma bir ay kala rutin doktor kontrolüne gittik. doktor akşama doğuracaksın, dedi. biz eşimle birbirimize bakıp şaka yapıyor dedik. ama şaka değilmiş. yani çokta öyle önceden belirti veren bişey değil.

38 haftalık eşini evde bırakıp düğüne anneni götürme. saçmalama. annende saçmalamasın.
+2
scudman1
(04.11.25)
hocam öncelikle umarım tüm süreciniz sağlık sıhhat içinde gerçekleşir. yengeye de hürmetler :)

sizin de gönlünüz gitmek istemiyor besbelli. tabi ki eşinizin yanında kalacaksınız. annenize 'gece çok ağrısı oldu gelemiyorum' dersin olur biter. hatta düğünde dedikodunuz bile yapılır..
+2
galahad reloaded
(04.11.25)
Merhaba, eşinizi yalnız bırakmayın, bunu 2 kız çocuğu babası olarak yazıyorum.
+6
devorgilla the gunslinger
(04.11.25)
yani bunu buraya soracak kadar sıkışmış olmanız bile çok enteresan. gitmemek zaten çok makul ama en uçta yapılacak şey şu: o gün gelsin bakıcam anne siz planınızı yapın, ben öğlen gelip akşam dönemem ama bir şekilde sizden sonra gelip yarım saatliğine görünmeye çalışırım tabi eşim iyiyse. söylenecek şey bu. o gün de illaki gitmek istiyorsanız, yani evlenen arkadaşınız sizinkine gelidiği için orda olmak gibi bir derdiniz varsa ve eşiniz de o gün rahatsa 6-7 gibi çıkar, 15 dak-30dak görünür, 9:30-10 gibi dönersiniz.

edit: çocuğunuzu sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim
+5
awlmi
(04.11.25)
her şeyi geçtim, insan kendi doğacak çocuğu için sorumluluk hissetmeli, doğumla ilgili farkındalığa sahip olmalı. hiç mi heyecan duymuyorsunuz bebeğinizin gelecek olmasıyla ilgili? hiç mi endişeniz yok eşinizin sağlığıyla ilgili? başka hangi hissiyat bunların önüne geçebilir? yemişim tanıdığın düğününü, sizi böyle bir durumda arada bırakan ebeveyni vesaire. bebeğiniz ve eşiniz hariç her şey "şu aşamada" fasa fiso, fındık fıstık. gündelik rutin bir süreçten bahsetmiyoruz ki.
+8
Phoebe
(04.11.25)
hocam onceki duyurulariniza soyle bir baktim, yardim alin, ciddi olarak soyluyorum, cok icten sekilde. gobek bagi kesilmemis insanlari ciddiye almayin, yetiskin ve saglikli bir birey olmak boyle bir sey degil.

Baba olacaksiniz, aile kurmussunuz, ayri bir yasam kurmussunuz ve su anda yasaminizin merkezine bir bebek geliyor, tum yasami size bagli bir can, ebeveyn olmak demek insanin kalbinin disarda atmasi demek, kadin olarak hamilelik sureci zaman zaman 'lan bi tik fazla yemek yedim bebise bir sey olur mu' diye manyaklik derecesinde endise duyma, baba olmak da 'ailemin nasil guvenligini saglarim, nasil bakim veririm' gibi bir delilik hali, bunu hissetmiyorsunuz ve hala 'insanlar ne der' diyorsunuz, 'anama 38 haftalik hamile esimi ve bebegimi birakamam diyemiyorum' diyorsunuz. Phobe cok guzel yazmis, icinizde bir yerde cekirdek ailenize duydugunuz sorumluluktan fazla bir sorumluluk duyuyorsunuz. Esime, bebegime ne olursa olsun, didinin didisinin dugunune gitmem gerek diyorsunuz. Ha hicbir sey de olmayabilir evet, ama yani bir baba olarak yerim kocasiyla dugune giden anamin yani degil de kendi esimin ve bebegimin yani demiyor musunuz? evet tarlada da doguruyor millet evet, bebek dogumu 48 saat da surebilir ama bi tik evrilmedik mi yahu, bi tik insanlik ogrenmedik mi, bi tik gelismedik mi.
Ve isin daha da manyakcasi annenizin kocasi olan kisi yani babaniz annenizi goturecekmis, ve ne anneniz ne babaniz olum manyak misin esinle birlikte kal, senin bir ailen var demiyor ve siz de manyak mi bu insanlar benim su donemde yerim esimin yani, demiyorsunuz. Altininizi gonderirsiniz olur biter. Bana cok cok garip geldi acikcasi.

Ayrica hormon eksikligine bakmanizi da tavsiye ederim. Yani bu sordugunuz sorudan bagimsiz olarak bu konuda calismanizi tavsiye ederim, elalem ne der diye diye cekirdek ailenizi kaybederseniz bir gun buradaki kimse ne yaninizda ne de sizin yerinizde olacak.
+8
kassiopeia
(04.11.25)
Hocam, verdiğiniz ek bilgiye binanen şöyle diyorum: hediyenizi babanız ile gönderin. Damadı da arayıp, durumunuzu (doğum her an olabilir) samimi bir şekilde anlatın. Mutluluk dileyin. Anlayış göstermek zorundalar. Göstermezlerse de kendi problemleri. Çocuk bir aylık, 40 günlük falan olunca da eşiniz ve çocukla beraber hayırlı olsuna gidebilirsiniz isterseniz.

Çekirdek aileniz sizin birinci sorumluluğunuz. Elalemi takmayın. Ailenizi asla arka plana atmayın.

Çok önemliyse gitmek sizin için (ki olmamalı), atlar gider 10 dk görünür dönersiniz.
+1
yadigar
(04.11.25)
sorun bence sizin bir isteginizin olmamasi. yani once buna odaklanin, siz hangisini istiyorsunuz, esinizle kalmak mi yoksa annenizi goturmek mi?
+1
Sour
(04.11.25)
Anne kutsaldır, ne isterse yapılır diye bir şey yok.
Düşüncesiz annelerin her istediği yapılmaz. Ya da bencil ve narsist annelerin...
+5
pro9it9is9
(04.11.25)
1,5 saatlik mesafe pek uzak değil, bence siz anneniz ve babanızla beraber katılın düğüne, sanki karısı 38 haftalık hamile olanlar sürekli evde mi oturuyor, örneğin istanbulda insanların evi ile işin arası ortalama 1 saat mesafede. trafiğe göre artıyor bile. bu hesapta karısı hamile olan kimsenin işe bile gitmemesi lazım.

karın gelmek istememekte haklı oldukça ağırlaşmış olmalı, ödem vs. kaldı ki kocaman karnıyla giyecek kıyafet bulması bile zor.
-5
Sadece soruyorum
(04.11.25)
(6)

İyi Bir Marka Tescil Ajansı

Nature Works
Merhaba,Markama gelen itiraz sonucu başvuru reddedildi. Çalıştığım iş bilmez ajans süreci vasat şekilde yönettiği için bu aşamaya gelmemesi gereken itiraza şimdi dava açmamız gerekiyor. Süreci farklı ve daha nitelikli bir ajansla devam ettirmek istiyorum. İstanbulda bildiğiniz gerçekten iyi ve tuttu
Merhaba,

Markama gelen itiraz sonucu başvuru reddedildi. Çalıştığım iş bilmez ajans süreci vasat şekilde yönettiği için bu aşamaya gelmemesi gereken itiraza şimdi dava açmamız gerekiyor. Süreci farklı ve daha nitelikli bir ajansla devam ettirmek istiyorum. İstanbulda bildiğiniz gerçekten iyi ve tuttuğunu kopartan ajans var mıdır?

Teşekkürker
0
Nature Works
(03.11.25)
www.destekpatent.com

daha önceki iş yerimde çalıştığım bir firmaydı ve işlerini çok düzgün yapıyorlardı. iş takipleri de çok iyiydi. bir lafımı ikiletmezlerdi. tavsiye ederim.
0
elektr10
(03.11.25)
ajans değil de marka ve fikri mülkiyet alanında çalışan bi hukuk bürosuyla ilerlerdim ben olsam.
+1
brkylmz
(03.11.25)
@brkylmz +1
0
co2s2
(03.11.25)
brkylmz +1

benim de bildiğim kadarı ile bu tür marka tescil ajansları Türk Patent'te tescil aşamasına kadar ilgileniyor, olay dava aşamasına gelince marka hukukçusu avukat ile görüşmeniz gerekiyor.
0
Sadece soruyorum
(03.11.25)
turuncupatent.com

burayla iletişime geçmenizi tavsiye ederim
0
yemrem
(03.11.25)
kimsenin işini kötülemek gibi olmasın ama ajanslarla çalışmazdım ben. en başından beri çalışmazdım hatta. bu işi bilen, belli bir deneyimi olan bir avukat daha mantıklı bir tercih.

@brkylmz +1
0
kojonotsuki
(03.11.25)
(9)

Sevgili olma konusu

arbre
Yav bu konu enteresan bir hâl almaya başladı. Millet deli gibi tanışma, date yapıyor, sevgili oluyor. Hafta sonu buluşup geziyor, plan yapıyor. Benim uzun süredir sevgilim yok. Olacak gibi de durmuyor. Evlilik zaten düşünmüyorum. Uçuk bir şey benim için ama insanlar nerede, nasıl tanışıyor? Tek de m
Yav bu konu enteresan bir hâl almaya başladı. Millet deli gibi tanışma, date yapıyor, sevgili oluyor. Hafta sonu buluşup geziyor, plan yapıyor. Benim uzun süredir sevgilim yok. Olacak gibi de durmuyor. Evlilik zaten düşünmüyorum. Uçuk bir şey benim için ama insanlar nerede, nasıl tanışıyor? Tek de mutluyum ama bu işi formüle dökemiyorum. Ben ne yapabilirim sevgili konusunda?
-15
arbre
(30.10.25)
güzel abim tipini beğenmiyorlardır, yanlarına yakıştıramıyorlardır, araban yoktur, maddi açıdan yetersiz geliyorsundur, çevrendeki kadınların standartına uymuyorsundur. ne bileyim şiven vardır, espri yapamıyorsundur, creepy bir hava veriyorsundur.

kadınlar bunu hızlıca analiz edip uygun olup olmadığına karar veriyor. aynı terminatör gibi.

youtu.be

deli gibi tanışan, deyte çıkanlar lise-üniversite çağındaki dertsiz tasasız, boş vakti ve çevresi insanlarla dolu olan tayfadır.

ne yapabilirsin bilemiyorum fakat online tanışma uygulamalarından uzak dur. silme arızalı kadın dolu.
+1
yurtsuz john
(30.10.25)
Arızalı kadın var denmiş ama ben senin de çok arızasız bir tip olduğunu düşünmediğim için app önermeye geldim.
Bir süre dating applerde takıl en azından zaman geçirir insan tanırsın.
+5
mutekebbir
(30.10.25)
mutekebbir, arızam neymiş merak ettim
-2
🌸arbre
(30.10.25)
Bende aynı durumdayım, yurtsuz john haklı olabilir hatta her şey iyi olsa bile uzun süredir yalnızlık sebebiyle kadınlar bu tecrübesizliği bile sezip birlikte olmak istemiyorlar.

Kitap, film, dizi bu gibi aktiviteleri eksik görüyorum kendimde
Yürüyüş spor ve bir aktivite grupları eklemek mantıklı
0
kararsızataletfilozofu
(30.10.25)
Bilgi olması için genel yazayım. Param fazlasıyla var. Ki en kötü işimde en parasız hâlimde bile sevgilim vardı. İlişki tecrübem de var. Araba konusuna hiç girmiyorum. Boş bir şey. Şivem yok. Konuşmam, diksiyonum çok iyidir, akıcıdır. Ortalama üstü espri yaparım. Çok kişi dışarıdan çok seçici olduğumu söyledi. Çirkin olabilirim.
+1
🌸arbre
(30.10.25)
artık nesiller olayın özünü çözdü. x ,y,z,alfa,beta,alfa plus derken adamlar işin özünü çözdü ve olayı özüne getirdiler. olay f.ck body işiyle çözüldü. win win artık bu işler. zaman kaybına gerek yok one night.
@mutekebbir +1
-1
mikahakkinen
(30.10.25)
kısa veya çirkinsindir belki ikisi birdensindir.

incellere çok haksızlık yapılıyor. argümanlarının hepsi doğru ve asla yanlışlanamıyor
-3
Hallegadola
(31.10.25)
Hallegadola, öff, kısa da değilim, çirkin de değilim, incel hiç değilim, ne komik site burası ya
-3
🌸arbre
(31.10.25)
kısmetinle henüz karşılaşmadın, bir yerlerde seni bekliyor olmalı.
bu arada çirkinler bekar kalsaydı bu sitedekiler de dahil hiç kimse evlenemezdi :) her kör malın bir kör alıcısı vardır, serbest piyasa. ben olsam birkaç kursa yazılırdım ve kriterlerimi düşürmekle işe başlardım.

eşimin çok yakın bir arkadaşı 30-31 yaşlarında ve yıllardır sevgilisi yok birkaç kısa ilişkisi var sadece, sebebi de kendisini leonardo di caprio zannetmesi ve kendisine 10 beden büyük kadınlarla ilgilenmesi. ayrıca fazla açık sözlü davranıp kadınları kaçırtması.
+1
Sadece soruyorum
(31.10.25)
(10)

Akşam yemek saatiniz kaç oluyor?

egerbiryolcu
Biz ne zaman yemek yemeye niyetlensek çat kapi komşularımız geliyor. Otuz yıllık komşular bir şey asla diyemeyiz. Acaba yemek saatine göre erken olduğunu duşunup mu böyle geliyorlar anlamıyorum. Neden diyemeyiz kısmı annem demez asla ama zaten çokça yemek yerken de denk gelmişlerdir. Gelince de öyle
Biz ne zaman yemek yemeye niyetlensek çat kapi komşularımız geliyor. Otuz yıllık komşular bir şey asla diyemeyiz. Acaba yemek saatine göre erken olduğunu duşunup mu böyle geliyorlar anlamıyorum. Neden diyemeyiz kısmı annem demez asla ama zaten çokça yemek yerken de denk gelmişlerdir. Gelince de öyle yarım saat oturup kalkmiyolsr en az bir iki saat vakit geçiriyorlar.
0
egerbiryolcu
(30.10.25)
ortalama 6 diyelim.
0
biravekahve
(30.10.25)
17-19 arası
0
artıküyeolmakistiyorum
(30.10.25)
eşim ve ben ikimiz de çalışıyoruz, saat 19.30da evde oluyoruz. 20.00'de yemek yiyoruz. ama annemle babam emekli ve genelde evdeler, onlar 17.00-18.00de yiyolar
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
dördüncü ve son öğünüm akşam saat 9'da.

idman yaptığımdan dolayı böyle. yoksa ne bileyim tatildeyimdir, en geç 8'de yerim.
0
yurtsuz john
(30.10.25)
20-21.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(30.10.25)
19.30-20.00
0
mikahakkinen
(30.10.25)
18.30-19.00. Bu arada komşu mevzusunu ben kabul etmezdim
0
pembediken
(30.10.25)
saat kaç ki yemek vaktiniz?

ben günde tek öğün yiyorum, onu da akşam 20:00-21:00 arasına sabitledim.
0
co2s2
(31.10.25)
18 civarı
0
sadakatsiz
(31.10.25)
18-19 arası
0
inheritance
(31.10.25)
(3)

Kısa Sap Bağlama Öğrenmek İstiyorum: Metot Kitabı/Video Playlist Tavsiyesi

utkmesne
Merhaba, 27 yaşındayım. Nota bilgim yok, müzik kulağım olduğunu da söyleyemem; daha önce hiç enstrüman çalmadım. Kısa sap bağlama öğrenmek istiyorum ve her gün yaklaşık 1 saat ayırmayı planlıyorum. Tamamen başlangıç seviyesindeyim; sıfırdan, adım adım ilerleyebileceğim bir kaynak arıyorum. Metot kit
Merhaba, 27 yaşındayım. Nota bilgim yok, müzik kulağım olduğunu da söyleyemem; daha önce hiç enstrüman çalmadım. Kısa sap bağlama öğrenmek istiyorum ve her gün yaklaşık 1 saat ayırmayı planlıyorum. Tamamen başlangıç seviyesindeyim; sıfırdan, adım adım ilerleyebileceğim bir kaynak arıyorum. Metot kitabı, sıralı video dersler veya hoca/kurs önerilerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
0
utkmesne
(30.10.25)
bulunduğun yere yakın cem evi varsa onlara sorabilirsin kurs açılıyo bazen. istanbulda hemen hepsinde var mesela.
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Zamanında hem uzun hem kısa amatör olarak ikisini de çaldım, üniversite boyunca hobilerimden birisi buydu.
Başlangıç olarak bir süre kurs almak faydalı olur diye düşünüyorum temel öğretiler için.
Halk eğitim merkezleri kurs açıyor dönemlik, ya da dışardan da bunları verenler oluyor cüzi fiyatlara. Sonrasında akıp gidiyor zaten merak varsa.
0
va
(31.10.25)
Bundan yıllar önce bir iddia üzerine ve sıfır müzik bilgimle kısa sap bağlama çalmaya merak sardım.
Bir bağlama alıp bir lise müzik öğretmeninden özel derse başladım. İlk ders hoca bağlamayı eline alıp akordunu yaptı. Sonra bağlamayı böyle tutacaksın deyip peşpeşe beş nota bastı ve bu 5 notayı çal dedi. Aldım, çalamadım. Aldı bir daha çaldı ve bunu işte dedi. Aldım, yine yapamadım. Yaa nasıl yapamıyorsun dedi. Aldı, bak böyle dedi. Bu al ver daha 3-5 tekrar etti ve ben gerildikçe gerildim ve salak gibi hissedip dersi bitirelim deyip çıktım dışarı. Akşam evde denedim, olmadı. Niye dedim beş notayı bir anda çalıyorum ki. Önce 2, iki olunca bir ilave şeklinde 5 dakikada çalabilmeye başladım. Sonra bunu akıl edemeyen hocaya bir küfredip özel dersi bıraktım. O devirde youtube'da toplasak konuyla ilgili 3-5 video vardır. Onlardan istifadeyle evde kendim öğrendim.
Bir bağlama ve bir tuner edin. Eskiden tuner ayrı satılırdı. Şimdi aplikasyonu var sanırım. Tuner ile akortun videosu kesin vardır bir yerlerde. Bağlamayı tutuş, nota yerleri, hangi parmak hangi nota, birkaç basit notalı türkü, caddelerde rüzgar, karahisar kalesi
Halledersin evde sen onu.
0
Mirket
(31.10.25)
(4)

kiracı ile anlaşmazlık

bay b
zam zamanı kafasına göre zam yaptı, eksik yatırdığı için ihtar yollandı.sonra yine eksik ve geç yatırdı, tekrar ihtar yollandı.iki ihtar sonrası tahliye davası hakkı doğunca arabulucuya gidildi kabul etmedi.sonrasında tahliye davası açıldı adli tatil vs derken hala duruşma tarihi bekleniyor.aylardır
zam zamanı kafasına göre zam yaptı, eksik yatırdığı için ihtar yollandı.
sonra yine eksik ve geç yatırdı, tekrar ihtar yollandı.
iki ihtar sonrası tahliye davası hakkı doğunca arabulucuya gidildi kabul etmedi.
sonrasında tahliye davası açıldı adli tatil vs derken hala duruşma tarihi bekleniyor.
aylardır kira ödenmiyor.
tahliye davası duruşma beklerken aylardır ödenmeyen kira için yapılacak bir şey var mı? avukat yok diyor ben bakıyorum icra yolu var aslında.
kanun haricinde siz olsanız ne yapardınız. kendimi hepten sinire kesmek istemiyorum bir salak yüzünden ama hiçbir şey yapmadan da oturmak sinirimi bozuyor.
0
bay b
(30.10.25)
Sırf bu yüzden 'yatirimlik' ev almiyorum. Kiracı bildiğin kumar oynamak gibi bir şey odemiyorsa bir şey yapamıyorsun.
Cevabım da bu yasal olarak beklemekten başka çareniz yok.
0
artıküyeolmakistiyorum
(30.10.25)
gidip adamı tehdit edip zorla paranı almayacaksan, beklemekten başka çaren yok.
+1
gercekdunya
(30.10.25)
tahliye davası dem ederken bir yandan da her ay muaccel olan kira alacaklarını ödemiyorsa bunları da icra takibine konu edebilirsiniz. bu konuda bir engel yok
+1
Sadece soruyorum
(30.10.25)
elinizde sözleşme varsa, zam miktarı vs belliyse şakır şakır icraya verebilirsiniz. öyle saçmalık mı olur?

haaa şöyle bir şey vardır. tahliye davası vs açıldığında icraya veremiyorsunuzdur, bunun için bir şey diyemem. bence en başta yapılması gereken doğrudan icraya vermekmiş.
0
co2s2
(31.10.25)
(8)

Zihnimin ayıkken stresle çok da baş edememesi

sekizdokuzon
Alkol ve sigarayla arama mesafe koydum, çoğunlukla ayık ve tertemiz geziyorum fakat fark ettim ki benim zihnimin strese toleransı epey düşmüş. Stresle baş etmenin alternatif yollarını siz değerli duyuru kullanıcılarından öğrenmek isterim. Selam ve dua ile.Teşekkürler.
Alkol ve sigarayla arama mesafe koydum, çoğunlukla ayık ve tertemiz geziyorum fakat fark ettim ki benim zihnimin strese toleransı epey düşmüş. Stresle baş etmenin alternatif yollarını siz değerli duyuru kullanıcılarından öğrenmek isterim. Selam ve dua ile.

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(30.10.25)
Spor, çünkü hem kasları çalıştırmakla enerji harcar ve enerji metabolizmasının "işleyen demir ışıldar" vecizesindeki gibi ışılmamasına sebep olur hem de stres hormonları zaten "ya kaç ya savaş" emri vererek sana enerji harcatmak için salgılanır, enerjiyi harcadığın zaman stres hormonları seviyeleri düşer, serotonin ve dopamin yükselir. Bu bedensel çözüm.

Stresi aşağı çeken en iyi yöntem bence gece uykusunu vaktinde, yeterli ve sağlıklı alabilmek. Bizzat yaşadığım için söylüyorum, bende depresyon da anksiyete de kalmamıştı 6 günde. Tatlı krizi yok oldu, iştah dengesizliği falan hiç kalmamıştı o dönemde. Sadece gece en geç 11.30'da uykuya dalmıştım, sabah güneş doğmadan uyanıp güneşin doğuşunu çıplak gözle izlemiştim her gün. Yaz mevsimi olduğu için camı açıp temiz hava alarak izliyordum. Günün geri kalanında çok daha sakin, çok daha huzurlu yaşar olmuştum.

Biraz da yogadır meditasyondur, ne bileyim, iyi gelen zihinsel inançsal uygulamalar da faydalı olur, belki psikoterapiler etkili olur eğer çok bunalıyorsan. Belki psikiyatriye gidip bu sıkıntıyı biraz rahatlatabilmek adına bilgi almak veya hafif ufak minik destekler almak mümkün... ama bu yaptığın şey muazzam bir şey, gerçekten merakla ve sevinçle takip ediyorum, çok seviniyorum senin adına 🥰🥰 helal olsun, tebrik ederim. Destek olabilmeyi çok isterim her zaman 🤗🌷🐞🩷
+1
muhayyer divan
(30.10.25)
spor +1

güzel oyalar hem. nefesin de açılır.

üstteki arkadaşın dediklerine katılıyorum.

ek olarak kitap okumak ve dizi film izlemek de bir süreliğine rahatlatan aktiviteler olur.

bir kursa da yazılabilirsin. dans? seramik? tenis? piyano? şan? keman?

resim yapmak ve yazı yazmak da stresi azaltır.
0
art cat chocolate
(30.10.25)
www.instagram.com

Güzel bir teknik buldum, bu kadın psikologdur ve çok sağlam paylaşımları vardır tavsiye ederim. Belki çok işine yarayabilir bu teknik.
+1
muhayyer divan
(30.10.25)
Spora yazıldım, iki ay bitti sanırım. Yalnız ayın 17'sinde yazıldığım ve ayın ortasında ödeme yapamadığım için ayın yarısı spora gidebiliyorum. Bu ay 17 de 17 yapicam. Cidden doğal yollardan rahatlamayı öğretmem lazım beyin organına. Yıllardır yalnızca alkol, sigara, antidepresanla rahatlayan bir kütle, onu da anlıyorum tabii.
+1
🌸sekizdokuzon
(30.10.25)
belki toleransın azalmış değildir de alkol ve sigarayı bırakmak ekstra stres yükü getirmiştir, o yüzden böyle hissediyosundur.

benim de toleransım çok düşük, dediğin gibi ilaç ile bir yere kadar. bu akşam kendime mi manifesto hazırlayıp her sabah onu okuyacağım :) bakalım böyle işe yarayacak mı.

örnek; bugün kimsenin kalbini kırmayacağım, kimseye yüksek sesle veya gerginlikle bir şey söylemeyeceğim, birine bir şey söylemeden önce daha ılımlı olabileceğim bir cümle bulabilir miyim diye düşüneceğim, ... vsvs
+2
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Yürümek ve su içmek.
Çok gerildiğim anlarda bardak bardak su içiyorum içtikçe sakinleşiyorum sanki arkasından da bir yürüyüş, gayet iyi geliyor.
+1
mutekebbir
(30.10.25)
stres yapacağınız şeyi düşünmediğiniz kaliteli vakit geçirmeniz lazım. bol bol hareket. spor olur, başka bir şey olur. film dizi , başka bir hobi olmaz gibi gibi. kafanızı gerçekten meşgul edecek bir şey olması lazım.
0
co2s2
(31.10.25)
@sekizdokuzon

Senin için yapabileceğim bir şey varsa yapmaktan zevk duyarım. Konuşmak iyi gelecekse konuşmak, sadece dinlememi istersen dinlemek, ne bileyim aklıma gelmiyor şimdi, sen daha iyi bilirsin.
0
muhayyer divan
(31.10.25)
(6)

mersin ve adana hakkında ne düşünüyorsunuz?

messina123
bu iki şehirde yaşamak ister miydiniz? mersin ve adana denilince aklınızda ne canlanıyor? hiç gittiniz mi gitmediyseniz ön yargılarınız var mı?
bu iki şehirde yaşamak ister miydiniz? mersin ve adana denilince aklınızda ne canlanıyor? hiç gittiniz mi gitmediyseniz ön yargılarınız var mı?
0
messina123
(30.10.25)
Adana mersin deyince aklıma sıcak ve nem geliyor, kültürel özelliklerinden çok ben bu iklimde yaşayabilir miyim diye düşünürdüm
0
grimavi
(30.10.25)
Ikisine de hic gitmedim. Ilk aklima gelen asiri sicak olmalari. Adana'nin cok farkli yerleri vardir eminim ama kafamda hep pek tekin olmayabilir seklinde bir algi kalmis. Cok cesitli nufusu var gibi geliyor. Daha dogulardan gocenler, turk, cingene vs.
Mersin guvenli bir yer olarak kalmis aklimda, hic buyuk olay duymadim. Merkez haric (ya da sadece merkezdi sanirim) cok kurt gocu almis diye biliyorum. Bu negatif bir anlama gelmek zorunda degil tabii.
Ikisinin de denize kiyilari olmalarina ragmen neden pek yaz tatili/deniz kum gunes tatili denince akla gelmediklerini hep merak etmisimdir.
0
mbond
(30.10.25)
daha önce nerelerde yaşadınız bilmiyorum ama "istanbul geceleri" dışında bir hayatınız varsa mersin kesinlikle türkiyenin yaşanacak az sayıdaki şehrinden biri.

adana da güzel ama adana'nın gidilecek güzel semtleri ve mekan alternatifi bir tık daha kısıtlı mersin'e göre.

gerçi özellikle istanbulluysanız adana-mersin arası asya-avrupa arası gibi bir mesafe, bir ayağın her zaman diğerinde olabilir. bu da bu şehirlerin güzel avantajlarından bir tanesi. hem sosyal çevre hem aktivite hem de alışveriş anlamında birbirlerini besliyorlar, aslında 1 büyük kent yerine 2sinde birden yaşıyormuşsunuz gibi.

ekstra merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz.
0
patronaj1
(30.10.25)
mersin merkezde çok vakit geçirmedim ama ilçelerinde çok vakit geçirdim. Adana'nın hem merkezinde, hem de ilçelerinde vakit geçirdim. istanbul ve çanakkale ile karşılaştırayım:

istanbul : dünya şehri
adana : bölgenin merkezi
mersin ve çanakkale : kendi hallerinde şehirler.

istanbul pahalı, çanakkale çok daha ucuz, adana daha da ucuz, mersin daha daha ucuz.

istanbul genel olarak çok keşmekeş, adana biraz daha derli toplu, mersin daha sessiz sakin, çanakkale hepten sessiz sakin.

istanbul'da trafik var. Adana fena değil, mersin daha iyi. çanakkale'de araba kullanmanıza gerek yok.

istanbul'da iş imkanı var. Adana'da eh, Mersin'de daha da düşük, Çanakkale'de yok.

istanbul'da her mevsim var. adana yazları çok sıcak oluyor, Mersin de sıcak oluyor. çanakkale çok ideal bir iklim. (rüzgarı hariç)

istanbul'un sosyal ve kültürel hayatı hiç birinde yok.
+1
co2s2
(30.10.25)
ben herhangi bir anadolu şehrinde mecbur değilsem yaşamayı tercih etmem. çünkü böyle yerlerde dedikodu vs çok oluyo. insanlar genel hayat mücadelesini bırakıp birbirlerinin ne yaptıklarına daha çok odaklanmış oluyolar. adana da şiddet kültürünün çok yüksek bir şekilde nesiller arası aktarıldığı bir yer bu yönü ile yaşanılası bir yer değil bana sorarsan.

adanada yaşarken lisenin çıkış saatinde parkta oturamazsın mesela. liseli çocuklar hayal dünyamızı aşan nitelikte yaratıcı binbir türlü küfrü birbirlerine bağırarak söylerler ve bunun utanılacak bir şey olduğunu düşünmezler. aileleri de bu durumu yadırgamaz. ben olsam mecbur değilsem orada yaşamayı tercih etmem. mersinde yaşamadım bilmiyorum orayı ama adana kadar sıcak, adananın sadece adı çıkmış bu konuda.
-1
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Mersin'den bikdiriyorum;
Sıcak çok sıcak... Sıcak daha da sıcak olacak.... Bu geceeee... Yarın sabah.... Öğlen daha fena....

Şaka bir yana ben ilçedeyim. Ankara'lı bir bozkır bebesi olarak klima ile ısınıp/soğuma kısmına hala alışamadım. Nem beni mahvediyor. Yazları genellikle akşam 8e kadar kendimi bilmez şekilde yaşıyorum.
Ama deniz kenarında yaşamaktan, içime mayomu giyip canımın istediği yerde ve anda suya atlamaktan, balık tutmaktan, toroslarda kamp yapmak için sadece 5 dakika gitmenin yeterli olmasından, toprağın bereketinden... Çok memnunum.
0
strawberry first
(31.10.25)
(11)

Sevgiliyle Her Gün Görüşmek

carnalflower
5 aylık bir ilişkide evli gibi yaşadığım bir kız arkadaşım var. Çoğunlukla onun evinde buluşuyoruz. Her ne kadar o hissettirmese de acaba yalnız kalmaya mı ihtiyacı var, her gün görüşmekten sıkılmış olabilir mi diye düşünüyorum. Bana kalsa her gün gitmek isterim. Sizce bu konuda nasıl yoklamalıyım a
5 aylık bir ilişkide evli gibi yaşadığım bir kız arkadaşım var. Çoğunlukla onun evinde buluşuyoruz. Her ne kadar o hissettirmese de acaba yalnız kalmaya mı ihtiyacı var, her gün görüşmekten sıkılmış olabilir mi diye düşünüyorum. Bana kalsa her gün gitmek isterim. Sizce bu konuda nasıl yoklamalıyım ağzını? Sormadan böyle devam mı etmeli? Soracaksam da nasıl bir görüşme ritüeli önerirsiniz. Onun görüşmek isteyince beni çağırması mıdır doğal olan?
0
carnalflower
(30.10.25)
sevgilimle komşuyuz. baya aynı mahallede komşuyuz. önceden de aynı iş yerinde çalışıyorduk öyle tanışmıştık. yani 24 saat beraberlik söz konusu neredeyse.

ben kadınım.

hep onun evindeyiz 2 yıldır. benim evde kediler olduğu için huylanıyor pek gelmek istemiyor, ben de zaten evimi sürekli toplamak zor geldiğinden pek çağırmıyorum. yine de gelirse kapıdan çevirmiyorum tabii.

ben de yalnız geçirilen zamanı çok severim. her gün de evine gitmiyorum zaten kedilerim var onları hep bırakamam. o bana istediğin zaman gel, aramana sormana yazmana gerek yok dedi. anahtarını da verdi. kafama göre gidiyorum baya.

ben yine de bazen soruyorum, geleyim mi diye. o da kızıyor sorma gel diyor. ben de diyorum ki "belki yalnız kalmaya ihtiyacın vardır belki bi işin vardır". o da diyor ki yok gel.

sen de direkt bu konuyu aç. "canım her gün sendeyiz darlanıyor musun? bana kalırsa ben hep görüşelim isterim ama sen de evde yalnız kalmak istersen biraz belki gün belirleyebiliriz veya başka bir çözüm bulabiliriz." diyebilirsin.
+1
art cat chocolate
(30.10.25)
Her ilişkinin dinamiği farklı ama bence sende ve erkeklerde şöyle bir sorun var, reddedilme ve ayrılık anksiyetesi yüzünden kendini ifade edemiyorsun

Karşındakine rahatça ben bunları bunları severim bunlardan bunlardan da hoşlanmam demek yerine ifade etmekten kaçınıp çoğu şeyi halı altına süpürme eğilimindesin

Birbirine uygun olmayan çiftler ayrılma cesaretini göstermeyince ilerde işler daha da karışıyor

Size ayrılın demiyorum :) kişisel isteklerinizi rahatça ifade edebilin
0
grimavi
(30.10.25)
Daralan, darlanan insan bir şekilde belli eder bence. 5 ay uzun bir süre değil. Bir problem olduğunu sanmıyorum. Çok aklınıza takılıyorsa da yanlış anlaşılmayacak düzgün cümlelerle ifade edin.
0
yadigar
(30.10.25)
valla ben karımı bile her gün görmek istemiyorum. her gün görüşmek sıkıcı haftada 1 2.
0
mikahakkinen
(30.10.25)
Erkek tartışmasız sıkılır. Her gün nedir ya?
0
luluki
(30.10.25)
somut bir veri üzerinden böyle bir şey söylemiyorsanız, çok kafaya takılacak bir şey yok bence. ama bunu açık açık konuşmakta da herhangi bir problem olduğunu sanmıyorum ben.
0
co2s2
(30.10.25)
ben olsam normalde 5 gün gidiyosam bu hafta 3 gün giderim, diğer günler neden gelmedin diye sorarsa işim vardı, vsvs derim. baktım gelmemi istiyor gibi bir tavır takınırsa gelmediğime üzülürse devam ederim yine gitmeye. ama tepki vermezse haftada 3-4 güne indiririm gitme olayını.
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Dümdüz bir insan olarak aynı bize sorduğun gibi gider kendisine de sorardım. "Ben sana her gün bile gelsem sıkılmam, seninleyken mutlu oluyorum ama kendi kendine de vakit geçirmek istiyor olabilirsin, şayet böyle bir durum varsa bunu da normal karşılarım" benzeri bir konuşma yapardım.

Sadece soruyorum'un dediği gibi yaparsan kız "carnalflower neden 5 gün gelirken 3 gün gelmeye başladı?" diye düşünebilir. Bu sefer o kafasında kurar, acaba benden sıkıldı mı, söylemiyor mu, işim var dedi ama ne işi var acaba diyerek. Belki de üzerine gitmek gibi olmasın diye sormaz bile ama içten içe kafaya takar. Sen aaa bak neden az geliyorsun diye sormadı, tepki vermedi o zaman ben haftada 3 gün gideyim madem artık dersin🙈 Dümdüz konuşun gitsin işte hayatı zorlaştırmayın 🙈
0
kullanicadi
(30.10.25)
evet haklısın böyle düşünmemiştim. ama dümdüz sorunca da "canım ben sıkılıyorum 3 gün gel yeter" diyemez ki o zaman da ayıp olur diye düşünüp gerçek düşüncesini saklayabilir.
0
Sadece soruyorum
(31.10.25)
Bu bence tamamen kültür farkı. Benim yetiştiğim ailede tamamen açık iletişim var, birbirimizle herşeyi konuşarak veya tartışarak anlaşabiliyoruz, en kötü anlaşamadığımız konusunda anlaşıyoruz.
Eşimin ailesindeyse sürekli bir “ayıp olur” durumu söz konusu, aile içinde bile birbirlerine “ayıp olur, alınır” diye açık açık konuşmuyorlar. Ama sonuçta bence daha ayıp oluyor. Şöyle bir örnek vereyim, “gelmeyin, evde yokuz” demek yerine “gelmeyin dersek ayıp olur, gelme diyemeyiz” diyorlar ama insanlar geliyor ki bunlar evde yok. Bence bu daha ayıp mesela.
O yüzden karşı tarafın bu konudaki alışkanlığı ve kültürü önemli.
0
physcos physcos
(31.10.25)
Sorunuz bu değil ama fikir vermesi açısından söylüyorum.
Eşimi haftanın 8 günü görsem sıkılmam.
Demem o ki; kişiden kişiye değişir.
İletişim kurmakta fayda var.
0
kumandanim
(31.10.25)
(7)

Duş Başlıkları Arasında Çok Fark olabilir mi?

eisberg
İşin tasarım/renk tarafını bir tarafa koyarsak mekanizma/sağlamlık/verim açısından markalar arasında aşırı fark olabilir mi? Sabit/Tepe duş başlığı alacağım evdeki baya kötü oldu. Artema buldum bir tane 1300 tl ama mesela 8k'ya da artema var. 3500e Grohe var ama 10k'ya da grohe var. Vitra da aşağı y
İşin tasarım/renk tarafını bir tarafa koyarsak mekanizma/sağlamlık/verim açısından markalar arasında aşırı fark olabilir mi? Sabit/Tepe duş başlığı alacağım evdeki baya kötü oldu. Artema buldum bir tane 1300 tl ama mesela 8k'ya da artema var. 3500e Grohe var ama 10k'ya da grohe var. Vitra da aşağı yukarı bu şekilde. Tabii 400-500 TL'ye de bir sürü marka var ve Amazon yorumları iyi gibi.

Artema benin bildiğim iyi marka, 1300e onu mu almak lazım yoksa? siz nasıl seçiyorsunuz bu tip ürünleri?
0
eisberg
(30.10.25)
bu ürünleri koçtaşa gidip ortalama fiyat bir şey alıyoruz. ya da ordaki görevliler söylüyor mesela bunu alırsan en az 5 yıl kullanırsın vs diye. bazı ürünlerde zaten belli bi garanti süresi oluyor. ucuzunu alınca birkaç ay içinde ya bir yere değip kırılıyor da bir yerinden su fışkırtmaya başlıyor.
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
ortalama insanlarız. ortalama grohe işimizi çözer.
0
mikahakkinen
(30.10.25)
sadece "ahize" kısmından ya da tepeye asılan şeyden mi bahsediyoruz? musluk tarafı değil.

eğer aynı şeyden bahsediyorsak, dış başlığı dediğimiz şeyde bir mekanizma yok. dümdüz boru. hele hele elde tutulan değil de, tepede sabit duran şeyse hiç bir özelliği olmayan düz boru. yıllar içinde içindeki contayı değiştirmek kaydıyla hepsi bozulmadan çalışır. çünkü hareketli bir şey yok. ben Amazon'dan ucuz bir ürün aldım arkadaşımın önerisiyle, kaç yıldır mis gibi çalışıyor.
0
co2s2
(30.10.25)
soruna cevap değil ama kısa sürede kireçlenmeye başlıyorlar, yani çok kaliteli çok süper olması kireçlenmeyeceği manasına gelmiyor.
0
Fodera
(30.10.25)
el tipi olanlardan kullanıyorum ben yukarı da askısına asıp kullanılan tip, sabit yukarıda bi başlık yok. ama bunlarda bence bayağı farkediyor... öyle pahalı üst model bişey de değil sevdiğim. öyle 3 fonksiyonlu 5 fonksiyonlu türlerden bile değil sabit, ayarsız.

artema'nın alt markası punto. ilk kez üniversitede kaldığım otelde bundan vardı kullanınca lan bu çok iyiymiş dedim daha önce evdeki duş başlıklarla asla bu kadar rahat etmiyordum. su çıkışı bence idealdi ve hiç mod aratmadı aa şimdi şu moda alayım dediğim olmadı. tatillerde arada eve gidince duş alırken rahat edemedim diye eve de aynısından aldım, sonra anneme de aynısından aldım...

4 yıl otelde hiç sıkıntı çıkarmadı, 10 yıllık filan evde kullandığım geçenlerde düşürdüm ufak bi çatlak oldu kullanılmaz durumda değil ama rahatsız etti oradan su sızdırması annemdekini aldım artık bundan bulunmuyor diye, annem eski çıkma duş başlığını takınca bana bu çok kötü dedi :D su basıncı bile sabit gelmiyor sıcaklığı değişiyor vs. dedi. nasıl böyle bi etkisi oluyor bilemiyorum sonuçta tamamen pasif bişey, değişken şekilde anlık basınca müdahale eden bişeyi yok ama yıllarca puntoyla sıkıntı yaşamayıp tam da bu değiştiği anda sorun yaşaması sadece tesadüf mü bilemiyorum...

babama gittiğimde ondaki duş başlığı da kötü geliyor. o da fonksiyonsuz tip ama bunun gibi değil sapında o saçma sapan taş maş dolu olan "filtreli" diye geçenlerden. çok daha az su veriyor. daha ince şekilde az az su çıkıyor deliklerinden. durulanmak vs. eziyet bence.

ayrıca hortumu da sağlam, otelde de evde de annemde de hortum patlamadı bunca yıldır. daha önce marka ürün kullanmıyorduk ok ama bi seneyi çıkaran pek olmuyordu bozuldukça marketten esnaftan ne denk gelirse hortum alıyorduk. babamdaki de dipten su kaçırıyordu ben bi tamir ettim ama yine kaçırır mı ileride bilmiyorum. özetle uzun kullanımda hortumu patlamayan kullandığım tek duş seti de punto oldu :D

10 yıldır özellikle kireç temizliği de yapmadım bi kireçlenme tıkanma vs. olmadı. içinde kireçlenme var mıdır bilmiyorum ama delikleri silikonumsu şeyli olduğundan orada kireç tutunup tıkatamıyor. suyun akışında vs. sıkıntı çıkaran bi kireçlenme durumu yok...
0
konetsu
(30.10.25)
bahsettiğim linkteki gibi bir şey arkadaşlar;

ibb.co
0
🌸eisberg
(30.10.25)
Fiyat uçurumu kullanılan malzemeyle doğru orantılı. metal görünümlü plastik mi yoksa gerçek paslanmazdan mı üretilmiş fiyatı belirliyor. 1000-1500TL altı olanlar komple metal görünümlü plastik. Silince bir süre sonra kaplaması atıyor, çöp oluyor.

Ben gidip yerinde inceledim, metal olandan aldım, esas fark yaratan ise "termostatik batarya" oldu. Komple metal olanları uçuk fiyata sahip ben ikea'dan aldım "VALLAMOSSE", tavsiye ederim.
0
kimlanbu
(30.10.25)
(7)

telgraf gonderen var mi burada

antikadimag
telekom 2008'de telgraf servisini sonlandirmis. ben 90'larda kullanildigini hic gormedim. telgraf gonderen veya alan var mi? kac yillarina kadar hayatin icindeymis acaba.
telekom 2008'de telgraf servisini sonlandirmis. ben 90'larda kullanildigini hic gormedim.

telgraf gonderen veya alan var mi? kac yillarina kadar hayatin icindeymis acaba.
0
antikadimag
(30.10.25)
Çok gönderdim. Özellikle düğün dernek gibi yerlere tam zamanında kutlama göndermek için epey faydalı idi.

141'i arıyordunuz, telgrafı yazdırıp gideceği yeri zamanı söylüyordunuz. Tam zamanında yerine gidiyordu. Ücreti de kelime sayısına göre telefon faturanıza ekleniyordu.

En son 2006'da kendi düğünümde telgraf aldım. Herhalde yine o sıralar birinin düğününe gönderdim.
+2
kibritsuyu
(30.10.25)
Yaşadığım ilçede her yıl şenlik düzenleniyor, siyasi liderler mesajlarını telgrafla iletiyor diye biliyorum. PTT gelen telgrafları Kayamkamlık makamına veriyor, onlar da tören esnasında bu mesajları kürsüden okuyorlar.
0
arpaci kumrusu
(30.10.25)
benim düğünümde de bir milletvekili telgraf yollamıştı, gçen hafta sonu da bir düğüne gittim orda da bi milletvekilinin telgrafını okudular. ama nasıl gönderiliyor hiç bilmiyorum.
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
e-telgraf var. örneğin aile hekimleri ulaşamadıkları hastalarının adreste olmadığını kanıtlamak için gönderiyor.
0
unalub
(30.10.25)
@kibritsuyu telgraf nasıl ulaşıyor. Biri mi getiriyordu, sms gibi mi oluyordu
0
biseysorcaktim
(30.10.25)
Düğünümüzde eşime gelmişti. Yıl 2019
0
mirty
(30.10.25)
birisi (muhtemelen ptt, memuru, postacı) getiriyor, elden teslim ediyor.
0
kibritsuyu
(30.10.25)
(9)

Geçmiş hatalar

camlicagazoz
Merhabalar,Şimdi ben 2 sene önce işyerimden ayrılıp başka bir isyerine geçtim. 1 hafta çalıştım , hoşuma gitmedi ve tekrar ilk işyerime döndüm. Evet mallık yaptım ama oldu bitti sonuçta. Ben bunu unutamadım ama. Sürekli aklima geliyor. Pişmanligim şu ki hiç ayrılmamam gerekiyordu. Asıl sorun şu. Bu
Merhabalar,

Şimdi ben 2 sene önce işyerimden ayrılıp başka bir isyerine geçtim. 1 hafta çalıştım , hoşuma gitmedi ve tekrar ilk işyerime döndüm. Evet mallık yaptım ama oldu bitti sonuçta.

Ben bunu unutamadım ama. Sürekli aklima geliyor. Pişmanligim şu ki hiç ayrılmamam gerekiyordu.

Asıl sorun şu. Bunu paranoya yaptım. Girdiğim kalabalık ortamlarda bu konu açılacak diye aklım çıkıyor. İnanılmaz geriliyorum. Yok mudur bunu unutmanın ya da gerilmemenin çaresi?
0
camlicagazoz
(29.10.25)
hocam insanız, kararlar alırız, veririz değiştiririz. konuyu açan olursa da bir kitap kadar sessiz kalın ve mottonuz da bu olsun: insanların derdi ben olmuşum demek ki zamanında iyi koymuşum.
+2
i'm gonna start a revolution from my bed
(29.10.25)
ben de 4 ay sonra dönmüştüm. iş görüşmelerinde soruyorlar ben de bensiz yapamadılar geri çağırdılar duygusal davrandım dönmek zorunda kaldım diyorum her seferinde konu kapanıyor.
0
administ
(29.10.25)
açılsın, ne olacak.

birincisi hata falan değil, tecrübe.

şu an çalıştığın yerin değerini bu sayede öğreniyorsun.

ikincisi iş vs. çok da umursanacak şeyler değil. etrafındakiler de sallamıyor emin ol. biri konusunu açarsa espri yap geç veya duymazdan gel..

para karşılığı işçiyiz hepimiz. abartmaya gerek yok.
0
gurur
(30.10.25)
Bu mallık değil tecrübedir. konusu açılırsa gururla anlatabilirsin.
0
duyuruuser
(30.10.25)
millet evleniyor 2 çocuk yapıyor ve ayrılıyor. sonra hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. bu kadar kafaya takarsanız genç yaşta derdinizle ölürsünüz.
0
limonlu eksi
(30.10.25)
Bu neden utanılacak bir şey anlamadım ki. Ben olsam istifa ettiğim yere geri dönebiliyorum demek ki bensiz yapamıyorlar diye kendimle gurur duyardım
0
yenibirgüzelnick
(30.10.25)
ben de yıllar önce bi yerde çalışırken bir olaya kafam takıldı, çıkıcam işten dedim hatta ben iş görüşmesine gidiyorum ddiye açıkça söyleyip görüşmelere gittiğim oldu, sonra baktım diğer yerler daha kötü, sessizce çalışmaya devam ettim.

sonra ordan çıktım daha yüksek maaşlı bi işe girdim hatta şehir değiştirdim çok pişman olduğum olaylar yaşandı vs ama günün sonunda bunlar hep tecrübedir yapıcak bi şeyok yok. insn bazen yaşamadıklarına değil yaşadıklarına pişman olmalı.

ben hatırlıyorum eski iş yerimde hep önceden çalışıp ayrılmış olan kişiler gelip tekrar çalışıyodu, gayet de normal bi durumdu. şimdi de yine işsiz kalsam iş arasam vs tekrar gidip orda çalışırım yani oluyor böyle şeyler, siz sadece sizin başınıza geldiği için kendinizi apayrı bi yere koymuşsunuz. bunun birçok iş yerinde olan bişey olduğunu düşünürseniz normalleştirirsiniz bence.

konusu açılırsa da burdan daha kötü yerler de varmış diye goygoy yapabilirsiniz bence.
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
bunda kafaya takılacak ne var? insanlar kız arkadaşlarıyla defalarca kez ayrılıp barışıyor. mesela ben 6 ay önce ayrıldığım kıza yeniden yazmamak için zor tutuyorum kendimi. olur öyle şeyler
0
messina123
(30.10.25)
Bunda bir şey yok ki. Çok normal. Daha iyi bir işe gittiniz, anlatıldığı gibi olmadığını farkedip tekrar buraya döndünüz. Ne var bunda. Şey mi düşünüyorlar diye düşünüyorsun: “bu adam gitmeye meyyal, daha iyi iş bulursa gidecek” evet öyle zaten. İş dünyası böyle bir şey, profesyonel olmak da böyle bir şey. Yasal ve ahlaki sınırlar çerçevesinde başka şirketlerle görüşebilir ve daha iyi imkan sağlarlarsa giderim.

Yok öyle düşünmüyor da başarısızlık gibi düşünüyorsan yine sorun yok. İş yapıp para alıyoruz. İş bizim için hayatın anlamı değil, olmamalı. Kira fatura kredi vs ödemek için bir araç sadece.
0
biseysorcaktim
(30.10.25)
(7)

toynak ayakkabi?

cooperr
mekan yurtdisi. gecen sokakta geziniyorum, karsidan gelen bir hatunun ayaginda bunlardan vardi:https://www.maisonmargiela.com/en-ca/maison-margiela/women/shoes/tabi/arastirdim, bu baya pahali bir ayakkabiymis, italyan falan. sorum hanimlara, bunu "ustune para versek" giyer misiniz? bu nedir abi alla
mekan yurtdisi. gecen sokakta geziniyorum, karsidan gelen bir hatunun ayaginda bunlardan vardi:
www.maisonmargiela.com

arastirdim, bu baya pahali bir ayakkabiymis, italyan falan.

sorum hanimlara, bunu "ustune para versek" giyer misiniz?
bu nedir abi allahasen..
-2
cooperr
(29.10.25)
er kişisiyim. bazı şeylerin güzel olmaktan öte sadece pahalı ve elit gibi gösterdiği için tüketildiğini düşünüyorum.

mesela bu
cdn.akakce.com
ya da bu
images.cdn.autocar.co.uk
hadi bilemedin bu
videocdn.alem.com.tr

hani sistem sanırım şöyle işliyor. benim o kadar param var ki çirkin olanını bile alıyorum o kaddar zenginim vb...
+3
Fodera
(29.10.25)
firsattan istifade zamanin otesinde tasarimi olan g wagon ve submariner gommen hos olmadi, seni kiniyorum ve eksiliyorum :D
+2
🌸cooperr
(29.10.25)
Bir ayakkabı tasarımcısı olarak diyorum ki sadece margiela olduğu için giyerim ama ben adidastan başka ayakkabı giymiyorum o yüzden giymem. Bunu giyenler de margielanın imzası olduğu için giyiyor hatta başka markalarla da collab yaptılar. Çirkin mi evet ama bir ugg bot kadar çirkin değil.. hem güzellik arayan kim ki..
0
suicides underground
(29.10.25)
Ugg kotu eyw, ama bu ondan da kotu.
bu bambaska bisey
oldu olacak nal caktiralim bitsin, bir de semer atalim sirtimiza.
zaten binen cok, adini koyalim..
0
🌸cooperr
(30.10.25)
O kadar haklısın ki:))
0
suicides underground
(30.10.25)
çirkin ama belki aşırı rahattır.
+1
duyuruuser
(30.10.25)
iğrenç bi ayakkabı ama üstüne iyi bi para verirlerse giyerim
+1
Sadece soruyorum
(30.10.25)
(5)

Hayatınızda kendinize göre büyük bir borcunuz oldu mu?

egerbiryolcu
1. Psikolojiniz ne durumdaydı2. Dertleseceginiz birileri oldu mu3. Nasıl ödediniz/toparladiniz veya hâlâ çabalıyor musunuz4. Bunu düşünmekten hayatınızı ertelediniz mi
1. Psikolojiniz ne durumdaydı
2. Dertleseceginiz birileri oldu mu
3. Nasıl ödediniz/toparladiniz veya hâlâ çabalıyor musunuz
4. Bunu düşünmekten hayatınızı ertelediniz mi
0
egerbiryolcu
(28.10.25)
evet eşimle ikimiz ev borcuna girmiştik, evi akrabamızdan aldığımız için bize indirim yapmıştı, borç öyle büyük bir borç değildi ama bize göre fazlaydı.

1. psikolojim normaldi
2. eşimle ortak derdim olduğu için onunla konuşuyorduk
3. bir miktar kredi çektik, kalanı çalıştığımız paradan biriktirdik ödedik
4. bu yüzden hayatımızı erteledik evet. neredeyse hiç dışarı çıkmadık, hep evde yemek yedik, tatile vs gitmedik, para harcanacak ortamlardan genelde uzak durduk. evet gençliğimizden gidiyordu ama yapabileceğimiz de bir şey yoktu ailemizden bize miras kalmadığı için bir şeyleri kendi kendimize halletmek zorundaydık ve hallettik, bitti borcumuz.
+1
Sadece soruyorum
(28.10.25)
evet oldu. eşim kartlarını yapılandırma yapmak zorunda kalmış üstelik söylemeden. cidden çok tartışmıştık ve kızmıştım nasıl bu hale geldi diye. çünkü çok masraf yapmıyorduk gerçekten. normal hayatımız vardı. en son artık kredi kartının asgarisini dahi ödeyemiycek konuma gelmiştik. atıyorum 15.000 asgari ama bizim elimizde suyunu da çıkartsan 13.000 var o 2000'i bulma şansımız yok.
çok bunaldığım bi gün anneme söyledim artık dayanamıyorum ben böyle hayat yaşamadım hiç diye. annem tabii benim ağladığımı duyunca tansiyonu fırladı, sinir krizleri geçirildi. babamla koalisyon kurup ondan biraz dolar borcu alıp birazını benim köşedeki az miktarda altınımla kapatıp kalanını da kredi çektik 2 senemiz gitti ama.
şimdi yine ev taşıdık babamdan euro aldık borç, geçen seferki gibi olmasa da sıkışık durumdayız ama ocak zamlarına güveniyoruz, bakalım. bu borç da tahmini 1-1.5 yılda bitecek gibi.
0
matilda
(28.10.25)
Bu yaşıma kadar her zaman kenardaki param borçlarımdan fazlaydı ve güven veriyordu.
Fakat geçen hafta araba aldım,
Teorikte ödeme planına göre ödenebilir borç ama harici masrafları kısmam gerekiyor yemek, gıda takviyeleri, kahve, ıvır zıvır filan bakalım ilerleyen günlerde göreceğiz.

Borcu yaparken psikoloji biraz bitik seviyedeydim,
Annem destek olacağını söyledi,
Henüz ödemeler tam anlamıyla başlamadı güzel taksitlere böldüm,
Hayatı hep erteledim zaten bu da çok fazla etkilemeyecek,
Yurtdışı hayalleri filan biraz ötelenir,

Umarım mutluluğum uzun sürer çok konforlu meret.
0
kararsızataletfilozofu
(28.10.25)
leasing ile araba aldık yanlış hesap yapmışız ve baya zorluyor:/ satılmıyor da gerçekten bütün hayatımızı etkiledi baya zorlanıyoruz. Dertleşiyoruz evet ama kimse anlamıyor satın gitsin diyorlar ama bir yıldır ilanda araba arayan bile olmadı. Buralarda bu işler kolay değil. Hayatı baya erteliyoruz bitse de kurtulsak.
0
suicides underground
(28.10.25)
birinin iftiraları sonrasında işimden çıkartıldım. para kazanmadığım bir dönemde çok saçma sapan para harcadım, ve sonra fark ettim ki kendime bir borç yaratmışım. tekrar benzer bir iş bulabileceğimi sanıyordum, o arada bizim sektörde piyasa çöktü.

1- psikolojim hala berbat durumda. önümüzdeki bir kaç sene harcadıklarıma çok dikkat etmem gerekiyor.
2- kimsenin beni anlamasını bekleyemiyorum. hem de oluşan borç tamamen benim ihmalim yüzünden olduğu için, kimseye dert anlatabileceğimi zannetmiyorum. kimseyle dertleşmiyorum.
3- kimseden borç almadım. ailemin durumu iyi olmasına rağmen çok zaruri bir durum haricinde kuruş para almadım. kendim çabalıyorum.
4- eskiden olduğu gibi para harcayamadığım için, eski hayatımı yaşayamadığım için otomatik olarak ertelenmiş oluyor. örnek veriyorum, eskiden en pahalı restoranlara mekanlara çok rahat giderken, şimdi mekan seçerken 2 kere düşünüyorum.
0
co2s2
(28.10.25)
(8)

Pantalon paçalarının yere değmesi

Kahvedesu
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
0
Kahvedesu
(28.10.25)
Nefret ederim. Yere değen paça çok sinirimi bozar her seferinde yıkamak bile kesmiyor beni çareyi kısaltmakta buluyorum.
Tuvaleti ayrı olay yolda yürürken toz toprak gelmesi ayrı olay çok zor çok.
0
mutekebbir
(28.10.25)
ben terziye kısalttırıyorum yere değen hali daha estetik dursa da evet pis oluyor ve tek sefer giyebiliyorsun, o pis hali ile dolaba geri koyamıyorsun
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
terzi var, gidiyorsunuz, yere değmeyecek şekilde kısaltıyor. inanılmaz.
+3
elorelia
(28.10.25)
@elorelia, ciddi misin? Senden duyuyorum. Tuvalete girecek şekilde kısaltınca bermuda olur.
-7
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
youtube.com
youtube.com
youtube.com

Long jeans hack yazınca çeşitli çözümler var
+1
grimavi
(28.10.25)
Okb'li değilsin, gerçekten iğrenç. Ama bu paçaları uzun tutma merakı nedir anlamadım. İnsan evde kendi bile kısaltabilir paçalarını, biraz öğrenmek lazım sadece. Çünkü o pantolonla arkadaş evine de girilir anne evine de girilir, mikrop taşımak neden sayın bacım.
0
muhayyer divan
(28.10.25)
Hicbir pantolonum bermuda degil ve tuvalete girince hicbiri yere degmiyor. Tam olarak su boyda paca kullaniyorum: share.google
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
Bunlar mom jeans galiba, bahsettiklerimiz geniş paça. En mantıklı çözüm grimavinin önerdiği çengelli iğne bir yerimize batmazsa.
-2
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
(17)

İçkisi sigarası olmayan insanlar nasıl vakit geçiriyor?

sekizdokuzon
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar ha
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar hayatımdan çıkıyorlar. Benim tanıdığım insanlar, sosyalleşme tarzım, gün içinde yapıp ettiklerim hep bu ikili etrafında şekillenirdi. Sigarası alkolü olmayan insanlar nasıl vakit geçirirler? Boş vakitlerinde ne yapar, nasıl sosyallesirler?

Teşekkürler.
-2
sekizdokuzon
(27.10.25)
Ig Tiktokta tatlı tarifi paylaşıyorlar hepsi şeker hastası.
-9
Bruce
(27.10.25)
içki ve sigara olmadan da sohbet edebiliyoruz ?
+7
grimavi
(27.10.25)
Kahve içerek :)
+1
mutekebbir
(27.10.25)
Bu ikisi insanın hayatından çıkınca çok fazla boş zaman kalmıyor mu? Nasıl dolduruyorsunuz bu boş zamanı? Her gün duş falan alıyorum zaman bolluğundan, neredeyse kitap okumaya basliycam.
0
🌸sekizdokuzon
(27.10.25)
Hiç elma yemeyenin canı elma istemez diye bir geyik var. Biz o elmayı yediğimiz için anlamı yok. Beyin bu ikisi olmadan da dopamin salgılamayı öğreniyor bir süre sonra. Sigaranın ve alkolün eşlikçileri ile arasındaki bağ zayıflıyor, ama kopmuyor maalesef.
0
auroraaurora
(27.10.25)
Twitter çitliyorum, sanırım benim bağımlılığım da bu
0
grimavi
(27.10.25)
İçkisiz sigarasız eğlenebiliyoruz. Yani benim gibi utangaç değilseniz gayet güzel oyunlu danslı etkinliklere gidilebilir. Sırf bunun için bir eğlence düzenlenebilir bir lokalde bi yerde. Yani neden olmasın ayrıca. Eğlenme anlayışını değiştirmek gerekiyor sanırım. Benim gibiler daha çok insanların eğlenmesini seyrederken mutlu olabiliyorlar. Ya da ne bileyim, doğa ile müziği/kitabı/vs bir araya getirmek de bir eğlenme şekli gibi. Belki de ben gülmekten çatlamalı eğlence nasıl oluyor bilmiyorumdur.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
bi şey içmek şart mı? illa şartsa çay kahve içerim. bi şey içmeden de oturabiliyoruz.
hiç içmedim hiç de eksikliğini hissetmedim.
0
jelly bear
(27.10.25)
İçki içmeden de bir şeyler içilebiliyor mesela soda gibi:) sigaradan ölesiye tiksindiğim için etrafımda da sigara içen yok gayet de güzel vakit geçiriyoruz. Sohbet ediyoruz falan. Onlarsız da sosyalleşiliyor.
0
suicides underground
(27.10.25)
Sigara hic kullanmadim fakat ickiyiyi cok severek iciyordum. Alkolik degildim ama her gun iciyordum. Ogle arasinda falan iki bira yuvarlayip ise giderdim. Hatta sevdigim bir icki icin taa iskocya'daki bir adaya dahi gittim. Jay Z'nin sisesi $500'lik konyagini 2-3 aksamda bitiriyordum. O derece seviyordum. 20 sene boyunca icmedigim gun nadirdir.

Yas 40+ olunca azalttim. Simdi cok az ve nadiren iciyorum. 20lerde 30lardaki aksamdan kalmalik ile 40+ lardaki aksamdan kalmalik cok farkli. Eskiden hemen toparlanirdim. 40'dan sonra hangover olup gunu kacirmak istemiyorum. Hem fiziksel olarak da toparlanmak daha uzun zaman aliyor.

ilginc bir sekilde ayni yas grubumdaki arkadaslarim da yavas yavas alkolden uzaklasmaya basladilar. Bazilari bir kac ay boyunca icmiyor, bazilari benim gibi nerdeyse tamamen birakti.

Su an cok daha iyi ve derin uyuyorum. Kilo verdim. Daha saglikli hissediyorum. Bu kararimdan cok memnunum.

Ben ball hockey oynayarak sosyallesiyorum. Iyi bir grubum var. Gonullu itfaiyeciyim orda dunya kadar arkadas edindim. Is yerinde birkac tane saglam arkadas var. Komsular falan var...
0
thetruenorthstrongandfree1
(27.10.25)
Yapılacak o kadar çok şey var ki... Kitap okumak ya da dinlemek, ev temizlemek, yemek yapmak, film, belgesel izlemek, yürüyüş, koşu, enstrüman çalmak, gezi planı... Zamanımı ayarlayabilirsem barınak gönüllüsü olmak ve huzurevi ziyareti.
0
pembediken
(27.10.25)
Ickim sadece disarida yemeklerde. Sigaram hic olmadi. Sekeri biraktim. Ambalajli ürün tüketmiyorum. Gazli icecek olarak sadece maden suyu. Kahve sevmiyorum. Cayi günde iki bardaga düsürdüm.

Ne yapiyorum?
Ihlamur ve baska bitki caylari iciyorum günde 2-3 bardak.
Tatli krizim gelince dusa giriyorum. Inanilmaz bir sey ama sicak dus o krizi yatistiriyor. Evde bal var, cok istersem bir kasik bal koyuyorum cayima. Daha önce "cok cay iciyorum, bunu birakinca zaman nasil gececek?" diye düsünmek aklima hic gelmemisti. Neden zamani gecirmekte zorlanayim ki?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
içki ve sigara içmeyerek :)
0
bay b
(28.10.25)
yerine başka şeyler koyarak ilk aşamada. dikkat dağıtıcı. ilk aklıma gelen puzzle yapmak (alakasız olabilir) ya da belki soda/yumuşak kahve içerek dengelemek olabilir. abur cubura yönelmeyin, kilo olarak geri döner. başarılar sevgili 8910, destekliyorum bu kararını.
0
deartheodosia
(28.10.25)
hayatımda ikisi de hiçbir zaman alışkanlık oluşturmadığı için var oldukları halinin ne kadar yer kapladığını çok tahayyül edemiyorum. sigara hiç bağımlısı olmadım kokusunu falan pek sevmiyorum sadece üniversitede arkadaşlarla içerdim arada. alkol de bünyeme ağır geliyor. hemen midemi bulandırıp uyku yapıyor içemiyorum.

günlerim genelde işte geçiyor, iş ortamında sosyalleşmek için sigara içmeme gerek yok dedikodu yapacaksam arkadaşların yanına gidip fısır fısır yaparım. akşam da evdeyim zaten yine alkole sigaraya ihtiyacım yok ev işleri, yemek bulaşık çamaşır ve vakit kalırsa sosyal medya + kitap okuma ile geçiyor. benim de aksine sigaraya ve içkiye ayıracak vaktim yok aslında :)
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
İşte çıkıyorum ellerimi ceplerime sokup sallayarak milletle muhabbet ediyorum asdasd
sigara içmedende hava almaya çıkıyor işte.
0
eja
(28.10.25)
osbir
0
izmitcan
(28.10.25)
(19)

Kitapların Önsöz Bölümü

rock n roll
Selam herkese,Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
Selam herkese,
Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
+1
rock n roll
(27.10.25)
Doğrudan başlıyorum, önsözler heyecanımı söndürüyor
+1
grimavi
(27.10.25)
share.google

Okurum; OKB’nin gözü kör olsun.
Yazarın kendisi tarafından yazılmışsa atlanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan, kitabı bir perspektife oturtur genelde özsözler. Sizin birçok kaynaktan tarayıp süzebileceğiniz bilgiyi ve çerçeveyi sağlar. İlyada’yı Azra Erhat’ın önsözü olmadan bütün kabul etmem zor kendi adıma.
+1
auroraaurora
(27.10.25)
Atlarım. Ama Hasan Ali Yücel klasiklerinden bir tanesinde önsöz şöyle başlıyordu: okuyucu, biliyorum sen önsöz okumazsın…

Bi bunu okumuştum :)
0
substituent
(27.10.25)
Kitap bittikten sonra okuyorum önsözleri ama kitabı çok beğendiysem hemen kopmamak için yoksa okumam.
0
mutekebbir
(27.10.25)
önsözünü, kime ithaf edildiğini vs. hepsini okurum.
0
yurtsuz john
(27.10.25)
Okuyorum... Lanet olsun görev bilinci. Eksik bırakamam
0
kullanicadi
(27.10.25)
Önsözler genelde spoiler içerdiği için bundan kaçınmak adına direkt başlıyorum. Önemli bir kitapsa bittikten sonra önsöze bakıyorum.
-1
Amaranta ursula
(27.10.25)
Okuyorum. Bazen kitaba dair can alıcı şeyler sunabiliyor. Kitabın içinde fark edemediğini önsözde bulabiliyorsun.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
Ben de okurum mutlaka. Şu an okuduğum kitaba daha baslayamadım çünkü 20 sayfa önsöz var. Daha o bitecek bir de yazarın hayatı ve yapıtları var yaklaşık bir o kadar sayfa da o.

Bu bölümlerin önemli olduğunu düşünüyorum ama bazen çok uzun olduğunda sıkılıyorum. O yüzden merak ettim, benim durumumda olan var mı diye .
0
🌸rock n roll
(27.10.25)
Satırını atlamadan okurum. İyi ki okudum dediklerim, boş boş konuşmuş olanlar, uzattıkça uzatanlar, önsöz yazıyorum diye kitabı özetleyenler, her çeşidini okuyorum.

@ auroraaurora'nın da dediği gibi OKB’nin gözü kör olsun.
0
Mirket
(27.10.25)
önsözü yazar yazdıysa okurum. başkası yazdıysa pek okumak taraftarı değilim. kısaysa çevirmenin notlarını okurum. bazen uzun uzun yazıyorlar, o zaman şöyle hızlıca bir göz gezdiririm.

bazen farkına bile varmadan önsöze başlamış olurum.
eskiden "boşuna yazmamışlardır, adı üstünde önsöz işte" diyordum ve okuyordum. talihsiz bir kaç önsözden sonra boşuna da yazılabildiğini ve durduk yere tüm kitabı özetleyenler olduğunu görünce önsözleri pek sevmez oldum.
0
biseysorcaktim
(27.10.25)
Okurum. Bazen kitaba başlayıp başlamayacagima dair fikir edinirim
0
pembediken
(28.10.25)
Okumam. Kitabı birkaç sayfa okuduktan sonra da bir bakarım atıyorum 10-15 sayfa olmuş önsözü atladığım için.
Kısa günün kârı. Bravo bana.
+1
michael_knight
(28.10.25)
Modern serilerde okumuyorum ama klasiklerde yazarın hakkında yeterli bilgim yoksa mutlaka okurum çünkü biyografisini özet geçiyorlar ve okurken nasıl şartlarda yazdığı , bakış açısı vs daha iyi şekillenebiliyor. Örneğin en beğendiğim Stendhal’in Kızıl ve Kara’sını okumadan önceki önsözdü, romandaki karakterin tam zıttı yönde bir kaderi olması enteresan gelmişti; kendisi zorunlu Napolyon askerliğine alınmış romandaki karakterin en büyük hayallerinden birisi de Napolyon askeri olmak. Bunu önsöz okumadan yakalayamazdım :)
0
titanic kemancısı
(28.10.25)
okuyorum ben önsözü.

okumadığım tek ihtimal önsözün aşırı uzun ve sıkıcı olduğu halidir ki o durumda da zaten muhtemelen kitap da sıkıcıdır yarım bırakırım.
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
bu konudan defalarca kez ağzı yanan biri olarak artık okumamaya başladım.

dünyada nasıl bilmiyorum ama bizim ülkemizde bu bölüm kitabın tüm heyecanını alıp götüren, karakterleri ve olayları ön sözün sahibinin çıkarımlarına göre şartlanıp okumana neden olan bir yapıda oluyor. ön veya son sözü hep kitap bittikten sonra okurum.

hatta arka kapak yazısını bile spoiler ile dolduran yayınevleri olduğu için o kısmı bile okumam.
0
m e b
(28.10.25)
Kesinlikle okurum. Hem bir fikir oluşturur hem de benim takıntım. Önsözü okumadan başlarsam kitaba ortasından başlamış gibi huzursuz olurum. Kitabı rahat rahat okuyamam. Obsesyon gibi bir şey.
0
wilhelmwasmuss
(28.10.25)
okurum. yazarın biyografisini de okurum. kitap basım yılı editör telefon numarası kaçıncı baskı vs her yerini okurum.
0
koela
(28.10.25)
Felsef kitabı değilse veya önemli bi çeviri değilse direkt geçiyorum.
0
truf
(28.10.25)
(10)

Evinizi seviyor musunuz?

sekizdokuzon
Ben yaklaşık iki aydır aynı evdeyim. Kiralarken gözüme nostaljik gelen detaylar (merkezi ısıtma, eski muhit, eski bina) şimdi batmaya başladı. Bir kere İstanbul'da eski muhit diye bir yer kalmamış, her yer getto. İkincisi ufak bir rüzgarla açılan, hiçbir zaman doğru düzgün kapanmayan 40 yıllık kapıl
Ben yaklaşık iki aydır aynı evdeyim. Kiralarken gözüme nostaljik gelen detaylar (merkezi ısıtma, eski muhit, eski bina) şimdi batmaya başladı. Bir kere İstanbul'da eski muhit diye bir yer kalmamış, her yer getto. İkincisi ufak bir rüzgarla açılan, hiçbir zaman doğru düzgün kapanmayan 40 yıllık kapılar, yerinden çıkmış perdelikler, girc girc öten yer kaplaması, abuk sabuk elden düşme eşyalar sinirimi bozmaya başladı. Elbette anamın evinde kanepede uyumaktan iyi ve kısa zamanda başka yere taşınamam ama bu evi çok da sevmedigime karar verdim. Bu evde misafir ağırlanmaz mesela, ancak barınılır.

Siz evinizi seviyor musunuz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(27.10.25)
Evle çok derdim yok seviyorum diyebilirim evin içinde kendi yaşam alanımı daha çok seviyorum.
Evde her yerden bağımsız bir alanda kütüphanem var o alan evin sevdiğim köşesi, onun dışında odamı ve balkonumu çok seviyorum.

Sevdiğin objelerle dekorasyon ürünleriyle kendine daha rahat edebileceğin sevebileceğin sıcak bir ortam oluşturabilirsin, artık duvara bir şey asmak için çivi çakmana bile gerek yok yapışkanlı çiviler var onlarla duvarlarına bir şeyler asabilirsin.
Dekoratif mumlar alabilirsin, çiçek alabilirsin.
Ortamımızı değiştirmemiz zor olsa da bulunduğumuz ortamı kendimize göre uyarlayabiliriz bence.
+1
mutekebbir
(27.10.25)
Evin yerini değiştirmek yerine evi değiştirmeye odaklan.
Yerin gucirdamasi zor ama kapılar kornisler vs muhtemelen çabuk ve kolay halledilecek şeylerdir
0
kisa
(27.10.25)
Kira ne kadardı? Semt iyi mi? Bu sorunun nesini eksilediniz? Bu kadar şikayetçi olduğun bir evin kirasını merak ettim sadece. En son macar bir arkadaşım geldi. Ev fiyatlarını duyunca başka ülkeye yerleşti adam.
-2
Kahvedesu
(27.10.25)
Biri öğrencilikte biri ilk memuriyet yıllarında olmak üzere iki kez evim oldu, ikisinde de kendim döşeyemedim, ikisinde de içime sinen bir ev seçemedim, mecburiyetle acele bulduğum evlerdi. Biri yerden ısıtmalıydı hatta, tabanı fayans döşeliydi ve halı koyunca da koymayınca da olmuyordu.

Eşyalarımı kendi isteğimle göre alamadım hep kullanılmış eşyalar almak zorunda kaldım, renk uyumudur bişeydir hiç olmadı. Ona rağmen evimin ve kendime ait bir düzenimin olması fikri beni hep çok mutlu etmiştir. Zamanla değiştireceğimi düşünüyordum çünkü.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
Ev insanın ruh halini çok etkiliyor bence. Türkiye’deki evimiz çanakkale boğazına sıfır, iki katlı ve deniz manzaralıydı. Her sabah denize bakarak uyanmak ve her akşam gün batımını izlemek müthişti ancak şu an yaşadığımız yerdeki ilk evimiz sovyet binası, asla ışık almıyor, boktan bir banyo ve berbat duvar kağıtları vardı. O evde depresyona girdim bir gün çıldırıp evi yakacağım diye kendimden korkuyordum ki temiz sıfır bir binada yeni bir eve taşındık bütün ruh halim değişti. Velhasıl yaşadığın evi sevmek çok önemli. İnsanın sosyal hayatını ve ruh halini çok etkiliyor.
+1
suicides underground
(27.10.25)
Benim geçen fayanslar patladı bam diye parke gıcırdaması ile kalsa keşke. Anneme yürüme mesafesinde güvenlikli başka bir site olmadığı için mecburen yaşıyorum diyebilirim.
3 seneden fazla oğlumla aile yanında tek odada yaşadım oradan sonra 3+1 ev kocaman bir nimet benim için çok şükür.
0
cilekli pasta
(27.10.25)
ben istanbulun çok merkezi bir yerinde oturuyorum. ev çok eski, şu an 6. yılımın içindeyim. ilk taşındığımda psikolojim bozulmuştu. taşınırken boğaza yakın falan diyordum ancak lanet olsun dedim sonra. evi sevmediğim için evde vakit geçirmek de çile oluyor.

aralık sonu nasipse çıkacağım artık, umarım yeni evimi severim.
0
asap raki
(27.10.25)
yirmi senedir ikamet adresim aynı ev. bu aralar ya burası da eskimeye başladı yeni bir ev mi alsam diye araştırma yaptım. baktım ki fiyatından bağımsız şu evin bir emsalini bulamadım. yapı olarak daha kaliteli, çok daha konforlu, geniş, kapalı otoparklı evler var ama evin önü kapalı, arkası kapalı. fiyatlar çılgın. ben bunalırım orada. zamanında ışık almayan evlerde falan oturdum hiç hoş değildi. bir de ev bu yani. insan balkona çıkıp kahve de içmek istiyor, camdan dışarı bakıp sigara içmek de.


ee ön cephede yol kadar mesafe karşıda apartman, yan cephede iki metre ötede apartman. öte yandan fiyatına bak sanki saray satıyor adam.


özetle bu evin tadilatı ile uğraşıyorum bu aralar. hani boyasını falan bitirmiştim. dedim satarım başka yere geçerim. baktım ki yok arkadaş. bugün fayans taşıdım eve çok zorlandım. yarın da laminant alacağım. ondan sonra kısmetse oturulacak hale gelecek.
0
Fodera
(28.10.25)
Seviyoruz içi ile uğraşmayı tamir tadilatını yapmayı ayrıca seviyorum
0
basond
(28.10.25)
evimi seviyorum ama;
bekar olduğum dönemde baya kötü koşullarda bir evde yaşadım bu nedenle şu an oturduğum normal ev cennetten bir köşe gibi :D ama muhiti güzel değil, çok gürültü var. o nedenle muhiti sevmiyorum.
sizin anlattığınız ev kulağa o kadar kötü gelmedi, sadece eski bina olması deprem dayanıklılığı konusunda şüphe uyandırıyor onun dışında yaşanır bence. misafir de gelir, benim eski kötü evime bile geliyordu.
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
(9)

Keyif verici maddeler

muhayyer divan
SelamBugün kuaförüm (kız) bir maddeden bahsetti ama bağımlılık yapmıyor zararlı bir madde değil değil. İçince kafa uyuşuyormuş kişi gevşiyormuş vs. Yani bugün sigara ve alkol dahi zararlıyken insanı gevşetip kafa uyuştıran bir ot (ot dedi kız) nasıl zararsız olur onu anlayamadım. Kuaför olduğu için
Selam

Bugün kuaförüm (kız) bir maddeden bahsetti ama bağımlılık yapmıyor zararlı bir madde değil değil. İçince kafa uyuşuyormuş kişi gevşiyormuş vs.

Yani bugün sigara ve alkol dahi zararlıyken insanı gevşetip kafa uyuştıran bir ot (ot dedi kız) nasıl zararsız olur onu anlayamadım. Kuaför olduğu için de kıza soramadım haliyle. Size sorayım, böyle bir şey var mı, hem zararsız be bağımlılık yapmıyor hem de gayet kafa uyuşturup insanı rahatlatıyor falan. Bu bana çok mantıksız geliyor da.
0
muhayyer divan
(22.10.25)
Belki passiflora (çarkıfelek) otundan bahsediyordur. Eczanelerde şurup ya da hap halinde de satılıyor. Sinirleri gevşetiyor, kafada kurmaya vs iyi geliyor ama çoğu insana etki etmediğini okudum bende kullandım sinirlerim yatışsın diye bana da çok etkisi olmadı sadece rahat uyumamı sağladı. Onun haricinde bir şeyse imkansıza yakın yani bağımlılık yapmayan ve kafa uyuşturan bi otun varlığı
-1
mermaidd
(22.10.25)
O*ta da zararsız diyor o kitle. Gerçi şu an piyasada yok paraya satılan maddelerin yanında bu dediğim şey bayağı "zararsız" kalıyor.

Öyle bir madde hiç duymadım. Passiflora vs olabilir ama herkeste etki edecek, bağımlılık yapmayacak ve gevsetecek... Zor.
-1
sekizdokuzon
(22.10.25)
@im gonna mate çayı
0
messina123
(22.10.25)
Keyif verici her maddenin bağımlılık yapma potansiyeli var, eğer psikolojik bağımlılıktan bahsediyorsak.
Zararsızdan kasıt ne, o da önemli. Mesela kola bağımlısı bir insan, şeker tüketiyor; zararlı. Fizyolojik olarak bağımlılık yapmıyorsa da psikolojik bağımlılığı var.

Otun da çok çeşidi var, doğalı var kimyasalı var genetiğiyle oynanmışı var. Fizyolojik bağımlılık kısmı tartışılıyor türüne göre ama psikolojik olarak, eğer seni olduğun moddan bambaşka bir moda çok hızlı ve keskin geçiriyorsa, geçtiğin modu hep korumak için tüketmek istiyorsun. Al sana bağımlılık.

Ama "sosyal içici" olarak ot tüketip bağımlı olmayan çok insan da var.
Bunların bir alt basamağı olup, mod değişimini keskin yapmayıp keyif verdiği söylenen çeşitli otlar var. Snus var avrupada, özünde tütün kesesi. Onun tr muadilleri de var. Güney Amerika'daki örneğinden yukarıda bajsedilmiş.

Sözün özü, nereden baktığına göre değişiyor soruna cevap.
+1
Bruce
(22.10.25)
bahsettiği tür bir şeyin hukuken suç oluşturmaması mümkün değil bence Türkiye sınırları içerisinde.
0
Sadece soruyorum
(22.10.25)
Kuaför ek iş olarak torbacılık yapıyor olabilir mi?
+11
Mirket
(22.10.25)
Mirket +1

Kuafor seni yoklamis.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(22.10.25)
yaw ben de kuafor şarap ikram edince havaya giriyordum, neler varmis<33 "ic ya bi sey olmaz"
0
ala09
(22.10.25)
Vay vay vay vay neler dönmüş serhat. Vayargadaş. Herkese teşekkür 🌷🐞
0
🌸muhayyer divan
(22.10.25)
(12)

partnerinizle yeniden tanışmış olsanız ve o boşanmış ama çocuklu olsa

baldan kaymak
yine de onunla birlikte olmayı düşünür müydünüz?
yine de onunla birlikte olmayı düşünür müydünüz?
-4
baldan kaymak
(22.10.25)
İstemezdim. Ergenleşme sürecinde öz anne babasına bile tahammül ve tolerans konusunda sıkıntı yaşayan çocuk seni çok da mutlu etmeyecektir.

Ayrıca ayrılmış ebevenler çocuk için bir şekilde iletişimlerini sürdürmek zorundalar. Yaşamak zaten yeterince zorken niye böyle bir derde de katlanayım?
+2
Mirket
(22.10.25)
15+ yillik evliyim. ilk tanistigimizda esim cocuklu olsaydi, kesinlikle birlikte olmayi aklimin ucundan bile gecirmezdim.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(22.10.25)
asla.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(22.10.25)
çocuk ossuruk gibidir sadece kendininkine katlanırsın.
+2
mikahakkinen
(22.10.25)
çocuk olması benim için red flag. olmazdı.
0
elektr10
(22.10.25)
evli çocukluyum, bekarken çocuklu adama çok aşık bile olsam asssla olmazdı.

şimdi de boşanmış olsam çocuksuz biriyle asssla olmaz. öyle bir denklem yani :D
0
yenibirgüzelnick
(22.10.25)
çocuk çok büyük değilse olabilirdi diyorum.
0
Improbable
(22.10.25)
kabul ederdim. mirket'e katılmıyorum bu konuda. hayat biz tembelliğe alıştıkça zorlaşıyor. bir çocuğu dahi kazanamayacaksak, bundan bile korkuyorsak neye yararız? olmasa ne olcak sanki. yiyip içip gezip yatacak mısın? bu mu hayat. şu anlamsız dünyada anlamlı bir iş olurdu. hem sevdiceğimle konuşacağımız konularımız çoğalırdı. şimdi beni eksileyebilirsiniz şirret torbaları.
+3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(22.10.25)
Hayır tabii ki
0
arbre
(22.10.25)
ben çok yakın çevremde böyle bir kaç evli çift gördüm. kimisi çok mutlu mesut yaşayabiliyor ama kimisi hep çocuk yüzünden kavga ediyor. senin çocuğun şöyle senin çocuğun böyle vb. dönüp baktığında aslında çocuğun çocuk olmaktan başka hiç bişey yapmadığını ama erkek adamın bir sebebpten içten içe bu durumu sindiremediğini görüyorsun. kaldı ki çok sever o çocuğu mesela küçüklükten beri. yani biraz olay sende bitiyor.

bu yukarıda verdiğim örnek kadın ve erkek tarafının ikinci evliliği, zaten çocukluktan arkadaşlar, 2019dan beri evliler. bu zamandan beri kadın , erkek ve kadının çocuğu aynı evde yaşıyolar. çocuk ergenliğe girmeye başladığından beri erkek olan çeşitli triplere giriyor. kaldı ki çocuk çok uyumlu süper bişey.
0
Fodera
(22.10.25)
Pek mantikli bir hareket degil, yapmam demiyorum ama baskasinin cocugunu benimsemek cok zor diye dusunuyorum. Ozellikle erkek tarafiysan ve cocuk da erkekse, muhtemelen oncesinde simartilmis olacak bir miktar, bazi kararlari bile aliyor olacak vs. yeni iktidar ortagini cok iyi karsilamayabilir. Ergenlik konusu da belirtilmis, yetistirilme sekliyle de alakali ama kendi babasina soven sayan hakaret edenler bile var. Uvey evladin agresifligini kim ne kadar cekebilir?
0
mbond
(22.10.25)
şu anki yaşında istemezdim ama yaşım ileri ise değişir.

mesela ben 45 yaşındaysam, kendi yaşlarımda 45-50 aralığında biri ile 2.evliliğimi yapacaksam o yaşta çocuksuz birini bulmam zor olduğu için kabul ederdim.

bir akrabam 41 yaşında 2.evliliğini yaptı, eşi 50 yaşında falandı diye biliyorum ve üniversiteye giden kızı vardı. bunu kabul etti doğal olarak.
+1
Sadece soruyorum
(22.10.25)
(7)

gümüş almak mantıklı mı? nereden alalım.

mikahakkinen
yatırım için?
yatırım için?
0
mikahakkinen
(21.10.25)
Gümüş ons şu anda gün itibariyle %7,23 düşmüş durumda ve göstergeler düşüşün devam edeceği yönünde. Kısa vade için alınabilir zaman değil gibi duruyor. Uzun vade için diyorsan alınabilir tabi. Fiziki gümüşte alım satım arasındaki makas altındaki gibi değildir çok daha fazladır. Hava ile teması zaman içinde kararmasına neden olur.
Gümüş hesabı açan bir banka veya aracı kurumdan kaydi gümüş almanı veya borsada işlem gören GMSTRf adlı borsa yatırım fonunu öneririm.
0
Mirket
(21.10.25)
2021de 7 lira civarıydı gramı. ufak ufak almıştım. şimdi baktım 2023 ekimde 19 liradan bozmuşum. şu an gramı 70 tl. düz mantıkla uzun vadede kazandırıyor demek ki.
0
elorelia
(22.10.25)
Şu anda fiyat yüksek doğal olarak, öncesinde senin de aklında yokken şimdi almayı düşünüyorsan bil ki çoğunluk böyle düşünüyor, Altına nazaran çıkışı da iniişi de daha serttir gümüşün. Saklama imkanın varsa daima fiziki önceliklidir.
0
kumandanim
(22.10.25)
Kardeşim ve öğretmen sevgilisi yapabildiklerinde ya altın ya da gümüş alıyorlar. Demek ki mantıklı. Gelir çok kısıtlı çünkü.
0
muhayyer divan
(22.10.25)
değil tabii ki de. son dönemde çok fazla arttı.
0
biravekahve
(22.10.25)
Altın ve gümüş türk lirası ile değerlendirirsen çok süper diyebilirsin belki.
Dolar olarak bakarsan 2011 yılında gümüş almış olsaydın aynı değere yeni ulaşıyor olacaktın. Kısacası 14 sene boyunca paran ölü durumda olacaktı.
2020 yılında alsan aynı fiyata gene 2025te gelecekti.
2000 öncesine hiç girmiyorum çünkü orası resmen katliam.
Daha dolar enflasyonu falan katmadik işin içine.

Böyle sağdan soldan duyulan şeylerle girip sonra 2020-2025 arası ya da 2011 2025 arası yaşayıp psikolojik olarak normal olacaksaniz alın. Yok ters dönerse kafayı yiyecekseniz tabiki girmeyin.
www.macrotrends.net
0
logisticsmanager
(22.10.25)
yazın düşükken ben de aldım. ama şu anda düşüşe geçtiği için şu an almak mantıklı değil. yutubdan yorumlarını takip edip en dibe geldiği zaman almak mantıklı. şu an alma bir iki hafta boyunca düşer ve zarar edersin.
0
Sadece soruyorum
(22.10.25)
(6)

bu fiyat nasıl mümkün olabiliyor?

messina123
Kasap Dana Kıyma (Köftelik) 1 kg x 1 adetKasap Dana Kuşbaşı Orta Yağlı 1 kg x 1 adetGurme Dana Sucuk 250 g x 1 adetmarka adı vermeyeyim ama herkesin bildiği bir markanın online sitesi üzerindeki fiyat 1103 tl. bunu görünce oha ne kadar ucuzmuş dedim. sepete ekleyince fiyat 757 liraya düştü. bunun 70
Kasap Dana Kıyma (Köftelik) 1 kg x 1 adet
Kasap Dana Kuşbaşı Orta Yağlı 1 kg x 1 adet
Gurme Dana Sucuk 250 g x 1 adet

marka adı vermeyeyim ama herkesin bildiği bir markanın online sitesi üzerindeki fiyat 1103 tl. bunu görünce oha ne kadar ucuzmuş dedim. sepete ekleyince fiyat 757 liraya düştü. bunun 70 tl'si de teslimat ücreti olarak gözüküyor. nasıl oluyor bu? niye bu kadar ucuz?
0
messina123
(20.10.25)
url'yi görmeden bir şey söyleyemeyiz.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.10.25)
çok şüpheli, bizim kasapta şu an kıyma 800 tl. köfte yapılırken için sadece et değil ekmek içi filan da konuluyor ama yine de tutmuyor sizin hesap
0
Sadece soruyorum
(20.10.25)
migrossa kendi kıymaları kötü ya.

arada indirimler oluyor ama.
0
jelly bear
(20.10.25)
Köftelik kıyma genel olarak kötü bir şey. Bir de zaten bol yağlı bir şey olduğu için fiyatı daha düşük. Aslında seçtiğiniz eti ya da etleri makineden çektirip almanız gerekiyor. Kuşbaşı da tıpkı kıyma gibi bir et değil kesim çeşidi. Haliyle onu da neyi kuşbaşı yaptıklarına göre değişir. Günün sonunda bu ikisini çok ucuza ama lezzetsiz ya da çok pahalıya da bulabilirsiniz. Markadan çok hangi hayvanı ve hayvanın neresini kullandıkları önemli. Tabii fiyatta marka da büyük etken.
0
nawar
(20.10.25)
www.istanbulperder.org.tr

et ve süt kurumu sübvanse ediyor. kim marketlerde yemeklik(yağlı) kıyma 550 tl falan.
0
biravekahve
(20.10.25)
1500 tl alt limiti vardı. 2 kg kıyma 2 kg kuşbaşı 2 de sucuk aldım fiyat 1650 lira. Mesajdan soranlara link atabilirim
0
🌸messina123
(20.10.25)
(5)

Aynı adreste 2 farklı iş yeri açılabilir mi?

ananiyimioguz
Mesela eşim için açtığımız bir diş kliniği var ama alt katı boş bir depo. baya da büyük yani 140 metrekare.Ben zaten uzaktan çalıştığım için ek bir gelir ve iş imkanı yaratmak adına buraya fotoğraf stüdyosu, playstation cafe, spor salonu, v.i.p bilmemne salonu vs. bişey açarak değerlendirmek istiyor
Mesela eşim için açtığımız bir diş kliniği var ama alt katı boş bir depo. baya da büyük yani 140 metrekare.

Ben zaten uzaktan çalıştığım için ek bir gelir ve iş imkanı yaratmak adına buraya fotoğraf stüdyosu, playstation cafe, spor salonu, v.i.p bilmemne salonu vs. bişey açarak değerlendirmek istiyorum.

Ama orası aslında kliniğe ait. ben aynı adresi göstererek bir iş yeri daha açabilir miyim?

Elektrik su internet falan klinikten gelecek ama onlara bir fatura çıkartamam.

Sadece yer altının girişine tabela atıcam, orayı hem ofise hem de bir hizmet alanına çeviricem. Yasal mı bu oluyor mu böyle?
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
normal bir işletme olsa problem olmazdı büyük ihtimalle ama diş kliniği olduğu için problem olacaktır diye düşünüyordum, gittim mevzuata baktım sizin için :)

"Sağlık kuruluşları amacı dışında faaliyet gösteremez. Şirketin faaliyet alanına giren diğer işler sağlık kuruluşu bünyesinde yapılamaz." diyor mevzuat. o depoda kliniğe ait görünüyorsa maalesef olmaz.
+1
duyulmasi gerektigi kadar
(16.10.25)
Ama alt tarafin hic bir bagimliligi yok yukari ile. Girişleri ayrı, içeriden merdiven yok falan. Yani alt kat ayrı bir yer gibi aslında.

Yine de kagit üstünde bir yerlere takılırız mıyız yani.

Zorla insana kacak kumarhane actiracaklar sdjshdf
0
🌸ananiyimioguz
(16.10.25)
önemli olan klinik ruhsatı alırken oranın dahil edilip edilmediği, yoksa bir şikayet olduğunda klinik ruhsatı iptal edilir falan büyük problem olur. dikkatli araştırmak lazım. bu işi bilen birileri vardır onlara danışın bence.
+2
duyulmasi gerektigi kadar
(16.10.25)
bence üst cevaptaki kontrolü yaptıktan sonra şunu yapabilirsiniz,
klinik kiraladığız bir yerse kliniği kiralayan eşiniz ile siz kendi aranızda alt kira sözleşmesi yaparsınız. yok kliniğin sahibi tapuda eşinizse, doğrudan eşiniz ve siz aranızda normal bir kira sözleşmesi yaparsınız.

belediyeye ruhsat için bu şekilde başvuru yaparsınız. ama burada kat mülkiyeti kanunu ve binanın yönetim planına da bakmak lazım. eğer diğer kat malikleri binanın altına internet kafe açılmasını açılmasını yasaklayan bir hüküm koyduysa ve bu kat mülkiyeti kanununa göre geçerli bir yasaklama ise olmaz. ya da şöyle bi hüküm koymuş olabilirler internet cafe açılması tüm kat maliklerinin 2/3'ünün onayına bağlıdır vs. bunlara bir bakmak lazım
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
@duyulmasi gerektigi kadar'ın yazdığı madde, sağlık kuruluşunun binasıyla alakalı görünmüyor. sadece bu madde üzerinden yorum yapmak olmaz. ben bu maddeye bakarak sadece şöyle bir yorum yapabilirim: alt katta (ya da başka bir yerde) dükkan açıp eşinizin faturası ile mal ya da hizmet satamazsınız.

"sağlık kuruluşu ile aynı iş yerinde başka iş yapılamaz, sağlık kuruluşu iş yerinin bir kısmını başkasına kiralayamaz" gibi gibi başka maddeler var mı bir yerlerde, emin değilim. ama @duyulmasi gerektigi kadar'ın bahsettiği madde bu değil bence.

en doğrusu, gidin belediye ile ve il/ilçe sağlık müdürlüğü ile konuşun. yeni iş yerinin başka bir şirket (şahıs firması da olsa) olacağını kesinlikle belirtin.
0
co2s2
(17.10.25)
(15)

Dosta ev hediyesi sorunsalı?

makarnavodka
selamlar, yakın dostum ev aldı ve gördüğüm kadarıyla evinde her şey var, ne alacağımı bilemedim. sizce ne alabilirim?teşekkürler :)
selamlar, yakın dostum ev aldı ve gördüğüm kadarıyla evinde her şey var, ne alacağımı bilemedim. sizce ne alabilirim?

teşekkürler :)
0
makarnavodka
(16.10.25)
paşabahçe'den bir şeyler olabilir. mağazaya giderseniz bir fikir oluşuyor kafada.
0
ruhlardan esinlenen karga
(16.10.25)
paşabahçe +1

vazo, şekerlik gibi çerçeve gibi ya da şık cam - metal bir ev aksesuarı uzun yıllar kullanılıyor ve her seferinde bunu şu getirmişti, şunun hediyesi gibi lafı ediliyor. o yüzden güzel bir dekoratif obje iyi bir hediye olur.

www.pasabahcemagazalari.com
0
exlibris
(16.10.25)
altının her zaman adı var, paşabahçede en ufak şey bile altın fiyatı zaten ama çay bardağı falan uygun 12li alınabilir.
0
eja
(16.10.25)
Senin yanında ay çok güzelmiş deyip bir daha asla kullanamayacakları ve evde boşuna yer kaplayacak şeyler almayın abi insanlara. Yakın dostum diyorsan direkt sor, sana ev hediyesi alacağım ne lazım diye. Hiçbir şey lazım değilse ve illa ki hediye almam lazım diyorsan, bütçene ve dsotluk seviyene göre gram/çeyrek vb altın olabilir.
+1
bobinhoo
(16.10.25)
sorarak ihtiyacı olanı öğren +1
yakınsa zaten söyleyecektir. değilse de pike, nevresim takımı, bornoz havlu seti gibi şeyler çok iş görüyor evde kaliteli bir markadan bakabilirsin. misafir ağırlamayı seven biriyse masa örtüsü+peçete takımı olabilir. bu tarz şeyler bana genelde hediye geldi hiç gidip de aa kalitelisinden zevkime göre alayım demediğim için çok işimi gördü.
0
rayde
(16.10.25)
altın veya hediye çeki.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(16.10.25)
madame coco'ya git, genelde orda hep etiketin yarısı vs kampanya var ordan bir şeyler al.

bütçen daha düşükse tv battaniyesi
dekoratif bir heykel veya mum vs
bütçen daha yüksek ise nevresim takımı al.

ikea'dan tepsi de alabilirsin geçen gittim 1000 tl üstü güzel tepsiler vardı.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
dostlar, kendisine sordum tabi ki, ancak şimdilik hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını belirtti. ben yine de bir şey alacağım.
0
🌸makarnavodka
(16.10.25)
Kullanılan bir şeyin altenatif ikincisi de olsa yük olmaz, farklı kullanımları hoş olabilecek bir şeyler alınabilir.

Nevresim takımı
Battaniye
Pasta/tatlı tabağı
Şık bir fincan kupa takımı vs

Ben bir arkadaşıma yıllar önce mutlu ev temalı bir keyif tepsisi almıştım. Hiç kullanilmaz diye düşünmüştüm ama deseni çok hoşuma gitmişti. Kullandikca fotosunu atardı. Kaç defa da çok beğendiğini soylemisti. Bu tarz keyif odaklı bir ürün de alınabilir.
0
egerbiryolcu
(16.10.25)
tam otomatik espresso makinesi veya moccamaster olabilir.
0
arakaali
(16.10.25)
Samimiyet +1 diyorum

"Sevgili dostum, ben bu ev için illa ki bir hediye alacam, saçma sapan bir şey olmasın, neye ihtiyacın varsa onu alayım" de, vallahi gerek yok vs derse bence hediyeye ayırdığın bütçeyi gram veya çeyrek veya işte durumun neyse ona göre altın gümüş alıp hediye etmek güzel olur. Nihayet bir güvence gibi olur hoş olur.
0
muhayyer divan
(16.10.25)
Duyuru'da Paşabahçe lobisi var :) Paşabahçe'de güzel şeyler var. Değişim kartı da koyarsanız, illa kendilerine göre bir şey bulurlar...

Devir ne kadar değişti bilmem ancak nevresim takımı biraz garantidir. Genelde iş görür.

Ben evlenen yeğenlerime "zigon sehpa almayın, siz beğenin, linkini gönderin, ben alacağım" diyordum mesela. Eve gidince önüne koyuyorlar, hoş oluyor kullanıldığını görmek.

Yine akrabalarıma ev hediyesi hep sorarak aldım. Bazen ütü oldu bu, bazen süpürge, bir tanesi abartıp tv istedi, imkanım dahilinde aldım bir tane...

Altın götürmek de ayıp değil. "Ne makbule geçer bilemedim, siz en uygununu yaparsınız" demenin kibar yolu.

Evcil hayvanları varsa bir sürü yeni elektronik pet zımbırtısı çıktı mesela, onlardan biri olabilir.

Son birkaç yılın silah zoruyla aldırılan ürünleri olan dikey süpürge, air fryer, robot süpürge ve yumurta makinası gibi bir şey de alabilirsiniz. Bence bir kısmı aşırı lüzumsuz ama, seveni çok...

Şık bir tablo yahut hat/ebru levhası da her zaman gideri olanlardan. İlla ki asacak yer buluyorlar...
0
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
viski karaf ve bardak seti gibi bir şey şık oluyor alkol kullanıyorsa.
ama her şey var diyorsanız eğer direkt altın bence.
0
ucurulmamak umidiyle
(16.10.25)
nevresim takımı demiş biri ona katılıyorum.
0
Hallegadola
(17.10.25)
normalde almayı düşünmeyeceği (parası bütçesi olsa bile) ama evde olsa illa ki kullanacağı bir şey alın. tamamen atıyorum:

örneğin kahve seviyorsa süt köpürtücü ya da güzel bir mokapot ya da chemex vs tarzı bir şey
şarap içiyorsa güzel bir karaf ve kadeh seti
viski içiyorsa güzel bir karaf ve kadeh seti

ya da atıyorum taşınabilir projektörlerden. (kolay kolay kimse almaz ama evde olunca çok acayip işe yarıyor)

ya da atıyorum hava temizleyici

zaten ihtiyacı olan şeyleri kendisi alır, bütçesi de var anladığı kadarıyla. evdeki 5 nevresim takımının yanına bir tane de siz alsanız ne esprisi var?
0
co2s2
(17.10.25)
(26)

İnsanlar bu kadar km nasıl yapıyor?

chicha_v2
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.

Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?

Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
0
chicha_v2
(16.10.25)
236 bin km sanırım rekor bende. sık sık akraba ziyareti yaparım.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
@bir sıcak el Memleket neresi Kazakistan mı? 236 bini kaç yılda yaptın?
+1
🌸chicha_v2
(16.10.25)
yilda 30 bin km yapar, az degil tabii ama abartili da degil. Yilda 25 bin km yaptigim olmustu Turkiye sinirlarinda. Ise gidip geldim yakindi gorece, arada bizimkilerin yanina gidiyordum git gel 100 km falan, koye gitmisimdir 2-3 kez, tek yon 1000 km vs vs derken cok gezen insan yapar. Ise de gidiyorsa kolayca yapilir.
0
mbond
(16.10.25)
ben yılda 10-15 arası yapıyorum 2 araç var eşimde benzer km yapıyor
0
basond
(16.10.25)
Zaruret , iş halini anlarım ama genel olarak düşüncem ayrıca tembellikten veya tatili, gezmeyi, zevki abartmaktan bu kadar km yapılıyor olmalı.
Abartı gelebilir ama yürümekten aciz, az ötedeki tuvalete bile aracıyla gidecek olan insanlar var.
Zevkin abartılması ise genelde öyle hayırlı şeyler sebebiyle de olmuyor.

Yürümeye yabancılaşmış ve anne karnındaki embriyo misali sürekli birileri bu kimseleri bir yere taşımalı.
Sonra da haraketsizlik kaynaklı kilodan vs. rahatsızlıklardan bahsederler .
0
diyecevaplandı
(16.10.25)
şöyle: aldığımda 115 bindi zaten. aileye 10 saat uzakta yaşadık şimdi de 1,30 saat uzaktayız ve sık gider geliriz. maaşlarını çekeriz, pazar ihtiyacını bazen.

7 senede 120 bin olmuş çok da değilmiş.

2 tane yaşlıyla ilgilendik. birinin mekanı cennet olsun, biriyle halen ilgileniyoruz. ilacıydı, adam evde çişini yapıyor onu labaratuara yetiştiriyoruz falan gibi.

birde akraba kızlarından biri kocaya kaçtı, polislerle onu aradık, o sırada da epey yaktık aksiyonlu hayatım var evet.

senede 1 ya da 2 tatile çıkarız.

yoksa tuvalete bile arabayla gittiğimden değil yani.

kendim de bir o kadar km yakmışımdır belki.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
Pazarlamacıyım. Geçen seneye kadar ayda 8000 kilometre yol yapıyordum. İş değiştirdim de bu sene 4000 km'ye düştüm.
0
etna
(16.10.25)
bizim 2004 model ilk sahibi olduğumuz bir araba vardı, 2020 yılında 100bin km de idi.
ben de anlamıyorum.

aracı sattım adam 3 yılda 200bin km ye getirmişti aracı :(
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Şahsi araçlarımla ortalama 25 bin

Şirket aracıyla da günde 60 km, ayda 1250 desen, 15 bin
0
gabe h coud
(16.10.25)
Arabamı mayıs ayında 0 km aldım. Şu anda 13xxx km. Senede yaklaşık 30k km yapıyor. Her gün işe git gel için 35-40 km yapıyorum, gerisi seyahat.
0
tss
(16.10.25)
arabayi aldigimizdan bu yana yilda 16-20k arasi (ortalama 18k) yapiyoruz ama sehirde yasamadigimiz icin. toplu ulasimla, 5km mesafedeki yan köye gitmek bir saat sürüyor, o sebeple her yere araba. sehirde yasasak herhalde yilda 5-6k anca yapardik.

is mesafesi uzun, ailesinden uzakta yasayan ve araba sirtinda para kazanan kisiler o km'leri yapiyor olabilir. mesela adamin ailesi trabzon'dadir, kendisi kayseri'de yasiyordur, iki haftada bir ziyarretlerine gidiyordur, üstelik ilac mümessilidir, kapi kapi geziyordur. günde 100 km rahat yapar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
işi uzaktır çok geziyordur vs
0
jelly bear
(16.10.25)
Türkiyede eğer şirketiniz karşılamıyorsa, -ki öyle bile olsa- benzine verilen para yazık günah. abd de olsak anlarım da türkiyede bu kadar arabayla gezmeyi seveni ve yakıtı dert etmeyeni anlamıyorum boşa para atılıyormuş gibi geliyor.

Bir de aracı çok yakınca normal karşılayan var aslan besleyen yemini düşünmez falan... diyorlar. Ağır gerizekalılık başka bişey değil sanki benzin ucuzmuş gibi.

Bazı arkadaşları biliyorum kafaları dağılsın diye çevre yolunda turluyorlar iyi geliyor diyorlar.

Yani şahsen bana iyi gelse bile yaktığı yakıtı düşününce nötrler hiç bişey anlamam.
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Evle okul arası 35 km. Ayda 1120 km yapıyor. Günde 5 km günlük işler olsa +150 km. Haftasonları da 100 km gezi olsa, +400 km. Ayda 1700 km yapar yuvarlak. Yılda 20bin km yapıyor. Yılda 15-20bin İstanbul için normal bir rakam.

Hibrit araç kullanarak bütçeme ve çevreye karşı vicdanımı kısmen rahatlatmış oluyorum. Toplu taşımayla gitsem yolum git-gel toplam 3 saat daha uzayacak.

Araç üreticilerinin periyodik bakım aralıkları genelde 1 yıl/15bin km şeklinde oluyor.

5 yıl için 75bin km normal yani. Ama İstanbul'da 5 yaşında 75binde araç çok düşük km kabul edilir. Genelde 100-110bin civarı oluyor 5 yaşındaki arabalar.
-1
yadigar
(16.10.25)
işim git gel 130km. ayda 2500 km. yılda 30 bin. işte böyle yapılıyor.
0
mikahakkinen
(16.10.25)
benim 2020 model, 120 bin km. normal geldi ya, yılda 20-25 bin km işte.

ev-iş arası 20 km ise bile ayda 2x20x20'den 800 eder. bi de yazın istanbul-ege, kışın istanbul-ankara tarzı bi kaç şehir dışı yol yapsan 20 bini rahat bulur.
0
gitdaddy
(16.10.25)
iş ev arası mesafe uzaksa ondan oluyordur, biz de geçen düşündük 7 ayda 10 bin falan yapmışız, işe gidip geliniyor her gün istanbul olunca mesafeler uzak malum. arada uzak ilçelere akraba ziyaretlerine vs de gidiyosun, 1 defa tatil, 3-4 defa izmit edirne gibi mesafelere aile ziyareti derken oluyor yani. arabasız da gitmek istemiyoruz bir yere çünkü arabayı zaten o konfor için aldık.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
kimisinin işi mobil. yılda 60-70 bin yapıyorlar. zaten bi şehir dışı git gel 2 bin km. yılda 30 40 yapan var.

kimi de gezmeyi çok seviyor. bi arkadaşım ben yemek yemeyi çok severim. eşimle tüm türkiyenin köylerine kadar gezdik demişti. o da yılda 80 mi ne yapmış. ilginç yani.
0
gurur
(16.10.25)
eski arabayı 2016da 0 almıştım. 2020de 10000 km anca olmuştu. 2024te 55000 km iken sattım. yeni arabayı 2024te 0 aldım, şimdi 19000 km.
0
inheritance
(16.10.25)
evle isim cok yakin, benden baska araci kullanan yok, is disinda haftada 2-3 gun bir o kadar daha yol yapiyorum, ekstar avm, yemek, etkinlik, senede birkac tatile de arabam ile gidiyorum senelik 15bin'i kolay kolay gecmiyorum
0
sweetoffice
(16.10.25)
Sahaya gittiğimde şehrin öteki ucuna tek yön 100 km yol gidiyorum. Servis pahalı ve az yoğun olan bu yolu kullanmadığı için hergün kendi aracıyla giden nice arkadaşım var. 200x20x12 senede 48.000 km yapar. Bunun marketi haftasonu gezmesi yaz tatili derken bu rakam daha da artıyordur.
0
cilekli pasta
(16.10.25)
Pandeminin zirvede olduğu dönemde bir ara her şeyin fiyatı ve maaşlar bile artarken benzin fiyatları sabit kalmıştı.
İşe başladıktan 1 ay sonra pandemi patlamıştı ve ben iş için şehir değiştirmiştim.
Pandemi patlayınca tüm şirket tamamen evden çalışmaya geçti 2 sene boyunca. Benim gibi bazı kişilere de haftada 1 işe gel dedi ama taksi parası verdi fiks.
Oturdum hesapladım haftada 1 kalkıp izmirden istanbula gidip akşam da dönmek daha mantıklı.
2 sene boyunca ayda 2500-3000 km arası yaptım. Arada bodruma falan da yazlığa kaçamak yaptım.
5 yıllık sadece 40.000 km'deki arabam 2 yılda 80.000 km'ye yakın yol yaptı.
0
denizgonen
(16.10.25)
ortalamam senede 30.000, altina pek dusemedim.
evde iki araba var, toplam 50.000 civari yapiliyor her sene.
0
cooperr
(16.10.25)
5 yilda 1250 is gunu var. 150.000km/1250gun= gunde 120km.

Ev-is arasi 60km olan biri sadece ise gidip gelmek icin 5 yilda 150.000km yapar. Normal bence.

Ayrica, mesela yeni arac satin alirken 2021 model araclari 2020'de aliyoruz. Bunun da km'nin yuksek gorunmesinde etkisi vardir.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
bir ara evden işe 35 km mesafem vardı. git gel 70km. günde ortalama 5km ekstra sağa sola illa gidiyordum (annemlere uğramak gibi) x yılda 260 gün = 19500 km.

ayda 3 kere çanakkale'ye gidip geliyordum. 360 km tek yön. 30-40 en az orada yapıyorumdur. 800 x 3 x 12 =28.800

toplam 48300 km yaptı. illa ıvır zıvır olmuştur 50binin üzerine tamamlıyorumdur.
0
co2s2
(17.10.25)
Günde ortalama 30 km senede maksimum 10 bin yapıyorum ben.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
(13)

Kıskançlık psikolojisi

arbre
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.

Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim sevgilim olsaydı olay çıkarırdım. Ama ben sevgilimi kıskanacağım o erkek konumumdayım gerçekte. Anlatabildim mi bilmiyorum. Ya da cinsellik konusunda geçmişini bilmek beni rahatsız eder, ama ben de neler yaptım. Kendi psikolojimi çözemiyorum. :D Psikoloğa mı gitsem?
-8
arbre
(16.10.25)
Psikologla alakası yok kişiliğin gelişmemiş.
Bu yaştan sonra gelişir mi inan bilemiyorum.
+17
Gradient_tabanlı_mor
(16.10.25)
kaç yaşındasınız bu aslında önemli bir kriter.
eskiden ben de böyleydim. mesela erkek arkadaşım (şimdiki eşim) bir kız arkadaşının sadece oturduğu semti biliyor diye yapmadığım kalmamıştı sen nerden biliyosun demek ki evine gittin vs. çok utanıyorum o hallerimden ama çok küçüktüm, 19 yaşındaydım. şu an eşim kız arkadaşlarıyla bensiz buluşur, görüşür, bi kıskançlığım kalmadı ara ara kıskanıyorum ama sorun çıkartacak, kavga çıkartacak düzeyde değil.

bence siz biraz niyet okuyorsunuz. karşı cinsten arkadaşı olması iyidir insanın her zaman. benim de karşı cinsten arkadaşlarım var. bunda yanlış bir şey yok. biraz empati yapmayı öğrenmeniz lazım. eğer aşırı kıskançsanız ve bu durumu çözemiyorsanız psikolog şart bence de. insan onunla konuşurken anaaaa diyip kendini çözüyor tabii doğru psikoloğu bulursa.

edit: kullanıcı adınıza bakmamıştım arbreymişsiniz çok genç olduğunuzu düşünmüyorum orta yaştasınızdır herhalde 35 civarı falan.
+2
matilda
(16.10.25)
matilda, 32'yim :)
0
🌸arbre
(16.10.25)
Böyle yaparak hem kendini hem karşınızdaki kişiyi bunaltirsin. Psikologa gitmek iyi fikir bence zaten farkındalığın olmuş bu konuda.
0
pembediken
(16.10.25)
Toksik maskülenite konusunu araştırmanı öneririm.
0
rock n roll
(16.10.25)
Gradient_tabanlı_mor, kişilik ne anlamda? Kişiliğimin ortalama üstü olduğunu düşünüyorum. Laf sokma mı, yardımcı olmak için mi bu yorum
-8
🌸arbre
(16.10.25)
abicim son derece sağlıklı bir erkeksin. bu devirde herkes alt alta üst üste diye de bu rezil ortamdan midenin bulanmasını garipsemene lüzum yok. herkes böyle olmak yada sosyal medya-hızlı sadakatsiz ilişkiler çağının getirdiklerini kabullenmek zorunda değil. hem kadın hem erkek olarak farklı bakış açısına ve karşı cins ile mesafeli insan ilişkileri kurabilme kapasitesine sahip kişiler de yaşıyor aramızda.

kız arkadaşın bir erkekle konuşursa elbette ki kıskanırsın, anında müdahil olmadığın sürece sorunlu bir durum yok. bu konuşmaların sıklığı artar , tonu değişirse de müdahale etmen son derece sağlıklı bir tepkidir. utandırma söylemlerine takılma bence.
-6
loch ness
(16.10.25)
reyiz gün gelecek eşin otobüse metroya binecek yanına elin adamı oturacak napacaksın.
iş arkadaşlarıyla çay kahve sohbeti yapacak engel mi olacaksın?

kendini eğitmeye çalış bir şekilde.
0
Hallegadola
(16.10.25)
Shepard nerlerde ya?
-1
mikahakkinen
(16.10.25)
mikahakkinen, 1 günde kurtulduk hepsinden. Compumaster sağ olsun. Komik olan Shepard beni engellemiş. HAHAHA. Ulan engelleyecektin neden her soruma cevap yazdın. Kafalar pırıl pırıl.
-1
🌸arbre
(16.10.25)
bence bu klasik erkek ikiyüzlülüğü :)) sevgilin olduğunda bu huyunu şu şekilde değiştirirsin, sen de artık kızlarla yakın olmazsın, senin kız arkadaşın da erkeklerle yakın olmaz, karşılıklı uzlaşma sağlanırsa sorun da kalmaz. pskologa gidecek bi durum olmaz. benim eşimle aramdaki anlaşma bu şekilde, kimsenin karşı cins arkadaşı yok, böyle anlaştık.
+1
Sadece soruyorum
(16.10.25)
Bu kiskanclik olayi bende sifir. Hic kiskanmadim.

Buraya bir anektod birakayim; Gecenlerde is yerime oglende bir arkadas geldi. Esimi restoranda gordugunu soyledi. Ben " umarim yanindaki adam benden yakisiklidir" dedim. Guzel bir kahkaha koptu is yerinde :) Evde falan da sormam o kim bu kim diye. Hic merak etmiyorum.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
psikolojik özellikleri tek tek anlatıp hepsi bende bok gibi demenize gerek yok, genel olarak psikolojik/psikiyatrik problemleriniz olduğu ortada. psikolog ve psikiyatrist takibi şart.
+1
co2s2
(17.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.